Seçimlerden sonrasını düşünmek
Mahalli seçimlere yaklaşık iki ay 8 gün kaldı. Buna rağmen nedense ülke gündeminde pek yer almıyor. Özellikle de medya şöyle bir aday açıklamalarını veriyor o kadar. Peki mahalli seçimler ülkemiz açısından fazla bir önem taşımıyor mu? Böyle düşünmek mümkün değil. Bana göre mahalli seçimler genel seçimler kadar önemlidir. Bunun da ötesinde bu defaki mahalli seçimler öylesine önemlidir ki, ortaya çıkacak sonuçlar erken genel seçimi gündeme getirebilecektir. Bundan önce 2004'te yapılan mahalli seçimlerin arkasından kimsenin bir erken seçim beklentisi yoktu. Çünkü, genel seçimlerde rüzgarı arkasına alan AKP, mahalli seçimlere de o rüzgar ile girmişti ve herkesin seçim sonuçları ile ilgili beklentisi arasında çok fark yoktu.
Şimdi öyle mi?
Kiminle konuşursanız konuşun mahalli seçimlerde AKP'nin oy kaybederek çıkacağını söylüyor. Elbette tahminler birtakım değerlendirmelere dayanıyor. Bunda AKP'nin yıpranmışlığı, partilerin aday belirlemelerinde ortaya çıkan birtakım küskünlükler ve yapılan yanlışlar gibi sebepler etkili oluyor. Bir diğer ifade ile AKP'nin mahalli seçimlerde oy kaybedeceği hususunda yaygın bir kanaat olmakla birlikte bu oy kaybının oranı hususunda rivayetler muhtelif.
Ziyaretime gelen siyasetle yakından ilgilenen bir dostumla sohbet ederken söz ister istemez mahalli seçimlere geldi. Dostum büyük şehirler başta olmak üzere önümüzdeki seçimlere dönük çeşitli illerin değerlendirmesini yaptı. Hatta, partilerin gösterdikleri adayları da değerlendirerek muhtemel sonuçların ne olabileceğini söyledi. Bu arada AKP'nin hızlı bir yıpranma sürecine girdiğini, bunda ekonomik krizin çok daha etkili olduğunu belirterek, iktidar partisinin seçimlerde 10 ila 15 puan arasında oy kaybederek çıkabileceğini söyledi. Bu tahminine karşılık, "Eğer söylediğin gibi olursa muhalefet erken seçim için bastırmaz mı?" soruma, "Bastırmanın da ötesinde iktidar partisi böyle bir durumda muhalefetin baskısına dayanamaz ve erken seçim kaçınılmaz olur" karşılığını verdi.
Bu arada Başbakan Erdoğan'ın hiç gereği yokken yaptığı açıklama var. Belli bir oranın altına düşerlerse Başbakanlığı bırakacağına dair sözleriyle kendisini ve partisini bağlamış durumda.
Kısacası, mahalli seçimler bir yandan Ergenekon Soruşturması bir yandan ekonomik kriz ile bunalmış halkımızı bir de erken seçim ile yüzyüze getirebilecektir. Böyle bir ihtimal oldukça yüksektir. Buna rağmen nedense ne medya ne de siyasiler mahalli seçimleri fazlaca gündemde tutmuyorlar.
Ergenekon soruşturması aslında tüm ülkeyi ilgilendirmekle birlikte esas itibariyle yargının meselesi. Normal işleyen bir sistemde bu meselenin aylarca, hatta yıllarca kesinlikle ülke gündemini işgal etmemesi gerekiyor. Ergenekon öylesine gündemi işgal ediyor ki ekonomik kriz bile bunun yanında gölgede kaldı. İşsizlik almış başını gidiyor, sokaklar işsizlerle dolmuş, işi olanlar ise her an işlerini kaybetme endişesi taşıyorlarken Ergenekon'un gündemi işgale devam etmesi sanıyorum anlaşılabilir bir gelişme değil.
İşim gereği 40 yıldır seçimleri ve kampanyalarını yakından izledim. Hiçbir seçim öncesi böylesine sessizlik yaşamamıştık. Bundan önceki kampanyaların da medya tarafından çok fazla abartıldığı, Avrupa ülkelerinin hiç birinde bizdeki gibi seçim kampanyaları yürütülmediği söylenebilir. Buna bir itirazım söz konusu değil. Ama bu defa alışık olmadığımız bir sessizlik ve ilgisizlik görülüyor.
Kaldı ki, eğer 29 Mart mahalli seçimlerinde partilerin oylarında ciddi değişiklikler gündeme gelecekse ki gelecek görünüyor, sanıyorum daha fazla ilgiyi hakediyor. Diyebiliriz ki bu mahalli seçimler halkımızın sadece mahalli yöneticilerini seçtiği bir seçim olmayacak, genel seçim sandığını da gündeme getirecektir. Böyle olunca da bu seçimlerin partiler açısından hem mahalli idareleri kazanmak hem de genel seçimleri öne çekmek gibi iki önemi vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.