Neyin müjdesi!..
İktidar tarafından Meclis’e gönderile 70 maddelik bir torba yasa var. Söz konusu teklif yasalaştığında işsizlik maaşı almanın şartları kolaylaştırılıyor, ayrıca bin liranın altında emekli maaşı alan kalmayacak. Yapılan bu iyileştirme elbette gerekliydi. Ancak, günlerden beri bir kısım medyanın bunu müjde olarak takdim etmesini anlamak zor. Çünkü esas ele alınması gereken husus emekli aylıklarının her ay ilan edilen açlık sınırı rakamlarının üstüne çıkartılmasıdır. Yani, bugün bırakın bin lirayı, bin 500 lira, hatta 2 bin lira alan emeklinin insanca yaşması mümkün mü? Eğer bu ülkeyi yöneteler milletvekili emeklileri hariç emeklilerin büyük bir bölümünün aldıkları emekli aylıklarının insanca yaşamalarına yettiğini söylemek mümkün mü?
Denebilir ki, “Bütçe imkânları müsait olsa yöneticiler de emekli maaşlarını artırmak için harekete geçerler. Ne var ki, bütçe buna imkân vermiyor”. Bu söylenenin doğru olması emeklilerin zor durumda olmadığı anlamına gelmiyor. Zaten şu ya da bu şekilde emekli olmuş insanların içinde hâlâ 600 ile 900 lira arasında maaş alan varsa bunun tek sorumlusu bugünkü iktidar değildir ama sistemin çarpık, adaletsiz olduğu da kesin. Bu bozuk düzeni düzeltmek, çalışanını ve emeklisini insanca bir hayata kavuşturmak da benim değil ülkeyi yönetenlerin sorumluğudur. Bu bakımdan seçim yaklaşırken bazı emeklilerin maaşlarında bir düzenlemeye gidiliyor olmasını, sanki emeklilerin ücret sorunu, geçim sıkıntısı kökten çözülüyormuş gibi “Emekliye müjde” başlığı altında medyada yer almasını anlamak mümkün değil. Bu yaklaşım seçim yaklaşırken seçmene şirin görünmek gibi bir gizli niyetin ifadesi değilse emeklilerimiz ile alay etmek anlamına gelmez mi?
Bu noktada elbette emekli aylıklarının düşük oluşunun çeşitli izah şekilleri olabilir. Söz gelimi uzun yıllar ülkemizde erken emeklilik sebebiyle 20-25 sene çalışıp 25-30 sene, hatta daha uzun süre emekli aylığı alanlar bulunuyor. Ancak, bunun sorumlusu emekler değildir. Zaten, erken emekliliği engelleyerek devleti ağır bir yükten kurtarmak için erken emekliliğe son verildi. Ancak, bu yeni düzenlemede beraberinde bir takım sıkıntılar getirdi. Bazıları emeklilik yaşının yükseltilmesini ‘mezarda emeklilik’ olarak nitelendirdi. Bu yaklaşıma katılmamakla birlikte emekli yaşı yükseltilirken yeni emeklilerin aylıklarının insanca yaşacakları bir seviyeye çıkartıldığın söylemek mümkün mü? Yine, insanlar şimdiye kadar olduğu gibi geçim sıkıntısı çekmeye devam edecekler. Kısacası, emeklilerin sorunlarına AK Parti iktidarı ciddi bir çözüm bulmuş değil. Yapılan iş göz boyamaktan ibaret. Çünkü emekli aylığının alt sınırının bin liraya yükseltilecek olması emeklinin derdine derman olmayacaktır. Bu bakımdan gerek çalışanların gerek emeklilerin sorunlarına köklü çözüm bulunması gerekiyor. Bunun yolu da bir emekli kimseye muhtaç olmadan hayatını sürdürebilmesinden geçiyor. Hemen belirteyim ki, bazı ülkelerin emeklileri gibi Türkiye’den uçağa atlayıp dünyanın her köşesine gidebilmelerini istiyor değilim. Aslında böyle bir istek normaldir ama 600 liralık emekli aylığının bin liraya yükseltilmesinin müjdeli bir haber olarak verilen bir ülkede emeklilerin aylıklarının insanca yaşayacakları bir seviyeye çıkartılmasını beklemek gerçekçi olmaz. Çünkü Türkiye’nin her sene bütçesinde alınan borçların faizi için ayrılan ödenek kalemleri hala yüklü bir oranda.
Bir bakıma ülkemiz için hâlâ borçların faizlerini ödemek, çalışanların ve emeklilerin ücretlerinin insanca yaşayacakları seviyeye çıkarmaktan öncelik arz ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.