Eleme olmayacaksa sınav neden yapılıyor?
Taşeron işçilerin kadroya alınması süreci Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile bu ayın başında başlamış oldu. Yayınlanan KHK ile de olayın detayları ortaya çıktı. Hemen belirteyim ki, taşeron uygulamasına son verilmesini destekleyenlerdenim. Ancak, kamuoyu önünde talimat verilmeden önce mesele Bakanlar Kurulu’nda ele alınsa, ilgili bakanlık ve kurumlar gerekli araştırmayı yaparak ortaya bir teklif çıksaydı da kamuoyuna ondan sonra ilan edilseydi sanıyorum, liselere geçiş ve üniversite sınavlarında yaşanan belirsizlik taşeron işçiler konusunda da yaşanmazdı.
Çünkü ilk başta taşeron firmalar birer komisyoncu gibi takdim edildi, son yapılan açıklamalarda bu firmaların da mağdur edilmeyeceği özellikle vurgulandı. Doğrusu da söz konusu firmaların mağdur edilmemesidir. Çünkü bu firmalar kendiliklerinden ortaya çıkmadılar. Çeşitli sebeplerle böyle bir uygulama söz konusu oldu. Geriye dönüp taşeron uygulamasının ortaya çıkış sebepleri üzerinde uzun uzun duracak değilim. Ancak olayları yaşandığı zamanki şartlara göre değerlendirmek gerekir.
Gelinen noktada artık taşeron işçilerin sürekli işçi kadrosuna geçiş takvimi açıklanmış, uygulama başlamıştır. Ülkemiz ve taraflar için hayırlı olmasını dilerim. Ancak, söz konusu işçilerin sürekli kadroya geçişlerinde sınava girecekleri hususu var ve bu hususta anlamakta güçlük çektiğim yön ise sınav olacağı ama bir elemenin söz konusu olmayacağıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı her açıklamasında ısrarla sınavın eleme için yapılmayacağını vurguluyor. Hatta söz konusu sınav ile ilgili olarak bir takım kitaplar basıldığı ve kursların açılacağı gibi haberlerin yayıldığı, bu kurslara itibar edilmemesi gerektiği vurgulanıyor. Yani, kursa falan gitmenize gerek yok. Kolay bir sınav olacak deniliyor. Hemen belirteyim ki sınav ne kadar kolay olursa olsun sınavdır ve bu işin bir kazananı bir de kazanamayanları olacaktır. Kısacası sınav demek seçmek, elemek anlamın gelir. Eğer bir sınav yapılacakta eleme söz konusu olmayacaksa böyle bir sınavın yapılmasına gerek yoktur. Peşin olarak sınava girecek herkesin kazanacağını düşünmek yanlış bir değerlendirme olur.
2-12 Ocak tarihleri arasında sürekli kadroya geçmek isteyen işçilerin kurumlarına başvurmaları, şartları taşıyanların yazılı, sözlü ya da uygulamalı sınava alınacağı, sınavda başarılı olanların kadroya alınması işlemlerinin 2 Nisan 2018 tarihine kadar sonuçlandırılacağı belirtiliyor. Kısacası, söz konusu sınav bir elemeyi de beraberinde getirecektir. Bunun yanlış bir yanı da yoktur. Ancak bakanın ısrarlı bir şekilde sınavdan korkmamak gerektiği, kurslara falan gitmenin gereği olmadığını açıklaması bir çelişki olarak görülüyor. Kaldı ki, sınav içeriği ve şekli konusunda da açıklamanın ileriki günlerde yapılacağı belirtiliyor ki bu da sınavla ilgili yeterli hazırlığın olmadığını gösteriyor. Tüm bunların sebebi hükümetin verilen söz gereği kendisini belirli bir tarihle sınırlandırmış, bunun sonucu olarak yeterli hazırlık yapılamamıştır.
Netice itibariyle bir takım kararların ayaküstü ilan edilmemesi, meselenin önce hükümet içinde ele alınıp gerekli çalışmaların yapılmasından sonra kamuoyu ile paylaşılmasında yarar var. Çünkü liselere geçiş sınavlarında önce açık uçlu sorularla sınav yapılması gündeme geldi, hatta bazı öğretmenler okullarda yaptıkları sınavlarda açık uçlu sorulara çocukları alıştırmak için yazılılarda açık uçlu sorular kullandılar. Ama öğrencilerin büyük bir bölümü ilk defa karşılaştıkları bu soru şekli karşısında başarısız oldular. Ne yazık ki, o sınavlarda öğrenciler için birinci yazılı sonucu olarak kayda geçti. Gelinen noktada bu gerçeği ilgililer de görmüş olacak ki, açık uçlu soru gündemden çıktı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.