Başlığa bakıp dün Ankara’da Barolar Birliği Salonu’nu dolduranların sadece gençlerini heyecanlı gördüğüm anlaşılabilir. Hemen belirteyim ki, yaşlısı genci, kadını hepsi aynı heyecanı yaşıyordu. Ancak özellikle gençlere vurgu yapışım toplantıyı izlemek için gelen bir gazetecinin salona hakim olan havayı, “Bu gençler oldukça Saadet Partisi’nin sırtı yere gelmez” değerlendirmesine aynen katıldığımı vurgulamak için başlığı, “Bu gençlik oldukça heyecan bitmez” şeklinde belirledim. Böyle söylerken Saadetli (Milli Görüşçü) hanımların gayretlerini elbette unutmuş değilim. Milli Görüş partilerinin geçmişi hatırlandığında hanımların heyecanı ve çabasını görmezden gelmek mümkün olabilir mi?.. Benim gibi ak sakallı pek çok Milli Görüşçünün yurdun en uzak köşelerinden kalkıp cumhurbaşkanı adayımızın açıklanmasında hazır bulunmak ve destek vermek için Ankara’ya gelmiş olmasının ifade ettiği manayı sanıyorum söylemeye gerek yok. Özetle dün salona hakim olan rahmetli Erbakan Hocamızın bir konuşmasında “Ben sizden heyecan istiyorum; heyecan.. Heyecan.. Heyecan” çağrısına uygun olduğu şeklinde nitelendirmek yeterli olacaktır. Bir diğer ifadeyle Milli Görüşçüler Hocalarının çağrısına bugün de uyuyor, onun isteğini yerine getiriyorlar. Hem de tüm dış tahrip hamlelerine rağmen. Bu bakımdan salona hakim olan heyecan sadece bizleri değil, toplantıyı izlemeye gelen çeşitli gazetelere mensup meslektaşlarımızı da etkilediğine göre toplantı hedefine ulaşmış demektir.

Bu noktada salonun toplantıyı takibe gelen Milli Görüşçülere dar geldiğini, daha geniş bir salonun tutulmasının daha iyi olacağını belirtmek istiyorum. Eğer maksat Milli Görüş camiasının davasına bağlılığını dosta düşmana göstermek idiyse bir kapalı spor salonu tutulabilirmiş. Çünkü salon, gelenlerin bir kısmını almadı. İnsanlar genellikle salon dışında hakim olan heyecanı yaşadılar.

Bu noktada Saadet Partisi’nin cumhurbaşkanı adayı olarak Temel Karamollaoğlu’nun açıklanmış olması Milli Görüşçülerin büyük bir kesiminin düşüncesine uygun olmuştur. Bu arada Temel Karamollaoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanması birtakım çevrelerin ve troll’lerin Saadet Partisi’ne yönelik saldırılarının etkisini yok etmeye başlamıştır. Ayrıca oluşan heyecan kasırgası dalga dalga yurdun her köşesine yayılacaktır. Bir su birikintisine atılan taşın oluşturduğu dalganın yayılışı gibi.

Artık Saadet Partisi teşkilatları için daha yoğun bir çalışma dönemi başlamış durumda. Önümüzdeki seçimlerin sadece bir cumhurbaşkanı seçimi olmadığı, aynı zamanda milletvekili seçiminin de yapılacak olması ayrı bir önem ifade ediyor. Çünkü seçimler yeni dönemin kapısını açacaktır. Bu yeni dönemde Millet Meclisi’nin güçlü olması, denetim görevini ve yasama işlevini tam olarak yerine getirebilmesi gerekiyor. Bir bakıma muhalefetin Meclis’te güçlü olması birtakım sıkıntıların oluşmasını engelleyebilecektir. Bu bakımdan 24 Haziran seçimlerinin yeni bir dönemin başlangıcı olacağı gerçeğini bilerek, bu yeni dönemde Saadet Partisi’nin güçlü olmasının geleceğimizin ne ölçüde aydınlık olacağını belirleyeceği gerçeğini unutmamak gerekiyor...