Başlığa itirazı olan varsa hemen acele etmesin derim. İsrail'e desteğin çeşitli yolları vardır... Günlerden beri süren katliam karşısında sessiz kalmak İsrail'e destek anlamına gelir... Güvenlik Konseyi Kararını veto ederek geçersiz kılmak İsrail'e destek anlamına gelir... Bunca vahşete karşın İsrail'in kendini savunduğunu söylemek, başlayan işgali görmemek de İsrail'e destek anlamına gelir. Savunmasız insanlara karşı soykırım uygulanan bir ortamda İsrail'i haklı çıkarmaya çalışmak da bu kan emicilere destek anlamına gelir.

Öte yandan başlıkla ilgili olarak meseleye BM açısından bakıldığında da uluslararası bir kuruluşun mazlumlardan değil, zalimlerden yana olduğunu bir kere daha tekrara bile gerek yok.

Bu noktada dünkü gazetelerin hemen tamamında yer alan bir haberi özet olarak aktarmak istiyorum... Haberin özü şu:

"İsrail, Birleşmiş Milletler'in vurulmasın diye koordinatlarını verdiği üç okulu bombaladı. Güvenli diye buralara sığınan çoğu kadın ve çocuk 47 Filiistinli can verdi".

Bu haber bile İsrail'in küstahlığının ve kan dökücülüğünün nasıl sınır tanımaz olduğunu gözler önüne seriyor.

Biz işin bir başka boyutu üzerinde durmak istiyoruz. Haberde Birleşmiş Millletler (BM)'in vurulmasın diye İsrail'e okulların koordinatlarını verdiği, ancak buna rağmen İsrail'in BM'yi hiçe sayarak bu üç okulu bombaladığı belirtiliyor. Eğer bu doğru ise yani BM'nin bu okullar vurulmasın, buralar bizim kontrolümüzde diye okulların koordinatları İsrail'e verilmişse bu bombalama sırasında BM'in kaç elemanı hayatını kaybetmiştir? Bunun bilinmesi gerekiyor. Çünkü, haberlerin hemen hepsinde ölenlerin Filistinli olduğu belirtiliyor. Böyle olunca da insanın aklına farklı şeyler geliyor. BM tarafından bu okulların koordinatları İsrail'e özellikle verilmiş ve bu okullardaki görevlilerde muhtemel bir saldırıyı bekledikleri için oralardan uzaklaşmışlardır. Kesinlikle böyledir demiyorum ama insanın aklına bu da geliyor.

Böyle bir durum gerçekten bizim BM'ye duyduğumuz güvensizliği pekiştirir niteliktedir ve böyle bir örgütün varlığına biran evvel son verilmesi gerekir.

Eğer, BM gerçekten bu okullarda sivil Filistinlilere yardımcı olmak için göreve başlamış ve bunun için koordinatlarını İsrail'e vermiş de buna rağmen bombalama olmuşsa bugün Birleşmiş Milletlerin ayağa kalkması ve yaptırım uygulamak için harekete geçmiş olması gerekmez miydi?

Çünkü, İsrail tüm dünya ülkelerinin temsil edildiği ve amacı savaşı engellemek, bakışı korumak olan bir örgütü ciddiye almıyor, takmıyor demektir. Kendisini korumaktan aciz bir örgütün dünya barışına ne katkısı olabilir ki?

Kısacası, BM mutlaka harekete geçmek durumundadır. Aksi halde dünya kamuoyu vicdanında İsrail'in soykırım uygulamasında suç ortağı olarak yer alacaktır. Eğer dünya barışını sağlamak gibi iddiası olan bir örgüt insanlığı dikkate almıyorsa o zaman da gerçek çehresi bir kez daha bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmış demektir.

BM Filistin İnsani Yardım Koordinatörü Maxwell Gavlard'ın şu açıklamasını dikkatinize sunmak istiyorum:

"İsrail bombaladığı binaların okul olduğunu biliyordu, çünkü koordinatlarını çok önceden İsrailli yetkililere vermiştik.

Uluslararası yasalara göre okullar, sağlık merkezleri, ibadethaneler ve BM binaları hedef alınamaz. İsrail hepsini hedef aldı."

Elbette bu ihlallerin bir adı vardır ve bu savaş suçu işlemektir. Bu b.akımdan eğer en kısa zamanda İsrail saldırıları durdurdurulup, yetkilileri savaş suçluları mahkemesine çıkartılmadığı sürece BM'nin İsraille suç ortaklığı devam edecektir. Elbette bu suç ortaklığının hesabı mazlum milletler tarafından da mutlaka sorulmalıdır.