Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

ABD’nin bölgemizde ne işi var?

ABD’nin bölgemizde ne işi var?

CIA, PYD’nin PKK’nın Suriye’deki uzantısı olduğunu kabul etmiş. Etti de ne oldu? Etmeseydi gerçek değişir miydi? Daha önceleri de ABD, PKK’nın Suriye uzantısı YPG/PYD’ye silah vermediğini söylüyordu. Mızrak çuvala sığmaz hale gelince terör örgütünü silahlandırdıklarını kabul etmek zorunda kaldılar. Ancak, verilen silahların DEAŞ ile mücadele bittiğinde toplanacağını ileri sürdüler. Ne var ki, DEAŞ Suriye’den temizlendiği halde silahlar terör örgütlerinin elinde kaldı. Neticede verilen silahların sadece Irak ve Suriye’deki çatışmalarda kullanılmakla kalmayıp Türkiye’ye karşı da kullanıldığı ortaya çıkıp Türkiye Afrin’e yönelik operasyonu başlayınca bu defa da operasyonunun çok uzamaması gerektiğini söylemeye başladılar. Kısacası, ABD yıllardan beri bölgemiz ülkelerinin nasıl ve kimler tarafından yönetilmesi gerektiğini belirleme hakkını kendinde görür oldu. Kimse de, “Ey ABD! Senin bizim topraklarımızda ne işin var, ülkelerimizin nasıl ve kimler tarafından yönetileceğini belirleme hakkını nereden alıyorsun?” diye sormadı. Soran olmayınca da sadece bölgemizi değil dünyayı yönetme hakkını kendinde görmeye başladı.

Bazı İslam ülkeleri bir takım uydurma gerekçelerle işgal edilirken ne yazık ki bir gün sıranın kendisine de gelebileceğini düşünmeyen/düşünemeyen bazı yöneticiler işgallere karşı çıkmak bir yana sessiz kalarak, hatta doğrudan destek verdiler. Bölgemizdeki ABD müdahale ve işgallerinin iki sebebinden birinin bölgemiz zenginliklerinin sömürülmesi, ikincisinin ise İsrail’in güvenliğini pekiştirmek olduğu biliniyordu. Bu gerçek bilinmesine rağmen ne yazık ki, canlı yayınlarla Irak bombalanıp ardından işgal edilirken kimseden karşı bir ses çıkmadı. Saddam’ın diktatör olduğu söylenerek bir ülke işgal edildi. Kuveyt’i işgal ettiği öyle ise devrilmesi gerektiği söylenerek Irak işgal edildi. Yani Saddam’ın bir başka ülkeyi işgal hakkı yoktu ama ABD’nin vardı. Böyle bir çelişkiyi kimse dikkate almadı. Hâlbuki bölgemiz ülkeleri Kuveyt; Saddam, Irak ABD tarafından işgal edilirken harekete geçselerdi, Saddam’ın Kuveyt’i işgali engellenseydi ABD’de bölgemize yerleşmek konusunda rahat hareket edemezdi. Ne var ki, Saddam’ı Kuveyt’ten çıkarmak hususunda rahmetli Erbakan Hocam tek başına çaba gösterdi. Günlerce başta Irak olmak üzere bölge ülkelerini dolaştı, Saddam tutumunda ısrar etmesi halinde kendisinin de, bölge ülkelerinin de bir felaket ile karşı karşıya kalacaklarını anlatmaya çalıştı. Erbakan Hoca tek bırakılmasaydı sanıyorum bölgemizde karmaşa bunca yıl sürüp gelmeyecek, bir takım uydurma örgütlerle ülkemiz karşı karşıya kalmayacaktı.

Aslında İslam ülkeleri kendi sorunlarını kendi aralarında çözmek için irade gösterseler, bölgemizdeki sorunların çözümünü ABD ya da bir başka sömürgeci ülkeye havale etmeselerdi sanıyorum böylesine bir karışıklığı yaşamaz, bunca insan hayatını kaybetmez, milyonlarca insan da ülkelerini terk edip Akdeniz’in soğuk sularında hayatlarını kaybetmezlerdi.

Bugün için geçmişe dönük nelerin yapılması gerektiğini söylemenin fazlaca bir anlamı olmadığını biliyorum. Ancak, yaşanan musibetlerden ders almak gerekir. Bu dersi alabilir, hiç olmazsa bundan sonrası için, ABD’ye, “Bölgemizin meseleleri bizi ilgilendirir sen git kendi ülkendeki sorunları çözebiliyorsan çöz” demek gerekiyor. Bu tavrı toplu olarak sergileyebildiğimiz takdirde Müslüman ülkelerin birlikte hareket etmesi kolaylaşacaktır. Aksi halde ABD’nin tavırları karşısında sessiz kalanlar bir gün sıranın kendilerine geldiğini göreceklerdir ama o zaman iş işten geçmiş olacaktır. Sözün özü Haçlı-Siyonist ittifakının yalanlarına kanarak koltuklarını koruyabileceklerini sananlar İslam dünyasına büyük zararlar verirler. Çözüm, Haçlı ittifakına karşı birlik oluşturmaktan geçiyor. Bu sağlanamadığı sürece tüm söylenenler ve yazılanlar işin özünü gizlemeye yarıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi