“Uzak”ı “Tuzak”yapmak!..

Siyasilerin medya ile ilişkilerini kesmeleri, ondan uzak durmaları mümkün olmaz. İsteseler de istemeseler de medya ile iç içe olmak durumundadırlar... Çünkü, her durumda seslerini kitlelere medya ile ulaştırmaları mümkündür. Bu yönüyle medya siyasilerin olmazsa olmazıdır. Buna karşılık bir takım çarpıtmalar ya da yanlış anlamalar siyasilerin hiç düşünmedikleri bir şeyi söylemiş gibi gösterebilir ve toplumda yanlış anlamaya da sebep olabilir. Bazen söylenen cümleye bir tek harfin eklenmesi -bu yanlışlıkla ya da bilerek olabilir- siyasinin söylediği sözün anlamını tamamen değiştirebilir. Bazen hiç istenmediği halde de bir medya mensubu bu tür hataya düşebilir. O zaman bunun tavzihi yoluna gidilir... Hatta bu düzeltmeyi siyasi istemeden yapabilir... Zaman zaman biz de istemediğimiz halde bazı yanlış anlamalara sebep olmuşuzdur. Ama hemen düzeltmemizi yapmış, özür dilemişizdir. Bundan da hiç gocunmamışızdır.

Sözü daha fazla uzatmadan geçtiğimiz günlerde yaşanan bu tür bir olayı aktarmak istiyorum.

Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş Haber Türk Gazetesi'ne verdiği mülakattan bir soru üzerine Fethullah Hoca Grubunun seçimlerde kendilerinden uzak durduklarını söylüyor. Bu cümle ertesi gün bir internet sitesinde, "Seçimlerde Fethullahçılar bize tuzak kurdu" şeklinde yer aldı ve ortalığın karışmasına yol açtı. İnsanlar elbette cümlenin ilk çıktığı gazeteyi görmedikleri için internet sitesinde yer alan şekline göre yorumlar yapmaya başladılar. Bir bakıma söz konusu internet sitesini bir çatışma alanına dönüştürdüler.

Söz konusu internet sitesi aranmasına, konunun düzeltilmesinin istenmesine rağmen dün öğle saatlerine kadar okuyucunun yanıltılmasını önleyecek bir düzeltme yapılmamıştı... Güya bir açıklama konulmuştu ama ondan da ne denilmek istendiği anlaşılamıyordu.

Maksadım bu internet sitesini hedef tahtası yapmak değil... Bazen insanlar istemeden de bir takım yanlış anlamalara sebep olabilirler. Ancak, bu yanlış anlamaya sebep olan olayda bir art niyet yoksa bunu telafi cihetine giderler... Ama ısrarla aranmalarına rağmen yanlışlarını doğru gibi göstermek de direniyorlarsa o zaman yanlışın bilerek yapıldığı, sözlerin bilerek çarpıtıldığı anlamına gelir. Elbette bundan bir takım çıkarlar da beklenebilir. Çıkar dediysek ille de maddi bir çıkar düşünülmemelidir. Söz gelimi Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un bir gazetede çıkan sözleri internet sitesine yanlış aktarılmış ve bu sitede bir siyasi partinin yandaşı ise ortada bir takım siyasi hesapların olduğu görülür. Halbuki ne adına olursa olsun bu tür çarpıtmaların ahlaki olmadığını söylemeye bile gerek yok. Ancak, siyaseti çirkinleştirmeyi, siyasi çıkar uğruna her türlü çirkinliği normal sayan anlayış ülkemizde maalesef giderek yaygınlaşıyor.

Eğer "Uzak" bilmeden "Tuzak" yapılmışsa bunun izahı gerekir ve meselde böylece kapanır. Ama bilerek yapılmış ve yanlışın düzeltilmemesinde ısrar ediliyorsa bu tiplere söyleyecek çok sözümüz olabilir. Siyaset bu değildir. Yalan ve iftira üzerine siyaseti bina edenler bir gün gelir kendileri de bu çirkinliğin içinde boğulabilirler. Bu tür çarpıtmalarla yandaşı olduğunuz siyasi partiye de bir hayırınız olmaz, olamaz. Çünkü, yalancının mumu yatsıya kadar yanar ve bir gün gelir artık doğru söylediklerinize de kimse inanmaz.

Tekrar ediyorum bizim meslekte gözü kör etmek gibi hatalar olabilir. Yıllar önce benzer bir yanlış hem de gazetenin manşetinde benim de başıma gelmişti. Ama o siyasi bir rekabetin sonucu değildi. Sadece dikkat kayması neticesiydi. Şimdi görüyoruz ki bazı yandaş medya mensupları tuttukları partinin taban yitirmesi karşısında "Uzak"ı "Tuzak" yaparak bu taban kayışını engellemeye çalışıyorlar. Ama boşuna uğraşıyorlar.