Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İslam’ın hükümleri güncellenir” yaklaşımı ve bu hususta Diyanet İşleri Başkanlığı’nı daha aktif olmaya çağırmasının gündemin başına oturduğunu görüyor ve biliyorum. Böyle olunca da ister istemez bizim gibi günlük yazı yazanlardan bu konuda yazı beklenir. Hatta, daha dünkü gazetelerde bu konu köşelerde yerini aldı bile. Kimileri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a alkış tutuyor, kimileri de birtakım sorularla olaya yaklaşıyorlardı. Kısacası konu işin uzmanları tarafından ayetler ve hadisler ışığında yorumlanmıyor, adeta günlük politikanın malzemesi haline getiriliyordu. Bu yaklaşımın yeni bir sürtüşmeye ve kamplaşmaya yol açmamasını temenni ediyorum. Çünkü gençlik yaşlarımızdan beri bazı kesimler bu konuyu hep gündeme getirmiş, 1400 yıl önceki hükümlerin günümüzde geçerli olamayacağını ileri sürenler bu yaklaşıma karşı çıkanları gericilik ve yobazlıkla suçlarken kendilerini ilerici ve aydın olarak nitelendirirlerdi. O günlerin çok gerilerde kaldığını düşünürken olayın benzer bir boyutta yeniden gündeme gelmiş olmasını içime sindiremiyorum. Konu ile ilgili görüşlerimi şimdilik bu kadarla bitirerek olayın yorumunu ve tartışılmasını bu işin eğitimini almış, kendini yetiştirmiş din âlimlerine bırakmayı tercih ediyorum. Çünkü bir insanın her konuyu mükemmel şekilde bilmesinin ve yorumlamasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Kaldı ki, bir insanın kıymetli olabilmesi için her konuyu herkesten iyi bilmesi de gerekmez. Hemen belirteyim ki, bu tavrım söz konusu konuda söyleyecek sözüm olmadığından değil, işi ehline bırakmak gerektiğine olan inancımdan dolayıdır.

***

TSK’nın Zeytin Dalı operasyonunda Cinderesi’nin de teröristlerden temizlenmesi tüm dikkatlerin Afrin’e çevrilmesine sebep olmuş durumda. Bir an evvel Afrin’in de teröristlerden temizlenmesinin ardından yeni hedefin Kandil olduğu Dışişleri Bakanı tarafından açıklanmış bulunuyor. Bu operasyon konusunda Bakan Irak yönetimi ile görüş birliği sağlandığını söylüyor. Suriye sınırımızın teröristlerden temizlenmesi ne kadar önemliyse Kandil ve Irak sınırımızın da teröristlerden temizlenmesi büyük önem taşıyor. Bu operasyon da gerçekleştiği takdirde büyük oranda Türkiye terör belasından kurtulmuş olacaktır. Ancak bunun için terör örgütlerini destekleyen ABD ve bazı AB ülkelerinin bu desteklerini kesmeleri gerekiyor. Ancak şu ana kadar görünen o ki ABD, Irak ve Suriye’de terör örgütleri ile işbirliğini sürdürmekte kararlı. Hem yapılan açıklamalar hem de sahadaki uygulamalar bunu gösteriyor. Bunun da ötesinde ABD’den asker ve sivil kesimlerden birbirini tutmayan çelişkili açıklamaların geliyor olması da bunu gösteriyor.

Netice itibariyle görünen o ki, Irak ve Suriye’de terör örgütlerine yönelik operasyonumuz bir süre daha devam edecek. Böyle olunca da birtakım gereksiz tartışma ve polemiklerle toplumu ayrıştırmanın, hatta bazı hassas konularıkaşımanın zarardan başka bir sonucu olmayacaktır. TSK’nın sınır ötesi operasyonu toplumda kucaklaşmaya ve dayanışmanın doruk noktasına çıkmasına vesile olmuştur. Bu heyecanı diri tutmak gerekirken, birtakım yanlış ve gereksiz tartışmaları gündeme getirerek toplumu germenin anlamı yoktur.