“AB’nin kurtuluşu Hıristiyanlıkta” ise Türkiye’ninki nerede?
Macaristan’ın göçmen ve Müslüman karşıtı Başbakanı Viktor Orban, Hıristiyan kültürünün gerilemesinin Müslümanlığın yükselişe geçmesine neden olduğuna dikkat çekerek, “AB’nin yükselişi Hıristiyanlıkta” demiş. Orban daha sonra Avrupa’da yaşayan Müslüman nüfusunun büyük artış gösterdiğini belirterek şunları söylüyor:
“Büyük şehirlerin İslamlaşması günden güne ilerliyor. Eğer böyle devam ederse bugünkü şekliyle tanıdığımız kültürümüz, kimliğimiz ve uluslarımız kaybolacak. En kötü rüyalarımız gerçeğe dönüşecek. Batı düşerken, Avrupa bunun farkında bile değil. İslam gelecekte sadece güneyden değil, Batı’dan da Orta Avrupa’nın kapılarını çalacak. Bu bakımdan Avrupa’nın son umudu Hıristiyanlık.”
Hemen belirteyim ki bu düşüncede olan sadece Macaristan Başbakanı Orban değildir. Müslüman düşmanlığının Avrupa’da her geçen gün artığını sanıyorum bilmeyen kalmadı. Orban’ın bu değerlendirmesini bizdeki AB sevdalılarının dikkatini çekmek için aktardım. Kaldı ki Orban’ın kendi değerlerine sahip çıkmazsının, söz konusu değerlere sahip çıkmak için AB ülkelerinin Hıristiyanlığa sarılmasını istemesinin yadırganacak bir yanı da yok. Ancak,50 yılı aşkın bir süreden beri AB kapsında bekletilişimizin gerçek sebebini göstermesi bizim açımızdan önemli. Bu arada ülkemize ve insanımıza laikliği dayatanların Orban’ın bu değerlendirmesinden sonra yeni bir değerlendirme yapmaları gerektiği de bir gerçek. Çünkü uzun yıllar din ve İslam deyince bir yerlerine sivri bir şey batmışçasına laiklik elden gidiyor çığlıkları atanların Orban’ın, “AB’nin kurtuluşu Hıristiyanlıkta” değerlendirmesinin laikliğe aykırı olup olmadığını değerlendirmeleri gerekmez mi? Başlıkta bu açıdan AB’nin kurtuluşu Hıristiyanlıkta ise Türkiye’nin nerede diye özellikle sordum.
AB ülkelerinin kurtuluşu Hıristiyanlıkta aramaları laikliğe aykırı düşmüyorsa ‘Türkiye’de kurtuluş İslam’dadır’ denildiğinde niçin laiklik, Cumhuriyet, demokrasi ve özgürlükler elden gidiyor denilerek insanlar yıllarca laikliğe aykırı iddiası ile söz ve fiillerinden dolayı mahkûm edildi, cezaevlerine atıldı? Tüm bunları geçmişe dönük bir takım haksızlıklara dayanarak toplumun öfkesini kabartmak için hatırlatıyor değilim. Ancak, artık AB ile ilişkilerimizin gözden geçirilmesi gerektiğine, bize laiklik anlayışını dayatanların kendileri söz konusu olduğunda böyle bir sorunlarının olmadığını artık herkesin görmesi gerekiyor. Bunun da ötesinde Orban’ın bu değerlendirmesinin Avrupa Birliği’nin bir Hıristiyan Birliği olduğunu gösterip göstermediğinin yeniden düşünülmesi gerekiyor. Düşünelim ki, artık Haçlı ittifakının İslam düşmanlığının hiç azalmadığını görelim. AB ülkeleri kurtuluşu Hıristiyanlıkta ararken İslam dünyasına dinlerinden uzaklaşmalarının niçin ısrarlı bir şekilde telkin edildiğini, telkinin ötesinde uyum yasaları adı atında ülkemizin değişime ve başkalaşıma zorlanışının gerçek sebebinin artık gizli bir tarafı kalmadı. Bu bakımdan Hıristiyan dünyasının bize yönelik başkalaştırma kampanyalarını görüp onlara kızmak yerine gerekli tedbir almamız, özellikle de artık AB kapısındaki beklentimizi sonlandırmamız gerekiyor. Bir yandan ille de aralarına gireceğiz diye diretirken öbür yandan AB’yi bir Hıristiyan kulübü olarak sürdürmelerine kızmak yerine kendimize dönmemizde yarar var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.