Sistem tıkanıklığında gecikme tahribattır
AYM kararlarıyla doğan siyasi sistem tıkanıklığının giderilmesi, yüce meclisin öncelikli meselesidir. Bu vahim hadise üzerinde milletin düşünmesi için gereken sabrın fazlası zarardır.
İtibar, istikrar, güven, kalkınma zarar görüyor. Anayasa Yüksek Mahkemesi’nin (AYM), hükümetler değiştirmeye, TBMM yetkilerini sınırlamaya dönük kararları rejim ve insanlığın beklentileriyle zıtlaşır. 7 kişiye, yaş haddine kadar ömür boyu, bu çağda böyle bir yetki, milleti inkardır.
Büyük cihan imparatorluklarına dayanan tarihiyle, coğrafyasıyla, tarihi ve manevi bağlarla irtibatlı bulunduğu geniş kitleler, milletler topluluğu, yüksek ahlak ve erdem değerleriyle, müstakil bir dünya oyuncusu olan milletimizin, gücünü milletten alan siyasi kadrolarını, bir de senato ile genişletip güçlendirmesinde yarar vardır. Bilgi çağı, ulaşım ve iletişim imkanları, milletlere oy verecekleri kimseleri, oy vermeden önce tanıma imkanı doğurmuştur. Siyasiler, “Akvaryum balıkları gibi göz önünde ve her türlü eleştiriye açıktır”. Ancak bu imkanın büyük kısmı, seçimden sonra doğmaktadır. Yetersiz tanıma, particiliği futbol kulübü taraftarlığına dönüştürmekte, siyasetin beklediği yüksek güven ve destek yetersiz kalmaktadır.
Tarih boyunca milletlerin yükseliş ve çöküşünde siyaset ve siyasi kadrolar rol oynamıştır. 300’den fazla prenslikten Alman gücünü doğuran Bismark kadrosudur. İnsanlık vicdanıyla bütünleşen Osmanlı siyaseti, küçük Kayı Beyliği’nden cihan imparatorluğu doğurdu. Dünya süper gücü Amerika, Başkan Bush’la perişan oldu.
Ruhu güven olan siyasete, materyalist dünya güven kaybettirdi. Monarşi ve oligarşiler çağ dışı kaldı. İhtiyaca cevap veremiyor. Demokrasi, seçmene oyunu verdiği kimseyi yakın tanıma imkanı sunacak evrimini yapamıyor. Millet irade diyor ama güç odaklarına dayanıyor. Demokrasinin güven ve gelişimi samimiyetle, yani insanlık vicdanına dayanmak, aday tespitinde halka dönmekle olur. İnsanın değerini, insan tartar. Seçmenin, aday çıkarması, güvendir. Kendi seçtiğini, iftira ve saldırılara karşı korur. Siyaset güç kazanır. Müfteriler, engelciler kaybeder, ülke uçar.
Gereken “Senato”yu sağlıklı bir seçim sistemi ve statüyle kurmaktır. 1960 darbesiyle kurulan senatonun yetersizliği, ihtiyaç olmamasından değil, tabii olmayan “tabii senatörler”den, seçim çevre ve sisteminden, görev ve sorumluluklarına, sosyal, siyasi ve ekonomik zemine ve tecrübe dönemini geçirememesine kadar uzanır. Darbe anayasası senato için, ağırlıklı görev olarak kanunları gözden geçirmeyi vermiş, bu değeri sıfırlamak üzere de, AYM’ni kurmuştur.
Türkiye, evrensel boyutta gelişen ilişkilerine, ihtiyaçlarına, ileriye bakarak güçlü bir senato oluşturmak ihtiyacındadır. Batı demokrasileri, geçen asırda kalmış, kendilerini yenileyememiştir. Demos (halk) diyor, plutos (seçkinler)i oynuyor. Onun için, “Plutodemokrasi”. Sistem, aşağılarda halkı öne alıyor, merkeze doğru plutos.
Türkiye 500.000 nüfuslu 150 Senato seçim bölgesine ayrılmalıdır. Üç turlu ve tek dereceli bir seçim. Senatörler, iç ve dış politikada da önemli bir imkan olacaktır. Tek dereceli ve turlu seçim, nihai seçimi aday tespiti ile birleştirmektir. Milli iradenin yüce meclise yansımasında önemli bir sıçrayıştır.
AYM siyasetle görevli bir mahkeme olmasına rağmen, siyasi değerlendirme imkanlarından, kadrosuna kadar son derece sınırlı; seçimleri bakımından her hal ve şartta sağlıksız olmaya mahkum; görüşme ve kararı siyasi olduğu halde, siyasi gerek ve uygulamaların zıddına, kamuya kapalı; kurum olarak, kamuoyunun eleştiri ve tartışmalarından mahrum; Politika yargıya, yargı politikaya yapı olarak ters; Siyasi görev verilen bir mahkemeye, “siyaset yapma demek” abes. Meslekler, kendi iklimi dışında isabetli karar alamaz. Alsa da yararı kadar zarar doğurur. AİMH göz önünde. Senato’nun varlığı ile AYM’ye ihtiyaç kalmayacak ve demokratik sistem çağa uygun gelişim için, dünyaya örnek son derece önemli bir atılım olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.