Anayasa ve gizli örgüt virüsleri
Gizli örgütler, aziz bir dost ve misafir zannedilen, ‘Truva Atı’dır. Çağdaş şekliyle, dost hediyesi diye, ‘bomba paketi’ne sarılmaktır. İçine mektup yerine, ‘zehir konmuş’ ‘zarfı’ sevinçle açmak yanılgısı gibidir.
Adı üstünde gizli. Yüz değil, maske. Birey değil örgüt. Üstelik global çağın imkanlarıyla evrensel düşmanlıkların gizlendiği, kin ve garazın yumaklandığı karanlık bir odak. Evrensel dernekler genellikle kontrollerden uzak kalıyor. Darbelerin dahi dokunamadığı bir gizliliğe doğru gelişip güç kazanıyorlar.
Gizli örgüt mensuplarının çoğu, sadece hizmetini görür ve ayrıcalıklarından yararlanırlar. Ama kime, niçin hizmet ettiklerini bilmek istemezler. Çünkü çok kötü ve çirkin bir iş yaptıklarını kuvvetle hissederler. Bu örgütlerin kendilerine sağladığı haksız imkanlardan vazgeçemedikleri için bilmek istemezler. Merak edip öğrenirlerse, vicdanlarını susturamayacaklarını bilirler.
Bunların, tüzük, ilke, yapı ve imkanlarının derneklere benzer bir tarafı yoktur. Yetkili ve etkili gibi görülen, büyük ve önemli unvanlarla anılan kimseler de dahil mühim konularda itaatten başka bir görevleri yoktur. “Tarafsız kalmak” dahi istenemez. Zira bu karanlık derece derece, alıştıra alıştıra koyulaşır. Girişi var, çıkışı yoktur. Şatafatlı merasim ve kademeden, karanlık dehlizlerden geçerek yapılan yeminlerden sonra artık “tavşan yamacı aşmış” dönülmez bir noktaya gelinmiştir. Evrensel gizli örgüt statüsünden iki örnek cümle:
“…luğun ilk üç derecesi yegane masonik kudret olduğunu, bu kudretin fevkinde, idari, mali, kazai veya teşrii hususlardan hiçbir otoritenin mevcut olmadığını aynen kabul ederek, alenen beyan ve ilan ederler ki; ..üyeleri üzerinde yasama, yürütme ve yargılama yetkisinin mutlak sahibidir. Bu ilkelere dokunulamaz ve değiştirilemez.” Bu statüyle dernek, devlet üstü devlet olur.
İstihbarat uzmanları açık konuşuyor. “PKK, PEJAK, ASALA, darbe ve ihtilal gibi gizli örgütlerden, basit eroin kaçakçısı gizli örgütlere kadar hepsinde dış bağlantı vardır”.
Anayasalarda özel tedbirler olmalıdır. Aksi halde, normal hayatı dikkate alan demokrasiler, gizli evrensel örgütlere karşı tedbirsiz ve yetersiz kalabilirler.
Sınırların şeffaflaştığı global dünyada, evrensel gizli örgütler, önlenemez bir duruma gelmektedir. Mesela: İran İslâm devrimiyle (1979) mason locaları kapatılmıştır. İran kapatmış, “Gurbetteki İran Büyük Locası” devam etmektedir. Gizli örgütler, geçen asırda, yeni sömürgeciliğin en önemli imkanlarından biri olmuştur. Hadiseye geniş bir dikkatle bakmak ve anayasaları bu dikkatle hazırlamak zarureti vardır.
Gizli örgütler, çağın özel bir hastalığıdır. Özel tedbirler gerektirir. Zira birey olarak görülen kimse, birey değildir. Önemli meselede, aklı, vicdanı, sözü ve eylemleri kendine ait değildir. Aklı, vicdanı ve eylemleriyle bir merkeze bağlıdır ve aldığı emri uygulamak zorundadır. Bütün gizli örgütlerde, gerçeği saklayan maske dost yüzlüdür. Ne var ki bu maske, dostluk için değil, yollara mayın döşemek için kullanılmaktadır.
Gizli örgütlere karşı çarenin ilk iki şartı: 1) Önemiyle mütenasip dikkat. 2) Tedbir. Dikkat ve tedbir, anayasadan başlamalıdır. Yeni anayasa çalışmaları önemli bir imkandır.
Gizli örgütlerin gizliliği, ferdi özgürlükle değerlendirilemez. Bu gizlilik, çıkar gizliliğidir. Zorla hakkı gasp etme ve karanlıkta hukuku çiğneme tertibidir. Darbe ve ihtilal ile ülke yönetimini ele geçirme cinayetlerinden eroin çetelerine, evrensel gizli örgütlerin dünya hakimiyeti emellerine kadar açık felaketlerdir.
Gizli örgüt, her şeyden önce kötü niyettir. Kötü olmayan, utanç doğurmayan niyet niye gizlensin? “Ayışığı”, “Sarıkız”, “Ergenekon” millete iyilik için varsa, milletten saklanmasına ne gerek var? Tam tersi, milletten güven istemeliydiler.
Anayasalarda hayati nokta, adalet ve siyaseti gizli örgüt kıskacına düşürmeme tedbiridir. Bunun için dış bağlantılı dernek ve kurumların hesap ve üye kayıtları dikkatle takip edilmeli ve “adalette örgüt haksızlığına uğradığı” iddialarının kontrol ve telafisine imkan doğmalıdır. Dikkat edilirse, tedbir doğar.
Bilginin yaygınlaşması, gizli örgütlerden korunmak için önemli bir imkandır. Nitekim Türkiye Mason Locası Büyük Üstadı Kaya Paşakay, Hürriyet’e (26 Mart 2005) açıklamasında, “11 Eylül’den sonra Amerika’da 1 milyon 100 bin, İngiltere’de 200 bin kişi masonluktan vazgeçti” diyor. Çıkış imkanı olmadığından buradaki “vazgeçme” tabiri, “uyku” anlamındadır.
Bilgi çağı önemli bir imkandır. Milletler ve insanlık gayret eder, yasal tedbirler alınırsa, teşkilatlı gizliliği ortadan kaldırmakta netice alınır. Ahlaki çöküntüye de sebep olan bu hastalığa yakalanmaktan nesiller kurtarılır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.