Özür dilemek her zaman fazilet değildir
Bir grup tarafından başlatılan imza kampanyası Türkiye gündeminde yeni bir tartışmanın başlamasına vesile oldu. Elbette tartışmanın sebebi imza kampanyası değil, imza kampanyası sonunda bu grubun soykırım iddiaları ile ilgili olarak Ermenilerden özür dilemeye hazırlanmaları.
Başbakan dahil bir kesim böyle bir kampanyanın doğru olmadığı görüşünde... Gerekçe ise “Biz soykırım yapmadık ki özür dileyelim” şeklinde özetlenebilir. Bir diğer ifade ile ortada bir soykırım yok, dolayısıyla suç da yok. Suç ve suçlu olmadığına göre özür dilemenin de anlamı yok deniyor.
Özür dilemek için imza kampanyasını yürütenler ise belli ki peşin olarak geçmişte bir soykırım uygulandığını kabul ediyorlar. Özür dileyerek meselenin kapanacağını sanıyorlar. Bu arada kampanyaya destek veren bazıları da özür dilemenin bir fazilet olduğunu iddia ediyorlar. Elbette insanın yaptığı bir yanlış davranışın ardından muhatabından özür dilemesi yanlışı ortadan kaldırmaz ama muhatabının gönlünü almak bakımından güzel bir davranış olabilir... Hatta, hatta özür dilemek bir büyüklük olarak da algılanabilir. Ancak, böyle değerlendirilebilmesi için sergilenmiş olan istenmeyen davranışın sahibinin özür dilemesi gerekir. Şimdi ortaya çıkmış, toplumdan imza isteyen ve bunun sonunda da Ermenilerden özür dilemeye hazırlananlar geçmişte yaşandığı iddia edilen soykırımın suçluları mıdırlar? Elbette değiller... Belki çoğu söz konusu olayların yaşandığında dünyada bile değillerdi.
Peki kimin adına özür dileyecekler? İnsanın kendisi adına özür dilemesi fazilet olabilir ama başkası ya da başkaları adına özür dilemesinin ne anlamı olabilir? Bir başka soru da, İnsanların başkaları adına özür dileme hakları olabilir mi? Kendileri bir suçu kabulleniyor olabilirler ama böyle bir özür dileme toplumun tümünü suçlu ilan etmek anlamına gelmez mi? Hele sayıları ne kadar olursa olsun bir toplum adına özür dileme yetkisini onlara kim verebilir?
Ayrıca soykırım iddiaları yıllardan beri Ermeniler tarafından gündemde tutulan tek yanlı bir iddiadır. Bu iddiaların araştırılmasına bile yanaşmamışlar, arşivlerini böyle bir araştırma için açmamışlardır. Yani ortada bir iddia vardır ama bu iddiaların ne kadarının gerçek olduğunun araştırması bile yapılamamıştır.
Durum böyle iken şimdi birilerinin ortaya çıkıp bir milleti bağlayacak nitelikte bir özür kampanyası başlatmaları araştırmaya gerek duymadan Ermeni iddialarının doğruluğunun kabul edilmesi anlamına gelmez mi?
Hemen belirteyim ki özür dilemekten gocunduğum yok ama işlediğim bir suç ya da yanlış varsa bunun için elbette özür dileyebilirim. Dilenmelidir de... Kesinlikle böyle bir özür insanı küçültmez. Ama imza kampanyası başlatan grubun yaptığı kişisel bir hata sonucu özür dilemek değil, bir toplumu mahkum edecek bir adımdır. Buna da kesinlikle hakları yoktur.
Bu sebeple özür dileme kampanyasını kesinlikle doğru bulmuyorum. Olayı demokrasi ve tartışma zemini oluşturmak olarak da hiç görmüyorum. Eğer yapılmak istenen hareket demokrasi ve tartışma ortamının sağlanması adına yapılıyorsa önce yıllardan beri ellerinden okuma imkanı alınmış olan başı örtülü kızlarımızdan özür dilenmesi gerekmez mi? Kaldı ki, pek çok diplomatımız Ermeni teröristler tarafından katledildi, bazıları sakat bırakıldı. Dünyanın gözü önünde işlenmiş bu cinayetler için Ermeniler ve Ermenistan özür dilemeyi hiç düşündü mü?
Özür dilemek fazilet ve büyüklük olabilir ama bu büyüklükten Ermeniler niçin pay sahibi olmak istemezler?
Demek istediğim o ki, iki devleti ilgilendiren bir konuda bir tarafı bağlayıcı nitelikte bir adımın bazı siviller tarafından atılmaya çalışılması iki ülke arasındaki ilişkileri iyileştirme yönünde atılmış adımlarında sonuçsuz kalmasına sebep olabilir.
Geçmişte yaşanmış olaylar vardır. Ve bu olaylarda iki taraf da zarar görmüş, acı çekmiştir. Yani ortada tek taraflı yaşanmış bir acı yoktur. Böyle olunca da başlatılacak kampanya iki taraflı olarak geçmişte yaşanmış acıların paylaşılmasını içeren bir çaba olabilir. Böyle bir çaba karşı taraftan da kabul görürse yıllardan beri devam eden bir husumet sona erebilir. Çünkü, ortada tek taraflı bir suçlama ve husumet vardır.
Sonuç olarak diyorum ki, özür dileme kampanyasını yürütülen asılsız propagandalar karşısında acze düşmek, kişisel kompleksin tezahürü olarak nitelendirilebilir. Bu ise toplumu bağlamaz. İspatlanmamış iddialar karşısında özür dilemek kesinlikle fazilet olarak algılanamaz ve böyle takdim edilemez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.