Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Birleşmiş Milletler’i kapatalım gitsin!..

Birleşmiş Milletler’i kapatalım gitsin!..

Güvenlik Konseyi’nin 5daimi üyesinin emrinde bir Birleşmiş Milletler teşkilatının yer yüzünde barışı ve adaleti hakim kılmasının mümkün olmadığı her vesile ile görülüyor. Çünkü, daha bu teşkilatın kuruluşunda maksadın yer yüzünde barışı ve adaleti hakim kılmak değil 5 üyenin çıkarlarını korumak olduğu görülmüştür. Kuranlar yapıyı buna göre belirlemiş. Bunun için de bu örgüte yönelik eleştiriler giderek artıyor. Eleştirilerle birlikte alternatif bir uluslararası örgüt kurulmasına duyulan ihtiyaç da her geçen gün artıyor. Artıyor da ne oluyor? Olan bir şey yok. Çünkü tüm eleştirilere rağmen alternatif bir örgütün oluşturulması gündeme gelemiyor. Geldiğinde de getirenler çeşitli yollarla, özellikle de darbelerle iş başından uzaklaştırılarak cezalandırılıyor. Buna yüzlerce örnek vermek mümkün.

Eşkıyanın/eşkıyaların hükümran olduğu bir dünyada yer yüzünde barışın ve adaletin hakim olmasını beklemek de doğru olmuyor. Çünkü eşkıyanın yapacağı eşkıyalıktır. Onlar için sadece kendi çıkarları önemlidir. Yoksa yer yüzünde adaletin ve barışın hakim olması değil. Çünkü adaletin hakim olduğu bir dünya da eşkıyalar varlık gösteremezler. Elbette sadece BM’nin yapısı dolayısıyla dünyada eşkıyalar boy gösteriyor değil. Bunun yanında eşkıyalara ciddi bir direniş sergilemeden teslim olan, eşkıyanın her isteğini anında yerine getiren yöneticiler bulunduğu sürece sanıyorum öncelikli olarak kızılması gereken ABD değil bu yöneticiler olsa gerek.

Venezuela’da yaşananlar ve ABD’nin sergilediği tavrın tam bir eşkıyalık olduğuna daha dünkü yazımda dikkat çekmeye çalıştım. Bu arada İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda işlenen Kaşıkçı cinayeti ve ardından yaşananlar karşısında hemen her konuda ortaya çıkan ABD’nin sesiz kalarak cinayete ortaklık yaptığını hatırladığımızda bu tavrında eşkıyalıkta bir başka boyutu gösterdiğini söyleyebiliriz. ABD’nin Başkonsolosluk’ta işlenen cinayeti örtbas etmek için Suudi yönetimi ile işbirliği halinde olduğu düşünüldüğünde ABD’nin bu tavrını ne için sergilediği ya da kaç milyar dolar aldığı hatırlandığında bir takım olayları günlerce konuşan sonra da unutulmaya terk ederek soruna çözüm bulmak mümkün görünmüyor.

Bu eşkıyalığa son örnek olarak Kaşıkçı cinayetini soruşturmak için İstanbul’a gelen BM Raportörü Callamard’ın Suudi görevliler tarafından Konsolosluk binasına alınmayışını gösterebiliriz. Böyle bir olay karşısında ülkeleri demokrasi ve insan hakları gerekçesi ile işgal eden ABD ve yandaşlarının seslerinin çıkmıyor olmasını sanıyorum eşkıyalık olarak nitelendirmek yanlış olmaz. Çünkü BM Raportörü İstanbul’a bir cinayeti araştırmak için gelmiş, yaptığı araştırmayı da bir rapor halinde BM’ye sunacaktır. Böyle bir görevin eksiksiz yapılması için BM Güvenlik Konseyi’nin başta ABD olmak üzere 5 daimi üyesinin seslerinin çıkmıyor olması söz konusu cinayetin aydınlığa kavuşturulmasını istemedikleri anlamına gelmez mi? Özellikle de cinayetin işlendiği günden bu yana olayın gündemden düşmesine hizmet edildiğini söylemek yanlış olur mu?

Bir cinayet araştırması için İstanbul’a gelmiş olan BM görevlisine kapılar açılmıyor/açtırılmıyorsa, böyle bir tavır karşısında daimi üyeler harekete geçmiyorsa böyle bir BM’nin varlığı yokluğundan çok daha zararlı değil mi? Ortada işlenmiş bir cinayet vardır ve bu işin arkasında artık bir takım Suudi yöneticilerinin bulunduğu da ortadadır… Ne yazık ki,  soruşturma bile yapılamıyor/yapılmıyor. Bunun yapılamayışının sorumluluğu da BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesindedir. Belli ki söz konusu cinayetin aydınlanmaması için Suudi Arabistan’dan daha alacakları milyarlar vardır. Bir bakıma eşkıyalar bir cinayetin aydınlanmaması için rüşvet almayı sürdürüyorlar. Böyle olunca da dünyada adalet değil, eşkıyalar hüküm sürmeye devam edecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi