Memlekete yazık oluyor!..
"Ne ararsan bulursun derde devadan gayrı" başlığını atmıştım dünkü yazıma... AKP, CHP ve MHP liderlerinin dünkü gazetelere yansıyan sözleri sanki bu başlığımı doğrulamak için yarışa çıktıklarını gösteriyordu. Özellikle de CHP Genel Başkanı Baykal'ın bu seçim kampanyasını kavga üzerine bina ettiği, bu yolla milletten oy alacağını düşündüğünü söylemek yanlış olmayacak.
Parti liderleri her söyledikleri söze, her attıkları adıma dikkat etmek durumunda değiller midir? Onlar kendi aralarında sokak üslubu ile konuşur birbirlerine meydan okurlarsa milletin hali ne olur?
Üç liderden birkaç alıntıyı aktararak insanı üzen lider üslubuna örnek vermek istiyorum. Milletin kendilerinden ülke sorunlarına çözüm beklediği liderlerin ne ile uğraştığını milletin artık görmesi gerekiyor. Çünkü, bu tür karşılıklı atışma içinde ülke sorunlarına çözüm sunan -Saadet Partisi gibi- siyasi parti liderlerinin görüşleri de arada kaynayıp gidiyor. Çünkü, medya da sadece laf yarışını sayfalarına aktarıyor, millete bir takım anlamsız karşılıklı atışmaları gösteriyor, bunun yanında gerçek anlamda ülke sorunlarına çözüm sunanların ne söylediklerini aktarmıyor. Netice itibariyle böyle giderse bir seçim kampanyası daha derde deva olabilecek bir görüş ortaya çıkmadan, çıkanlar da millete gösterilmeden, duyurulmadan geçip gidecek... Peki millet sandık başında neye göre oy verecek? O önemli değil... Bir takım sempati ya da antipatiler seçmenin oyunun rengini belirleyecek? Güya böylece demokrasi işlemiş olacak? Olacak mı geçekten?
Başbakan Erdoğan bir süre önce CHP ve MHP'yi meydanlara inememekle suçlamış ve ardından da "İşsizlik sorununa çözümü olan varsa söylesin uygulayalım. Uygulayamazsam çekilirim" demişti... Buna karşılık Baykal da sürekli olarak Başbakan'ı televizyona birlikte çıkmaya çağırmıştı. Bu minval üzere devam eden karşılıklı laf yarışı sonunda aşağıya aktaracağım başlıkların ortaya çıkardığı can sıkıcı manzaraya dönüştü.
Bu noktada sırasıyla AKP, CHP ve MHP liderlerinin konuşmalarından birkaç cümle aktarmak istiyorum:
Erdoğan:Baykal diyor ki, 'TL'nin değerini azaltmak lazım' Sen git işini yap. Bu işi öğrenmen için daha çok fırın ekmek yemen lazım."
Baykal: Üslubu maganda üslubu. İktidar olmuşsun adam olamamışsın. 40 fırın ekmek yesen de olamazsın" (Burada okuyucularımdan ve Başbakan'dan özür diliyorum. Bir yakışıksızlığı göstermek için bu sözleri köşeme almış bulunuyorum).
Erdoğan: Benim aldığım terbiye, edep dersi sana cevap vermeye müsaade etmez.
Baykal:Arkamdan atıp tutma. Kendine güveniyorsan, çık karşıma televizyonda konuşalım
Bahçeli: Devlet uçağımız, helikopterimiz yok, geç başladık.
Bahçeli diğer muhalefet parti liderlerinin de devlet uçağı ve helikopteri olmadığını unutmuş görünüyor.
Maksadım liderlere laf yetiştirmek değil. Böyle bir görevim de yok. Derdim ülkemiz siyasetinde yaşananları insanımıza göstermeye çalışmak.
Üslupta seviyenin giderek düştüğüne dikkat çekmek.. Liderlerin ülke sorunlarına çözüm araştırmak ve millete sunmak yerine karşılıklı bir takım suçlamalar ve meydan okumalarla işi geçiştirmeye çalıştıklarına ışık tutmak. Bu siyaset anlayışından ülkeye hiçbir yarar gelmeyeceğini sanıyorum söylemeye bile gerek yok.
Bu noktada milletimize büyük görevler düşüyor... Kendimizi bir takım karşılıklı atışmalar arasında kaybetmek yerine kimin sorunlara çözüm aradığını arayıp bulmak gerekiyor. Yoksa biri gider diğeri gelir ama sorunlar üst üst yığılmaya devam eder...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.