Müthiş denge
Türkiye İstatistik Kurumu nihayet nüfusumuzu açıkladı: 70 milyon.
Sonuç üzerinde çeşitli tartışmalar sürüp gidiyor tabii.
Kimisi yaş ortalamamızın 28.3 olmasından hareketle genç ve dinamik bir ülke olmamızın yararlarına dikkat çekiyor, kimisi son seçimlerdeki seçmen sayısıyla nüfus verileri arasındaki çelişkiden söz ederek YSK’ya göndermelerde bulunuyor.
Bu arada nüfusun yüzde 70.5’inin şehirlerde, yüzde 29.5’inin ise köy ve bucaklarda yaşamasından hareketle birtakım sosyolojik analizlerde bulunanlar da var.
Ben ise nüfusumuzdaki kadın-erkek dağılımından hareketle bir şeyler söylemek istiyorum bugün.
ülkemizdeki kadın nüfusuyla erkek nüfusu neredeyse eşit.
İşte sonuç:
Toplam erkek nüfus: 35.376.533
Toplam kadın nüfus: 35.209.723
Bu genel denge, birçok il bazında da görülüyor.
örneğin erkeğe “E”, kadına “K” dersek bazı illerdeki sonuçlar şöyle:
Aydın, K: 473 481, K: 473 490
çankırı, E: 86 692, K: 87 320
Denizli, E: 453 756, K: 453 569
Gaziantep, E: 779 863, K: 780 160
Gümüşhane, E: 65 261, K: 65 564
Mardin, E: 373 067, K: 372 711
Kırıkkale, E: 139 923, K: 140 311
Artvin, E: 84 025, K: 84 067
Batman, E: 236 314, K: 236 173
Yalova, E: 90 246, K: 91 512
Karabük, E: 109 429, K: 109 034
Kilis, E: 58 489, K: 59 968 vs.
İnsan bu tabloya bakınca gayri ihtiyari düşünüyor:
Acaba bu tabloda sadece sosyolojik veya politik bakış açılarının ötesinde de dikkat çekici bir yan yok mudur?
İnançlı insanlar için vardır elbet.
çünkü kadın nüfusuyla erkek nüfus arasındaki bu muazzam denge, insanların kendi istek ve iradeleriyle ortaya çıkarmaya güç yetirecekleri bir denge değildir.
Dahası, bu dengenin oluşmasında insanların hiçbir dahli yoktur.
Bu denge, tamamıyla, evrendeki kozmik dengenin bir uzantısından ibarettir.
Ayı, güneşi, yıldızları, galaksileri dengeleyenin dengesi.
Nasıl ki evrende birçok dengenin sağlanmasında hiçbir dahlimiz olmadığı ve dahası o dengeler bizim için hayatın devamını mümkün kıldığı gibi, bu nüfus dengesi de, aynı şekilde hayatın devamını mümkün kılan müthiş bir dengedir.
Bir an için, böylesi bir dengenin olmadığını ya da bozulduğunu düşünün.
Ortaya çıkacak dengesizliğin, topyekun insan hayatı ve evren üzerinde nasıl da başka büyük dengesizlikleri tetikleyeceğini hayal bile edemiyorsunuz değil mi?
Hal böyleyken, insanoğlu çoğu kez bu muazzam dengeyi ve o dengeyi yaratanı düşünmez.
“Allah göğü yükseltti ve dengeyi koydu.” (Rahman Suresi-7. ayet)
Birçok şeyi anlamlandırmak sadedinde “sadece öyle olduğu için öyledir” gibisinden sığ ve zavallıca bir pozitivizmin girdabında sürüklenmeyi tercih eder.
“Dengeler kuran”ı yokmuş farz ederek yaşamak…
Böyle bir anlayıştan “denge” çıkar mı?
çıkmıyor da işte.
Denge sahibini yok sayarak “dengesizleşmiş” ve başı dönmüş insanoğlu elinde, dünyamız, yıkımların, adaletsizliklerin, haksızlıkların, eşitliksizliklerin, çığlıkların ve perişanlıkların anaforlarında debeleniyor adeta.
Denge sahibinin yokmuş farz edildiği hiçbir arayış, insanoğluna huzur ve mutluluk getirmiyor.
Dengeleri yaratandan kopuş, sadece insanoğlunun bunalımlarını artırıp sürüklendiği ontolojik krizleri derinleştiriyor.
Her şeye anlamını bizatihi tek başına verenden kopanın, elinde tutacağı, limanına sığınacağı hangi anlam kalır ki?
İnsanoğlunun bu kadar dengesizliğine rağmen, “dengeler sahibi”nin ne kadar merhametli ve lütufkar olduğu açık değil mi?
O ki dengeyi bozsa, O’na hesap soracak kim vardır!
İnsanı bir erkek ve bir dişiden yaratan Allah’a sonsuz şükürler olsun.
-----------
münaşaka
ülkemizde bulunan Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis’le görüşen CHP lideri Deniz Baykal, “çok yararlı ve verimli bir diyalog oldu. Her iki ülkenin de sorunlarını çözmek için işbirliği yapmaları önemlidir” demiş.
Keşke Baykal, diyalog ve işbirliğinin önemini kendi ülkesinin sorunlarını çözmek için de hatırlasa.
Hatta Mustafa Sarıgül ve Haluk Koç gibi CHP’lilerle işbirliği yollarını arasa gene yeter!..
---------
sözünözü
Allah demek, anlam demektir.
(Mustafa İslâmoğlu)