Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

İkili baraj sistemi!..

İkili baraj sistemi!..

Cumhur ittifakı adı altında gündeme getirilen yeni düzenleme ile partiler seçime ortak girmeleri halinde tüzel kişiliklerini koruyacak, seçime kendi ad ve amblemleri altında girebilecekler. Yıllarca ittifakların yasal zemine kavuşturulması gerektiğini savunmuş birisi olarak bu değişiklik yerinde olmuştur. Ancak yüzde 10 barajının devamı yıllardan beri sürdürülen adaletsizliği korumaktadır. Bununla da kalınmamış, yüzde 10 barajı korunurken ittifaka katılan partilerin baraj sorunu ortadan kaldırılmıştır. Çünkü ittifak partilerinin aldığı müşterek oy yüzde 10’u geçtiği takdirde ittifak partilerinin müşterek olarak barajı aşmış kabul edilecek ve seçimlerde aldıkları oy oranına göre milletvekili çıkarabileceklerdir. Yani ittifaka girmeyen partiler tek başlarına yüzde 10 barajını aşamadıkları takdirde aldıkları oyun bir değeri olmazken ittifak halinde girdikleri takdirde yüzde kaç oy alırlarsa alsınlar Meclis’e milletvekili sokabileceklerdir. Böylece ittifaka giren partilere bir imtiyaz sağlanmaktadır. Bunun adil olmadığını düşünüyorum. Her ne kadar böyle bir ikili düzenlemeyi AK Parti ve MHP’li komisyon üyeleri hazırlamışlarsa da genel başkanların onayına sunulmuştur. Genel başkanlar da bu durumu adaletsiz bulmamışlar ki düzenleme bu şekliyle Meclis başkanlığına verilmiş bulunuyor.

Baraj uygulamasında ittifaka girenler ile girmeyenlere yönelik iki farklı durumun ortaya çıkartılmış olması yasa yoluyla bir adaletsizliğin sürdürülmesini gündeme getirdi. Yıllardan beri yönetimde istikrar adına temsilde adalet bir kenara itildi. Zaman zaman vatandaşın oylarının önemli bir kısmı Meclis’te temsil edilmedi. Kısacası yasal düzenleme ile seçmenlerin bir bölümünün oyları geçersiz sayıldı. Sebep ise yüzde 10 barajını aşamamış olmasıydı. Bunun sonucu olarak seçmen merkez partilerde toplanmaya zorlandı. Halbuki yönetimde istikrar kadar temsilde adalet de önemliydi. Yönetimde istikrar adına temsilde adaletin bir kenara itilmesi vicdanları rahatsız ediyordu. Buna son verilecek diye beklenirken şimdi yeni adaletsizliğin önü açılmak için harekete geçilmiş oldu.Halbuki, cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliğinin referandum kampanyası sırasında iktidar sözcülerinin sıkça dile getirdikleri husus, yeni sistemde yönetimde istikrarsızlık tamamen gündemden çıkacak, koalisyonlar dönemi bir daha yaşanmayacaktı. Kampanya boyunca hep bu iki husus vurgulandı. Ama ne yazık ki, yeni duruma göre ülke bir seçim bile yaşamadan bin bir methiye ile geçilen başkanlık sisteminde revizyona gidiliyor. Yeni sisteme göre bazı yasalarda değişiklik yapılması bir zorunluluktu. Bunlar yapılacaktı ama mademki başkanlık sistemi artık yönetimde istikrarı sağlayacaktı, o zaman temsilde adaletin birlikte temin edilmesi gerekiyordu. Gelinen noktada görünen o ki, temsilde adalet tüm partileri iki çatı altında toplayarak sağlanmak isteniyor. Tek çatı demiyorum çünkü, böyle bir çağrı ya da düzenleme sistem değişikliğinden de öte bir adım anlamına gelir.

Denebilir ki, başkanlık sistemini yerleştirmek için eskiden olduğu gibi temsilde adaletten vazgeçilmiş oldu. O zaman insanın aklına “Eski sistemi terk ederek başkanlık istemine niçin geçildi?” sorusu geliyor. Yukarıda da belirttiğim gibi başkanlık sistemini savunanların ısrarla dile getirdikleri husus yönetimde istikrarın sağlanacağıydı. Hatta barajın bile kaldırılabileceği, bu olmazsa aşağılara çekilebileceği günlerce söylendi. Gelinen durumu tespit için ‘Toplum aldatıldı’ demek istemiyorum. Ancak geçmişte düşünülemeyen bazı durumların çıkması sebebiyle böyle bir düzenleme ortaya çıkmış olabilir mi, diye düşünmeden edemiyorum. Böyle olunca da iktidarın üzerinde fazlaca düşünülmeden ayaküstü verdiği kararların sıkıntısını millet çekiyor..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi