Saadet Partisi'nin dünkü Büyük Kongresi'nin duygu ağırlıklı geçeceğini önceden tahmin etmiş bu hususa dünkü yazımda da dikkat çekmeye çalışmıştım. Dün Kongre salonuna hakim olan heyecan tahminimin de ötesindeydi... Adeta tüm Milli Görüşçüler duygu patlaması yaşadılar... Bu duygu patlaması zaman zaman heyecan, zaman zaman göz yaşı oldu aktı... Elbette insan sadece acılı günlerinde ağlamaz... Ağlamak deyince akla ilk olarak üzüntü ve acı gelse de dünkü Saadet Kongresi'nde dökülen gözyaşı ülkemizin en karanlık döneminde tünelin ucunda ışığın görünüyor olmasının ifadesiydi. Bir diğer ifadeyle sevinç gözyaşıydı.

Saadet Partisi'nin dünkü kongresinin bir başka anlamı ve insanımıza verdiği mesaj daha vardı... O mesaj ise Milli Görüşçülerin bir göreve gelişi de görevi devredişinin muhteşemliğinin, gelirken de giderken de büyümenin bir ifadesiydi. Sanıyorum dünkü Saadet Partisi Kongresi siyasi partiler için de bir ilkin gerçekleşmesiydi. Görevi devredenin de görevi devralanın da elele, gönül gönüle, göstermelik değil yürekten birbirine duyduğu sevgiyi, saygıyı ve güveni gösteriyordu. Böyle olunca da salonun içini ve dışını dolduran 10 binlerce Milli Görüşçünün büyük bir heyecan patlaması yaşaması çok doğaldı.

Olabildiğince içten ve bir o kadar duygu yüklü bir kongrenin arkasından milletimizin içine sürüklendiği çıkmazdan kurtuluşu için tüm Milli Görüşçüler bundan böyle çok daha fazla çalışmak zorunda olduklarını sanıyorum oturdukları yerde düşünmüşlerdir. Bu kongrenin tüm Milli Görüşçülere önemli sorumluluklar yüklediğini, milletimizin beklediği ışığı göstermek durdumunda olduklarının idraki içinde Anadolu'ya dağıldıklarını düşünüyorum.

Özellikle Milli Görüş hareketinin lideri Necmeddin Erbakan'ın salondaki yerini aldıktan sonra bir yanına Muhterem Recai Kutan'ı öbür yanına yeni Genel Başkan Numan Kurtulmuş'u alarak ellerini havaya kaldırması babanın davasına ve evlatlarına sahip çıkışının ifadesiydi. Herkesi kucaklayan bir babanın varlığı sanıyorum bu birlik ve beraberliğin ortaya çıkışını ve kongre salonunda bir heyecan fırtınasına dönüşmesini sağladı. Söz konusu heyecanın zaman zaman göz yaşı olup akmasını sağlayan esas güçte buradan geliyordu... Milli Görüşçülere bu yakışırdı ve yakışan sergilendi.

Bu bakımdan insanımızın içine yuvarlandığı karamsarlık çukurundan inşaallah dünkü Saadet Partisi Kongresi kurtuluşunun ilk adımı olacaktır. Liderinin etrafında toplanmış bir ordu olarak tüm Milli Görüşçüler dimdik durdukları sürece başlamış olan yeniden şahlanış hareketi en kısa zamanda zirveye sancağı taşıyacak ve bu da insanımızın kurtuluşu olacaktır. Dünkü kongre bana bunları düşündürdü ve bu sinyali verdi.

Kongre salonunda sergilenen liderin etrafında toparlanmayı ve kucaklaşmayı sergileyen tablo devam ettiği sürece hiçbir engel Milli Görüş iktidarını engelleyemeyeceklerdir. Birtakım atraksiyonlarla engellediklerini sananlar çok geçmeden yanıldıklarını göreceklerdir. Güneşi söndürmek mümkün olabilir mi? Bazıları zaman zaman güneşin ışınlarının dünyaya ulaşmasını engelleyen siyah bulutlara bakarak güneşin ışığının kesilebileceğini sansalar da hayal kırıklığı çok geçmeden onların yakasına yapışacaktır.
Kısacası, dünkü kongre Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan'ın yol göstericiliğinde eski Genel Başkan Recai Kutan ve yeni Genel Başkan Numan Kurtulmuş ile yeni bir dönemin başladığını gösterdi. Bu yeni dönemin Saadet Partililere, insanımıza ve tüm insanlığa hayırlara vesile olmasını, ülkemiz üzerindeki kara bulutların biran evvel dağılmasını diliyoruz...