Ergenekon'u siyasi malzeme yapmayın
Her geçen gün Ergenekon davası yeni bir boyut kazanıyor. Özellikle ele geçirilen silah depolarından sonra bu davanın siyasi malzeme yapılmaya kalkışılması ülkenin düze çıkmasını, illegal oluşumlardan kurtulmasını istememek anlamına gelir. Bu arada CHP'nin bu davayı iktidarın emri ile yürütülen bir dava gibi takdim etmesi, yargıya karşı hem saygısızlık hem de ciddi bir yıpratma sürecinin başlatılması demektir.
CHPGenel Başkanı Baykal'ın her operasyonun ardından iktidara yüklenmesi olayı Cumhuriyete karşı girişilmiş bir hareket, bir intikam alma vasıtası gibi değerlendirmeleri gerçekten insanın tüylerini ürpertiyor ve bunun siyaset adına yapılmasının mümkün olamayacağını düşündürüyor.
Şu anda olayın boyutunu tam olarak kimse bilmiyor. Belki de soruşturmayı yürüten savcılar bile işin nereye kadar gideceğini, kimlere dayanacağını kestirmekte güçlük çekiyorlardır.
Başlangıçta bir takım faili meçhul cinayetlerin sorumluları olarak gösterilen zanlılarla ilgili mahkeme ve araştırma devam ettikçe işin rengi değişmeye başladı. Son operasyon özellikle olayın duygusal bir takım tepkilerle bir araya gelmiş ve örgütlenmiş insanlardan çok darbe hazırlığı içinde olan bir örgütlenmeyi gözler önüne seriyor. Elbette şu anda dışarıdan bakararak kimse hakkında bir hüküm vermek doğru değildir. Bu bizim işimiz de değildir. Ama televizyon ekranlarına yansıyan görüntüler çok ciddi bir illegal örgütle karşı karşıya olunduğunu gösteriyor. Bir subayın evinde yapılan aramada bomba ve silahlar bulunuyor, bir başka zanlının evinin bahçesinde yapılan kazıda yine silahlar bulunuyor ve tüm bunlar canlı yayınlarla millete gösteriliyor.
Bu noktada artık olayı siyasi bir malzeme haline getirmek ve bundan siyasi çıkar sağlamaya kalkışmak, başlatılmış bir operasyonun önünü kesmeye çalışmak anlamına gelebilir. Cumhuriyet savcılarının başlattığı bir soruşturmayı ve yine bağımsız yargının hakimleri tarafından yürütülen bir yargılama safhasını AKP iktidarının dayatması ile başlatılmış ve temelinde Cumhuriyetle hesaplaşma yatıyor gibi takdim etmek sanırım darbecilerle işbirliği yapmakla eş anlamlıdır. Ayrıca geçmişte yapılmış ve bundan sonra yapılabilecek darbeleri meşru gösterme anlamına gelir. Bu da ülkemizi yıpratır, insanımıza saygısızlıktır. Sanki bu millet demokrasi ve özgürlükleri haketmiyor, ille de tepesinde diktacıların kılıcı sallansın isteniyor demektir.
Bu çıkışlar kafası esen birilerinin iktidarı ele geçirmek için darbeye kalkıştığında eğer gerekçe olarak Cumhuriyeti ve laikliği koruyacaklarını iddia ederlerse bu darbe meşru mu olacaktır? Bu ülkede cumhuriyetin ve laikliğin tehlikede olduğuna darbeci çeteler mi karar verecektir? Cumhuriyetin tehlikede olduğuna karar verecek kurumlar yargı değil mi? Diyelim ki yargı önüne gelen bir takım davalar sebebiyle bazı kişileri suçlu buldu, bunun müeyyidesi darbenin yolunu açmak mıdır? Böyle saçmalık olur mu?
Geçmişte yaşananlara bakıldığında bugün bazı çevrelerin devam eden bir mahkemeye tesir etmek ve yargılamayı engellemek için harekete geçmiş olmalarını insan yadırgamıyor. Çünkü, geçmişte de mahkemeler tesir altına alınmaya çalışıldı, hatta zaman zaman alındı bile. Ama, ne oldu? Olmayan bir takım suçlamalarla yargı tesir altına alınarak siyasallaştırıldı. Aradan bir süre geçince bunun yanlış olduğu her kesim tarafından kabul edildi.
Son aşamada gündeme gelen Ergenekon soruşturması belki geçmişle hesaplaşma olarak nitelendirilebilir. Bu hesaplaşma doğrudan doğruya yargı eliyle yapılıyorsa bundan kimsenin gocunmaması gerekir. Gocunması gerekenler Ergenekon soruşturması böyle devam ederse bir gün ucunun kendilerine de dokunabileceğini düşünenler olabilir. Aksi halde hiçbir gerekçe ile bu soruşturmayı çıkmaza sokmaya çalışmanın hiçbir anlamı olamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.