Sorunların sebebi muhalefet mi?
Aklım ermeye başladığından itibaren ailem sebebiyle siyasetin içinde olmasam bile yanında oldum. Geçen zaman içinde yaşanan seçimler ve ardından ortaya çıkan tablo genellikle koalisyonları gündeme getirdi. Tek parti iktidarları olduğunda da, önemli anayasal düzenlemeler için diğer partilerin desteğine ihtiyaç oldu. Bazen bu destek uzlaşma ile oldu. Bu arada, belli periyotlarla darbe ya da darbe girişimleri ülkemizin gündemine geldi. Siyasiler çoğu zaman asker ve sivil bürokratlar tarafından rahatsız edildi. Ancak, bu seçim kampanyasında yaşanan partiler arası mücadele hiç yaşanmadı. Çünkü genellikle seçim kampanyalarında iktidarlar yaptıklarını anlatır, yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır anlamına gelen bir söylem ortaya koyarlardı. Ancak, ne olduysa oldu AK Parti’nin yıllardan beri devam eden tek başına iktidarı sırasında seçim kampanyaları, özellikle son seçimler iktidarın muhalefeti eleştirdiği, suçladığı kampanyaya dönüştü. Sanki tüm sorunların sebebi muhalefetmiş gibi bir hava oluşturuluyor. Bu ise işin doğasına ve olması gerekene aykırı düşüyor.
İşin üzücü bir başka yönü ise, ülkemize içten ve dıştan yönelen terörün sorumlusu da muhalefet ilan ediliyor. Sanki tüm emniyet güçlerinin idaresi muhalefetin elindeymiş gibi. Ekonomik sıkıntılar, çözüm bekleyen sorunlar, her yıl artan işsizler ordusunun, ekonomideki daralmanın kısacası aklınıza gelen tüm çözüm bekleyen sorunların sorumlusu muhalefet. Böyle bir mantığı anlamak güç, hatta imkânsız. Çünkü ülke sorunlarına çözüm bulmak birinci olarak iktidarların işidir. İktidar sahiplerinin ülke sorunlarına çözümleri yoksa seçim meydanlarında milletten oy istemelerinin de anlamı yoktur. Netice itibariyle gelinen noktada, iktidar tüm sorunların sorumlusu olarak ya içeride muhalefet partilerini ya da bir takım dış odakları gösteriyor. O zaman da ister istemez insan, “Siz iktidar değil misiniz? Bu sorunlara çözüm bulmak sizin göreviniz değil mi?” diye sormadan edemiyor. Çünkü ortaya çıkan manzara sanki iktidar koltuğunda muhalefet partileri, muhalefet koltuğunda da AK Parti ve destekçisi oturuyormuş gibi bir hava estiriliyor. İşin acı yanı iktidar sahipleri sadece muhalefeti suçlamıyor, adeta bir hakaret yarışı sergiliyorlar. Muhalefet partilerinin, ne hainliği, ne de teröre destek verdikleri kalıyor.
Hâlbuki ülkenin işsiz sayısı 4 milyona ulaşmış. Dış ve iç borç her geçen gün artıyor. Bunların kararlarını alanlar iktidar partisi olduğu halde, ülkenin sorunlarından muhalefetin nasıl sorumlu tutulduğunun makul bir izah yok ama hâlâ başta Cumhurbaşkanı olmak üzere muhalefete aslı olmayan iftiralar atılıyor, saldırılar devam ediyor. Sanki söyleyecekleri fazla bir şey yok da muhalefete yüklenerek başarısızlıklarını örtmeye çalışıyorlar havası esiyor.
İlk defa bu seçim kampanyasında Ankara caddelerinde ortaya çıkan bir görüntü sergileniyor. Bu görüntüye baktığınızda sanki önümüzdeki seçimlerde Ankara’ya belediye başkanı değil de Cumhurbaşkanı seçeceğimiz havası esiyor. Caddelerde AK Parti’nin belediye başkan adayının resminden çok Cumhurbaşkanı’nın resmi var. Resimlerin üzerinde de Ankara’ya tecrübe yakışır sözleri yer alıyor. İyi de bu seçimlerde Cumhurbaşkanı seçmiyoruz ki, Ankara ve diğer il ve ilçelere belediye başkanı seçeceğiz. Asılan afişlere baktığımızda sanki Ankara’da AK Partili aday seçilecek olursa Ankara’yı Cumhurbaşkanı ile birlikte yöneteceklermiş gibi bir hava estiriliyor. Bir Cumhurbaşkanı seçim kampanyasında böylesine öne çıkar muhalefete eleştiri yetiştirmeye çalışması karşısında Cumhurbaşkanı’nın toplumun tümünün Cumhurbaşkanı olduğu gerçeğinin unutulduğu gibi bir görüntü ortaya çıkıyor. Hâlbuki seçimler bitecek, seçmen hangi partinin adayını seçmişse o göreve başlayacak, iktidar da bu seçilmiş belediye başkanları ile birlikte çalışacak. Böyle olunca seçim kampanyasında söylenenlerin ölçülü olması gerekmez mi? Lafı uzatmaya gerek yok, seçim kampanyası muhalefete eleştiri kampanyasına dönüştürüldü, bu da topluma bıkkınlık vermeye başladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.