CHP ve seçim sonuçları
Seçimler çok yönlüdür. Değerlendirirken bütün faktörleri dikkate almak gerekir. Aksi takdirde değerlendiriyorum zannıyla, kendini yanıltır insan. Mahalli seçimler, özgürlük iklimi geliştikçe genel seçimlerden farklılaşır ve kendi şartlarını oluşturur. Merkezci alışkanlıklardan kurtulmak gerekmektedir. CHP’nin açık oy-gizli tasnif uygulamalarından kalan tek partinin otoriter, emredici, “açık oy-gizli tasnif” yapılanma psikolojisinin devam ettiği dönemlerde genel seçimlerle mahalli seçimlerin elbette farkı olamazdı. Hepsi aynı emir ve kumanda zincirine bağlıydı. Özgürlük iklimi geliştikçe mahalli seçimleri etkileyen faktörlerle, genel seçimleri etkileyen faktörlerin ağırlıkları değişmektedir.
Siyaset, istediğin gibi yoğurabileceğin taşla, toprakla, maddeyle değil insanla ilgili bir sanattır. Onun için son derece ince ayar gerektirir. Şart ve gerekleri doğru tahlil edilmezse, boş ümitlerden ciddi yanlışlar doğar. İ.Ü. rektör seçiminde bir aday, yalnız kendi oyuyla kaldı. Bingöl’de 100 bin liraya evini satarak bağımsız aday olanın durumu? Eşekle geldi. Otuz bin kişiyle miting yaptı sevindi. Ama saman alevi. Acı son. Yüz oy dahi alamadı. Siyaset adamı, yanlışı kendinde arayan kimsedir. Suçu seçmene yükleyerek, hiçbir yararlı neticeye varılmaz. Seçmen yanlış yönetiliyorsa, bilgi ve sistemle yanılgıyı önleme sorumluluğu da siyasilerdedir. Bunun için tek kişi her şeye yetişemez. İcra ve karar organlarının dışında müşavirler de gerekir.
Bu seçimin, CHP’de ümit doğuracak bir yönü yoktur. Bunca senelik parti, her türlü açılımı yaptığını söylüyor ve inandıramıyor. Şimdi yandaş gazeteleri, CHP’den %15 puan fazla oy almış partinin bakanlarını hayalen istifa ettirip, CHP’ye iktidar yolu açmak ve erken seçim diyerek ülkeye zaman kaybettirmek yolunda makale yazmaya çalışıyorlar. Oy kıpırdamalarında ümit doğuracak en önemli ölçü, parti tabanına ve lidere güvendir. Bu, ani ve genel yükseliş doğurur. Yoksa karşı tarafın hatasından veya yan desteklerden artan oy, mevsimlik değerdir ama ümit doğurmaz. Çünkü arandığında bulunmazlar.
Davos hareketinden acı duyan evrensel etkili lobiler ve türevleri ile Erenekon takımının bütün gücüyle desteği; bir kısım medya desteğinin “ne puştluk varsa” kavramıyla yandaşlığı, her zaman noktasal ve geçici neticelerdir. Siyaset bir maraton koşusudur. Bunlar, yüz metrelik koşulardır. Bu temel üzerine siyaset inşa edilemez. Aksine, ürettiği yanılgılarla, zincirleme kazalar doğurabilir. Boş siyasi emeller, sadece siyasi iklimi bozmakla kalmaz, sahibine zarar verir.
Baykal, seçim değerlendirmesinde, “bu tablodan, CHP’nin artık kendisini yeni sorumluluklara, yeni görevlere hazırlaması gerektiği mesajını” aldığını ilan ediyor. Bu konuda, yandaş medya doludizgin desteğe kalkınca, bazıları da tarafsız görüntü kaygısıyla yanlış yapıyor. “Sonuçlar Baykal’ı umutlandırdı” diyor. Baykal tecrübeli. Bu işleri bilir. Heyecanlanmaz da, heyecanlandırmaya çalışır. “TBMM, benimle uzlaşmadan Cumhurbaşkanı seçmez” diye aylarca bağırıp durmadı mı! Baykal gibi birinin, böyle bir saçmalığa inanması mümkün mü?
AKP, fazla ümit yanılgısını “kayıp” olarak tercüme etme acelesi, yanılgıya destek oldu. Baykal, bu seçimlerle ümide değil, ümitsizliğe yaklaşmış olabilir. SP, oyunu katladı ve bunu genelde yaptı. Yeni bir güven ve heyecanı doğurdu. “Ana muhalefet sandalyesi” de kimsenin garantisinde değil. Bu konuda, “Biz bütün medyamızla SP’yi destekledik. Onu görmüyor musun?” tarzında itirazınızı görür gibiyim. Doğru, ancak bu destek, SP’nin yararına değil iki bakımdan zararına olmuştur. Beklenmedik medya imkanı, nadir de olsa, bir-iki hatibin, maksadı aşan sözlerine neden oldu. Bu sözler, Kurtulmuş’un yüksek seviyeli söz ve tavırlarıyla örtüşmedi. Zarar verdi. İkincisi; CHP’nin desteği, tecrübeden dolayı, Anadolu’nun çarıklı erkanı harplerinde, kuşku nedenidir.
Elbette bu seçimden alınacak çok dersler var. Örneğin, MHP Antalya il Başkanı Aydın Yeşilyurt, CHP Belediye Başkanı için herkesin bildiği, yaşadığı konuya değinerek, “Mustafa Akaydın Antalya’yı üniversiteyi yönettiği gibi yönetirse, Antalya da kavga ve kaosa sürüklenebilir” diyor. Baykal da, “Yine 28 kere gel Antalya’ya” diyor Başbakan’a. Hizmetin de azamisi yapılmış Antalya’ya. O halde? Aday yanlış.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.