Başlığa bakınca pek çok okuyucum "Herkes İsrail'e karşı çıkıyor, dur diyor" diyebilir. Benim kastım lafla yetinenlerin dur deyişi değil... Çünkü, İsrail laftan anlamıyor, bunu yıllardan beri gösteriyor... Lafın ötesinde bir hareket, bir eylem gerekli. Saddam'ın ülkesini hayali silah iddiaları ile vuran, Saddam'ı ipe çekenlerin İsrail soykırımı karşısında yapacakları birşey yok mu diye soruyorum. Denebilir ki, it iti ısırmaz. Bunun için de Hristiyan dünyadan müslüman soykırımı karşısında harekete geçmesini beklemek hayalcilik olur... Öyle ise müslümanlara, müslüman olduklarını iddia edenlere ne oluyor... Lanet yağdırmakla işin düzeleceğini sanmak, gaflet değilse sadece kendisini vicdani açıdan rahatlatmaktan öte bir anlam ifade eder mi?

Gazze'de yaşananları değerlendirmeye, isimlendirmeye çalışırken bile insan sıkıntıya düşüyor. Çünkü, ortada karşılıklı bir çatışma bile yok... Filistinliler Gazze'ye hapsedilmiş, kuşatmaya alınmışlar, oradan kendilerini korumak için çıkmaları, başka bir yere gitmeleri bile mümkün değil ve bu şartlarda tepeden bomba yağdırılıyor. İki günde İsrail'in Gazze'li müslümanların üzerine yüz ton bomba attığı belirtiliyor. Sanıyorum buna dense dense toplu imha denir.

İsrail Gazzeli Filistinlilere karşı bu toplu imha hareketi yürütürken bir şeyin intikamını alıyor gibi... Ama neyin? Filistinliler bir başka yerden gelip İsrail'in elinden topraklarını almış değiller... Aksine Filistinlilerin topraklarını ABD, İngiltere gibi ülkelerin desteği ile gaspeden İsrail.

Hemen belirteyim ki İsrail'in saldırılarını durdurmak ve bunun hesabını sormak bakımından ben başta ABD olmak üzere Batı dünyasından ciddi bir hareket beklemiyorum. Benim beklentim İslam dünyasından. İslam dünyasının ayağa kalkması, gerekirse tüm Batıyı karşısına alarak bu işe bir çözüm bulması gerekiyor. Rahat yatağımızda yatarak, sadece İsrail'e lanet yağdırarak ne bu zulmü önlemek ne de kendimizi aklamamız mümkündür. Eğer inancımızda samimi isek bu soykırım karşısında ilk görev İslam dünyasına düşüyor.

Bu dünyaya dönük sevgilerimizden vazgeçemeden de bu İsrail vahşetini durdurmak mümkün değildir. Bunun ilk adımı ise İslam dünyasının öncelikli olarak tek bir vücut haline gelmesidir. Bunun nasıl sağlanacağı çok önemli değil. Bunun için İslam ülkelerinin yönetimini ele geçirmiş olanların saltanatlarını korumak adına kendilerini sömürgeci güçlerin emrine vermiş olmalarından biraz olsun vazgeçebilirlerse bu iş yoluna girer. Saltanat ve iktidarı koruma uğruna seslerini çıkarmadan oturmaya devam ettikleri sürece sanıyorum öbür dünyada bunun hesabını veremeyeceklerdir.

Bu dünyada sürdürdükleri saltanat öbür dünyada boğazlarına demirden bir halka olarak geçirildiğinde iş işten geçmiş olacaktır. Eğer İslam dünyası tek bir vücut haline gelebilse bu gücün karşısında kimse duramayacaktır... Dünya jandarmalığına soyunmuş olan ABD bile bu güç karşısında diz çökmek zorunda kalacaktır... Ne var ki, İslam dünyası bir takım entrikalarla öylesine korkutulmuş ve sindirilmiştir ki, ne yaparsak yapalım bir şey yapamayız gibi sakat bir düşüncye hapsedilmiş bulunuyor.

Bugün İslam dünyası sahip olduğu zenginliklere bile sahip çıkabilse bu emperyalist güçler ayakta kalamazlar. Ne var ki,İslam dünyasının zenginliklerinin kullanılması bile sömürgeci güçlerin elinde. Böyle olduğu için bir avuç Yahudi dünyanın gözünün içine baka baka, İslam dünyasını hiçe sayarak Gazze'de toplu imhaya kalkışabiliyor. Sanıyorum bunun sorumluluğu tüm İslam dünyasına aittir.

Yapılacak ilk iş müslümanlar kendi yöneticilerini ayağa kalkmaya zorlamalıdırlar... Eğer yöneticiler ayağa kalkabilirlerse halk zaten ayaktadır. İslam dünyasından haykırılacak bir ortak görüş oluştuğu takdirde zalimler yelkenleri indireceklerdir... Ama bu sağlanamadığı sürece Ne Filistin'de, ne Irak'ta ne Afganistan da ne de dünyanın bir başka köşesinde müslüman kanı akmasının önüne geçilemeyecektir.

Gelin kendi kanımızda boğulmadan ayağa kalkışın yolunu bulalım.