Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Zaman su gibi akıp gidiyor

Zaman su gibi akıp gidiyor

Ne kadarımız geçen zamanın muhakemesini yapıyor, artı ve eksilerini düşünüyor bilemem ama, yaşanan zaman çoğu zaman geçmiyor gibi gelse de, geriye dönüp baktığımızda yılların nasıl geçtiğini düşünmeden edemiyoruz. Bu bakımdan geçen zamanla ilgili pişmanlıklar duymamak için yaşadığımız zamanı iyi değerlendirmek, inancımız doğrultusunda yaşamanın gayreti içinde olmamız gerekiyor. Yoksa çoğu zaman yanlışlarımızın telafisi ya olmuyor ya da çok zor oluyor. Bir bakımA ölmeden ölümü düşünmek yanlışlardan insanı mümkün olduğunca korur diye düşünüyorum. Ancak günlük olayların telaşı içinde bu muhakemeyi yapma imkânını çoğu zaman bulamıyoruz... Bir de bakıyorsunuz yaşınız bir hayli ilerlemiş, geriye baktığınızda bunca yılın nasıl geçtiğine şaşıp kalıyorsunuz. Zaten insan hayatının belli dönemleri vardır. Söz gelimi çocukluk dönemi çoğu zaman farkına varmadan geçip gider. Gençlik yılları ise hayata tutunma, evlenme, aile kurma telaşesi ile geçiyor. Bu dönemlerde eğer hayatınızı ailenizin hazırladığı birtakım imkanlar üzerine bina etmemiş iseniz, hayata tutunduğunuzda yaşınızın 50’ye geldiğini fark ediyorsunuz. Artık hayat size ait olmaktan çok sorumluluğunu üstlendiğiniz evlatlarınız, torunlarınıza ait oluyor.

Şahsen geriye dönüp baktığımda hayatımın ilk yılları memleketimde geçti ve hayat imkânsızlıklarla doluydu ama, büyükşehirdeki kadar zorlu değildi. Belki bu tespitte çocukluk ve gençlik yıllarının sorumsuzluğunun da etkisi olabilir. Ancak memleketten Ankara’ya gelişimiz ile birlikte hayatın çok zorlaştığını hissetmiştim. Çünkü büyük şehirde her şey para demekti. Söz gelimi, memlekette kendi evimizde otururken büyükşehirde kiracı olmuştuk. Böyle olunca da daha talebeliğiniz devam ederken para kazanmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. Böylece okul hayatı ile geçim derdi birleşiyor. Bu durum kırsal kesimden büyükşehirlere göç eden ilk nesiller için değişmeyen bir gerçek. İlk göç eden baba, dede ya da evlatlar geldikleri şehirde tutunduk diyebildiklerinde bir de bakıyorlar ki, yaşları ilerlemiş. Bunun içinde kendi çektikleri sıkıntıları evlatları çekmesin diye bütün dikkatlerini onlara yöneltiyorlar. Bu noktada kırsal kesimden büyükşehirlere göçenler için buralarda ilk karşılaştıkları insanlar ve olaylar onların hayatını belirleyici oluyor. Eğer iyi insanlarla karşılaşmış iseler hayatları biraz daha kolaylaşıyor. Böylece köklerinde kopmadan yürüyebiliyorlar. Aksi söz konusu olduğunda daha büyükşehirde tutunamadan hayatları kayıp gidiyor.

Miladi yeni yılın ilk gününde genellikle geçen yılın muhasebesi yapılırsa sanıyorum doğru değerlendirilmiş olur. Geçen sadece bir yıldan ibaret olmadığı için insanın geçmişini gözden geçirmesi, geleceğe daha sağlıklı hazırlanılmasını sağlar diye düşünüyorum. Bu bakımdan özellikle inançlı insanlar için takvim yaprakları yeni bir günü gösterirken geçmişin muhasebesini yapmak gerekiyor. Bu yapılmaz da Batı’dan gelmiş birtakım değer yargıları çerçevesinde kendimizi kaybedecek bir tutum sergilenirse sanıyorum böyle bir muhakemeyi yapmak mümkün olmaz. Nereden geldik nereye gideceğiz, geçen zaman içinde hangi yanlışları yaptık diye düşündüğümüzde hem gelecekte benzer yanlışları yapmamanın zemini hazırlanmış olur hem de bize ait olmayan birtakım değer yargılarını takip etmekten kurtuluruz. Kaldı ki, hiçbirimiz yarına ulaşıp ulaşamayacağımızı bilmiyoruz. İyi ki de bilmiyoruz. Öleceğimiz zamanı bilseydik ne yapardık acaba...

Şahsen dün geceyi Anadolu Gençlik Derneği (AGD)’nin düzenlediği Mekke’nin Fethi programına katılarak değerlendirmeye çalıştım. Program vesilesiyle inancımızın köklerine yolculuk ettik. Yeni yıla bu duygu ve heyecanla girmiş olduk. Geçmişin muhakemesini yaparken de ölçümüz inancımız oldu. Bu vesileyle İslam dünyasına çatışmasız, huzurlu bir yıl diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi