Akıl almaz işler üzerine hatıralar özü
Fakültede 1. sınıf sonunda felsefe-mantık Prof.'u H. Ragıp Atademir, “Seni asistan aldım” dedi ve kitaplar vermeye başladı. “Türk Felsefe Derneği” kurucu ve başkanlarından Prof. Dr. Necati Öner o zaman asistanımızdı, öğrencilere zaman ayırır özel ilgilenirdi. Mantık üzerine yoğunlaşınca her mantıksızlık, beni rahatsız etti ve sebebini anlayıncaya kadar uğraştırdı. Sebebi yüzeysel mantıksızlık sırıtır, kolay anlaşılır. Derindeki, salt mantıkla çözülmez. Arka plan ve tecrübe ister.
Akıl, izan, vicdan dışı söz ve eylem, basit çıkar kaygısı dışında, halk arasında pek görülmez. Kamuflajı basittir. İmkan, yetki, makam, mevkide yukarı doğru gittikçe, mesele bilardo oyununa döner. Yüz de kızarmaz. Organize, ücretli yorumcular, kılıfı renklendirir. Zulüm ortadadır ama renklenen kılıf sebebi perdeler. Tecrübe önem kazanır. Teşhis konulamayan hastalığın tedavisi olmaz. Ağrı kesici ile oyalanılır veya hasta tecrübe tahtası olacaktır.
Milleti hedef alan evrensel gizli örgütlerin kılıfı zırhlıdır. “Fiili tecrübeden yararlanma imkanı yok” denemezse de sızıntıdır; yorum ister; tecrübesiz yanıltır. Çünkü gizli örgüt dehlizinin yalnız 3 çıkış kapısı vardır: 1) Maskesi, yüzünün derisi olacak. 2) Uykuya yatacak. 3) Maske yerine kefenini giyecek.
O halde tecrübe nasıl olacak? 6 imkan sezgilerle bütünleşecek: 1) Saçmalık ortada 2) Saçmalığa alkış korosu aşikar. 3) Tecrübe birikimi “Gizli Dünya Devleti” üzerine eserler; 4) Geçmiş başarılarıyla övünürler. 5) Güç gösteriler olur. 6) Siyasi ve sosyal tarih önemli imkan. 7) Bu ve bilen çevrelerle bire bir temasların ışığında bilgiler bütünleşir, hadise netleşir.
İkna edici mantık kurgusuna sahip bir kimse, bir anda akıl almaz, vicdana sığmaz bir iddiada? Çaresiz, “dün dündü” diyor. Demokrasi kahramanı iken, darbeci oluyor. Milliyetçi geçinirken, milletin %95’ine meydan okur. Aylarca gerekçe yazsa akla zarar. Pozlarına bakmayın bunlar, gizli, acımasız bir dayanışma ağının, ulaşamadığı derinlerinden gelen emirlerin tutsaklarıdır.
Özgür insanlar arasında birlik ve dayanışmayı, akıl, mantık ve vicdan sağlar. Çok farklı meslek ve çevreden insanlar, nasıl olur da birleşip, akıl, mantık ve vicdana karşı koro teşkil ederler? Bu, önceden pazarlanmış aklın tutsaklığıdır. Bu vicdan, çağdaş Hasan Sabah lobilerinde efsunlanmış vicdandır. Bu, karanlıkla aydınlığın zıtlığıdır. Gizli örgüt emirlerinin vicdanlara sığmayan tersliği, yer altından, yer yüzüne, güneş aydınlığına çıkmasından, dünya değişiminden doğuyor. Yarasa ile bülbülün aynı kafeste söyleşme zarureti, ikisine de azaptır.
Dağdaki gibi, şehirdeki gizli örgütler de, kendi içinde mutlak itaat ister. Başka türlü gizlilik kalmaz. Avantajı külfetini karşılamaz. İcra gücü şarttır. Nitekim mason üstatlarından Celil Layiktez, 4 ciltlik “Türkiye’de Masonluk Tarihi” kitabında: “…masonluğun ilk üç derecesinin yegane masonik kudret olduğunu, bu kudretin fevkinde, idari, mali, kazai ve teşrii hususlarda hiçbir otoritenin mevcut olmadığını aynen kabul ederek, alenen beyan ve ilan ederler ki; /../ Localar, umumi heyetin, kanun nizam ve kararlarına göre hareket ederler. Türkiye Büyük Locası, üyeleri üzerinde yasama, yürütme ve yargılama yetkisinin mutlak sahibidir. Bu ilkelere dokunulamaz ve değiştirilemez.”
Bu ilkeler, akıl, vicdanla zıtlaşınca ne olacak? Bunlara dokunulamadığına göre, akıl ve vicdan değişecek. Gerekçe yazmak zorunda kalsa, özrü kabahatinden büyük olacak. Bunun adı, akıl tutulmasıdır, vicdan mahkumiyetidir. Fransız masonları, Türkiye masonlarına güven ifadesiyle, “%80 istemese de başörtüsü yasağında direnin” diyor. İtalyan masonları için yazdığı makalede Layiktez, vahim bir tarihi olaya, bir asır sonra ışık tutarak, “Hareket Ordusu, masonlar tarafından örgütlendi ve yönetildi. /../ Sultan Abdulhamid’e tahttan indirildiğini tebliğ eden, beş milletvekilinden oluşan heyetin tamamı masondu” diyor.
Rusya’nın Gorbaçov’la kazasız atlattığı kırılma sürecine, Amerika 11 Eylül 2001’de girdi. Şimdi bu çöküşü, kazasız atlatacak lider arıyor. Krizlerle çöküş arasını ayırmak gerekir. Ekonomi olsun, diğer sosyal kurumlar olsun, siyasi yanlışlardan destek görmeden, kendini çökertecek gücü bulamaz. Amerika, çöküş süreci yaşamaktadır ve çöküşlerde kaptan köşkünde daima siyaset vardır. Dünyayı etkileyen ABD’nin ekonomik depremi bu çöküşün mide krampıdır. Kazalı-kazasız, her hal-ü kârda ABD siyaseti yeniden yapılanmak zorundadır. Yeni Amerika, evrensel gizli örgütlere güç olmayacak ve böylece güçsüz kalan evrensel gizli örgütler vahşetini, milletler, ortadan kaldıracaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.