Dost düşman birbirine karışmış
Terör örgütlerinin sınırımızdan uzaklaştırılamamasının operasyona gerek kalmadan halledilmesi için büyük çaba sarf edildi. Bunun için özellikle ABD çeşitli kereler uyarıldı. Özellikle terör örgütlerinin silahlandırmasının yanlışlığı vurgulandı. Ne var ki, tüm bu ikaz ve uyarılar sonuç vermedi. Sadece arada bir yapılan açıklamalarla Türkiye oyalanmaya çalışıldı. Kısacası ABD, terör örgütlerini desteklemeyi Türkiye’nin dostluğuna tercih etti. Sonunda bu noktaya gelindi. Yani, önce havadan sonra da karadan Türkiye operasyonu başlattı. Bu notada harekâtın başarı ile sonuçlanması hususunda hepimize dua etmek düşüyor.
Dileriz, harekât kısa zamanda zayiat vermeden belirlenen hedefe ulaşılır ve terör örgütleri sınırımızdan uzaklaştırılır. Milletimizin ortak isteği budur. Ancak bu vesile ile birtakım ülkelerin sergiledi ği tavrın hâlâ netlik kazanmadığı da bir gerçek. Bir bakıyorsunuz Türkiye’ye destek verdiklerini açıklıyorlar, bir başka açıklamada verdikleri desteği çektiklerini söylemeseler de ilk tavırlarında değişiklik olduğunu görüyorsunuz. ABD’den günler ve haftalardan beri yapılan çelişkili açıklamalar üzerinde hiç durmuyorum. Ama Fransa’nın son tavrını nasıl değerlendirmek gerektiği hususunda insan kararsız kalıyor. Çünkü Afrin harekâtının ardından Fransa’dan yapılan açıklamalar aynen ABD’de olduğu gibi bir kafa karışıklığını yansıtıyor.
ABD’nin harekât karşısındaki sessizliğini destek olarak nitelendirmek de insanın içinden gelmiyor. Çünkü ABD’nin tavırlarını tamamen çıkarları belirliyor. Çıkarları karşısında dost ve müttefiklik gibi kavramlar anlamsız kalıyor.
Rusya’nın Afrin’den askerlerini çekmesi elbette iyi oldu. Özellikle hava harekâtı konusunda rahat hareket edilmesine imkân verdi. Bu haliyle belki de en net desteği Rusya’nın verdiğini düşünmek yanlış olmaz. Ancak Rusya’nın bu desteğini ve ABD’nin sessizliğini sonuna kadar destek olarak yorumlamak da yanlış olur. Çünkü Rusya’nın Suriye’deki varlığını korumak, hatta daha da güçlendirmeye yönelik politikasında bir değişiklik söz konusu değildir. Türkiye, Suriye’de nereye kadar ilerlerse ilerlesin bu ilerleme sınırsız olmayacaktır. Zaten Türkiye de hedefini baştan belirlemiş ve ilan etmiştir.
Bu arada, medyada İran ile ilgili birtakım olumsuz haberler yer alıyor. Şu sıralarda bazı gazetelerde İran karşıtlığı yeniden hortlamış görünüyor. Halbuki, Türkiye harekât öncesi İran ile gerekli teması sağlamış, bir mutabakat hasıl edilmiş durumda. Buna rağmen hoşa gitmeyen birtakım açıklamaların abartılmaması gerekiyor. Bir başka ifadeyle ABD’den yapılan bunca çelişkili açıklama ve düşmanca tavra rağmen seslerini çıkarmayanların böyle bir zamanda İran aleyhtarlığı yapmalarının Türkiye lehine olduğunu sanmıyorum.
Türkiye’nin Afrin operasyonu elbette önceden çeşitli temaslar ve müzakereler sonunda başlatılmıştır. Denebilir ki Suriye’de doğrudan taraf olan ve olmayan ülkelerle uzun bir müzakere süreci yaşanmıştır. Buna rağmen zaman zaman çatlak seslerin çıkmasını yadırgamamak gerekiyor. Özellikle de medyanın söz gelimi ABD’ye destek anlamına gelebilecek İran’ı hedef göstermesi gerekir.
Operasyon başlatılarak Türkiye tüm dost ve düşmanlarına karşı kararlılığını göstermiştir. Şu anda sağlanmış mutabakatı zedelemeden belirlenen hedeflere bir an evvel ulaşmak önemlidir. Tüm medyaya ve si yasi partilere birlikte hareket etmek düşüyor. Olayı siyaset malzemesi ya da tiraj unsuru olar ak değerlendirmemek gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.