ABD yönetiminde zihnî durağanlık
ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Bölgesel Güvenlik Konferansı Manama Diyalogu için geldiği Bahreyn’de, “Düşmanlarımız Obama yönetimini test etmeye kalkmasın. Başta Ortadoğu olmak üzere temel çıkarlarımız, yönetim değişikliği ile değişmez. Basra Körfezi, Amerika için merkezi bir önemdedir” diyor. Görülüyor ki Gates, “Bizden olmayan düşmanımızdır” diyen Bush kafasına bir de, “ABD’nin temel çıkarları, ABD dışındadır” felaketini eklemiş. “Çıkar” değişmese de, “çıkar anlayışı” değişir Gates. Milletin, “kendi adına düşünüp karar vermek” üzere seçtiği iktidarın, ABD temel çıkarlarını, Basra Körfezi’nde değil Amerika’da; savaşta değil, barışta görme hakkı yok mudur?
Her millet, temel çıkarlarını, diğer ülke zenginliklerini gasp etmekte görürse dünya neye döner? Bu, eski çağ korsanlığıdır.
Basra Körfezi, Afganistan çıkarları kime gidecek? Yüksek komisyonlar kimlere? Halk, kimler için savaştırılıyor? Sanal İslâm düşmanlığı bu çıkarı örtmeye yeter mi? Korsanlar, büyük soygun malı paylaşımında kapışır. Onun için devlet olamadan yok olurlar.
Dünya zenginlikleri korsanlık külfeti Amerika halkına, zenginlikler Neo-Con pazarına! Petrol pazarı komisyonu yine Cheney, Kissinger’a mı? “Biz, savaşın büyük yükünü, Blackwater, NATO ve BM gibi taşeronlara yüklüyoruz. Halkının ne hakkı var” denemez.
Cinayetleri, vahşeti kim yükleniyor?
Savaşlar, Amerika’nın temel çıkarı değil, temel kaybıdır. Vietnam’dan Irak vahşetine kadar yaşanan budur. Amerika, itibar kaybetmiştir. Korku salmakla itibar olmaz. Darbeler, kendi milletine korku salar. Tarih, itibarlı bir darbe kaydetmemiştir.
Devlet gücü, itibarındadır. Eskinin Akdeniz korsanları gibi şimdi Amerika müdahalesi Somali açıklarında korsan üretti. Devletlerden haraç alıyor. Ama haysiyetleri de, sonları da yok.
Her şeyi yakından takip eden, Bush’un doğurduğu felaketleri gören bilen Iraklı gazeteci Muntasar El-Zeydi, hayatı ve gençliği pahasına, iki ayakkabısıyla, milyonlarca insanın sefaletine, göçüne ve şehadetine yol açan, Ortadoğu’yu yangın yerine çeviren ABD Başkanı Bush’a tarihi bir uğurlama yaptı. İnsanlık vicdanına, “savaş suçlusuna en uygun uğurlama” dedirtti. Umulur ki Obama, Gates’in “zihniyet durağanlığı”ndan gafil değildir. Zihniyet durağanlığı herkes için tehlikedir. Siyasilerde, dünyayı etkileyecek tehlikede bir virüstür.
Dünyada herkese yer var. Global dünyada kavga, kimsede rahat bırakmaz. Devletler çıkarlarını, başkasının gözünü oymakta aramamalıdır. Milletler, çıkarlarını kendi ülkelerinde aramalıdır. Dünya için yol barıştadır. Saldırgan zalimlerin dönüş yolu, (Napolyon, Hitler, Bush) gidişinden daha da dikenlidir.
“Milli irade değişir, bizim çıkarımız, görüşümüz değişmez” lafı, bir zihnî durağanlıktır, felakettir. “İki gününü eşit kalan kimse zarardır”. İnsan zararda olmamalıdır. Özellikle, “Bizim görüşümüz değişmez” demek ve bu görüşünüzü millet kaderine hakim kılmaya çalışmak!.. Seçimlerin anlamı ne? Yönetimler niçin değişiyor? Değişmez değerler elbette vardır. Bunlar, iman, ahlak, erdem, hak, hukuk gibi değerlerdir.
“Kimse Obama’yı teste kalkışmamalıdır” diyor Gates. Bu konuda dünya, sizin derin devletin, Obama’yı test edeceğinden endişelidir. Bu sözler, ön hazırlık girizgahı olmasın?
En tecrübeli komşunuz Fidel Castro, “El Kaide bahane, ABD uydurma düşmanlar icat ederek işgal planı uyguluyor” diyor. ‘Test edeceğiz’ diye yeni felaketler doğurmayın.
“Çalmayın el kapısını, çalarlar kapınızı”. Unutmayın! İnsanın icat ettiği hiçbir silah, insandan daha üstün değildir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.