Hizmet sendikacılığında 30 yıl
Adıyaman'da 24 Ocak 1979'da kurulan Hizmet-İş Sendikası dün 30 yılı geride bıraktı. Geçen 30 yıl boyunca Hizmet-İş, alanında en hızlı büyüyen bir sendika olmuştur.
Bugün 126 bin üye sayısı ile ülkemizin en büyük 6. sendikası konumundadır. Diyebiliriz ki, binbir sıkıntı içinde Hüseyin Tanrıverdi ve 6 arkadaşı tarafından Adıyaman'da kurulmuş olan Hizmet-İş Sendikası'nın tarihi başarılarla doludur. Kuruluşundan itibaren Hizmet-İş'ın genel başkanlığını yaklaşık 24 yıl boyunca Hüseyin Tanrıverdi yürütmüş, son yıldan beri de Mahmut Arslan sendikanın büyümesini hızlandırarak sürdürmektedir. Hizmet-İş Sendikası kurulduğundan bugüne kadar hep benimsediğim, hatta ikinci bir yuvam olarak kabul ettiğim bir kurum olduğu için başarıları bana her zaman heyecan vermiştir. Dün de 30. yıl münasebetiyle düzenlenen toplantıları bu heyecanla izledim. Geçen 30 yılı özetleyen ama yaşananları tam olarak aktarmaya kafi gelmeyen sinevizyon gösterisi ile başlayan toplantı İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Genel Başkan Mahmut Arslan, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Tarım eski Bakanı Sami Güçlü ve Hizmet-İş Kurucu ve Onursal Başkanı AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi'nin protokol konuşmaları ile devam etti. Konuşmacılara bakınca toplantının AK Parti'nin gövde gösterisine döndüğünü söylemek mümkün. Görüntünün böyle oluşmasında sanıyorum muhalefet partilerinin bir tek temsilcisinin bile olmayışının önemli rolü vardı. Şahsen Hizmet-İş Sendikası'ının muhalefet partilerine davetiye göndermediğini düşünmüyorum. Ancak, buna rağmen niçin muhalefet partilerinden temsilciler bu toplantıda hazır bulunmadı bunu da anlamış değilim. Hizmet-İş Sendikası'nın 30. yıl heyecanını paylaşmaktan haz duydum. Çünkü, kuruluşundan bu yana Hizmet-İş Sendikası yönetiminde görev almış olanların hemen hepsini tanıyorum, dostlarım, kardeşlerim mesabesindeydiler.
Dostluklar kolay kazanılamadığı gibi kolayca kaybedilmesine ve harcanmasına da gönlüm razı olmuyor. Çünkü, çalmak istediğim bir dost kapısı düşündüğümde aklıma eğer ilk defa Hizmet-İş Sendikası geliyorsa bunun çok önemli olduğunu, hele günümüzde az rastlanır olduğunu bilmem tekrarlamaya gerek var mı?
Hemen belirteyim ki Hizmet-İş sendikacılık hayatına yeni bir anlayış getirmiştir. Çatışma yerine diyaloğa önem vermiş, sendikacılığı sadece ücret artışı peşinde koşmaktan ibaret görmemiş, hizmet sendikacılığını esas almıştır. Bu iki hususta aslında Türk Sendikacılık tarihinde devrim niteliğindedir. Bizim yaşta olanlar geçmiş yılları hatırladıklarında sendika deyince sürekli kavga ve bu kavganın taraflarından birisi olarak sendikacıları hatırlarlar.
Bu arada Hizmet-İş Sendikası'nın kuruluşundan bu yana geçen 30 yıl bizim de o ölçüde yaşlandığımızın bir göstergesiydi.. Zamanın nasıl da hızla akıp gittiğini, geçici bu dünyada hayat basamaklarını hızla tırmandığımızı hatırlattı.
Son günlerde tüm toplantılarımızda olduğu gibi Genel Başkan Mahmut Arslan'ın açış konuşmasının da ağırlıklı konusu Filistin ve Gazze'de yaşanan İsrail katliamı idi. Mahmut Arslan, konuşmasında, önemli başarılarla dolu dolu geçen 30 yılın gururunu yaşarken, öbür tarafta yanı başımızda İsrail'in Filistin'de yaptıklarına dikkat çekerek şöyle diyordu:
"İsrail'in Gazze'de uyguladığı devlet terörü sonucu ortaya çıkan katliamlar, vahşet, kan ve gözyaşının, doğmadan öldürülen, bazıları kundakta katledilen bebeklerin, çocukların, fosfor bombalarına muhatap olan hamile kadınların, korumasız yaşlıların yaşadıkları acılara sessiz kalan BM, İslâm Konferansı, AB, Arap Birliği'ne yazıklar olsun. Utanın! Utanın!.
Gözü dönmüş İsrail terörist devletini lanetliyorum."
Arslan'ın Gazze üzerine sözleri elbette bundan ibaret değildi. Konuşmanın konusu Filistin olunca yine insanların yüreği coştu, boğazda acı düğümlendi.
Bu arada geçtiğimiz günlerde vefat eden Hak-İş eski Genel Başkanı ve Çalışma eski Bakanı Necati Çelik tüm konuşmacılar tarafından rahmetle anıldı. Allah rahmet eylesin.
Aslında Arslan'ın yaşadıkları sıkınıtların üzerinde durmak özellikle taşeronlaştırma ve özelleştirme politikalarının sebep olduğu problemleri de aktarmak isterdim ama, yazıyı daha fazla uzatmak istemiyorum. Köşemin boyutları sınrılı olduğu için yazı uzadıkça puntosu küçülüyor, o zaman da her okuyucuya bir büyüteç dağıtmak zorunluluğu ortaya çıkıyor. Olayın bu yönü elbette işin şakası.
Tüm konuşmacılar gibi ben de Hizmet İş'e daha nice 30 başarılı yıllar diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.