Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Herkesin doğrusu farklı olabilir mi?

Herkesin doğrusu farklı olabilir mi?

İnsanlar tek bir doğru etrafında toplanabilseydi fikri farklılıklara gerek kalmazdı. İnsanların inançları, olaya bakış açıları, fikri ve siyasi kabulleri, hatta çıkarları ister istemez bir olay karşısında farklı tavırların ortaya çıkmasına vesile olur. Kısacası insanları standart bir kalıba sokmak ve buna bağlı olarak da tek bir anlayış etrafında birleştirmek mümkün olmaz. Bana göre doğru olan bir başkasına göre yanlış kabul edilebilir.

Dünyayı bir kenara bırakarak ülkemiz açısından meseleye baktığımızda eğer herkesin doğrusu aynı olsaydı bunca siyasi partiye ihtiyaç olur muydu? Bırakın bunca partinin kurulmuş olmasını, aynı parti içinde farklı gruplar ve anlayışlar ortaya çıkar mıydı?

Cumartesi günü Demokrat Parti'nin kongresi vardı. Bu kongrede bile birbirinde kalın çizgilerle ayrılan iki farklı yaklaşım söz konusuydu. Bir yanda demokrasiden yana olduğunu söyleyenler öbür yanda darbe yandaşlarına destek verenler vardı ve onlar da demokrasiden yana olduklarını ileri sürüyorlardı. Yani demokrasi anlayışında bile insanların doğruları farklı olabiliyor..

Dün de Demokratik Sol Parti'nin kongresi vardı ve bu kongrede farklı görüşler ve bu görüşlerin taraftarları oluşmuştu. Hepsi Ecevit'e saygıda birleşiyor olmakla birlikte parti yönetimi konusunda aralarında ciddi ayrılıklar vardı. Tüm bunlar insanların doğrularının farklılığını gösteriyor. Denebilir ki aslında tek bir doğru var ama insanların anlayış farklılığı doğru kabullerini farklılaştırıyor.. Netice itibariyle ortaya çıkan husus insanların kabullerindeki çeşitliliktir.

Bir başka ifade ile söz gelimi demokrasi denildiğinde insanların bu kavramın içini nasıl doldurdukları ön plana çıkıyor. Böyle olmasaydı demokrasi savunuculuğuna soyunup ardından da darbe tellallığı yapılabilir miydi?

Bu noktada diyebiliriz ki, insan aklının ortaya koyduğu tüm ideoloji ve sistemlerin mutlak doğrular olarak kabul edilmesinin yanlışlığıdır. Bir dönem yer yüzünde bir taraftar kitlesine sahip olan bir ideoloji bir süre sonra tamamen iflas edebilir. Bunun örneklerini gördük. Bunun için diyebiliriz ki insan düşüncesinin ürünü görüşler ve sistemler sadece yandaşlarına göre doğru kabul edilebilir. Değişmez doğru değildir. Zamana ve şartlara göre değişiklik arz eder. Böyle olunca bir takım temeli insan düşüncesi olan görüş ve düşünceleri mutlak doğrular gibi kabul edip insanları buna göre tasnife, doğrudan yana olanlar ve olmayanlar diye gruplandırmaya gerek yoktur. Böyle bir gruplandırma yanlıştır.

Mutlak doğrular elbette vardır. Ancak bunların kaynağı insan düşüncesi değildir. Ne var ki, insanlar kendi düşüncelerini kutsalın yerine hakim kılmak için kutsamayı tercih ediyorlar. Bunun sonucu olarak insanları kutsuyor, tartışılamaz ilan ediyorlar. Sanıyorum insanları kendi etraflarında toplayabilmek ve toplananların dağılmasını engellemek için kendilerini ve düşüncelerini kutsal ilan edebiliyorlar. Bu noktadan itibaren de birbirini ret ve çatışma gündeme geliyor.

Bunları söylerken elbette insan düşüncesini ve zihni faaliyetlerini küçümsüyor değilim. İnsan aklı sebebiyle tüm canlılardan üstündür. Yaratıcı da insanı böyle ifade etmektedir.

Ancak, insanın aklı ile her zaman en iyiyi ve doğruyu bulacağını kabul etmek bizi büyük bir yanlışa sürükler. Dikkat edilirse akıl sahibi insan öylesine iğrençlikler ve cinayetler sergileyebilmektedir. Demek ki akıl tek başına her zaman iyiyi ve güzeli bulmaya yetmiyor. Bunun için denebilir ki, vahyin kontrolündeki akıl için temel konularda farklı doğrular yoktur. Bir tek doğru vardır. Ama kendisini vahyin kontrolünden çıkarmış bir akıl iyilikler kadar kötülüklerin işleyicisi de olabiliyor. Bu bakımdan herkesin doğrusunun test edilebilmesi için bir değişmez doğruya ihtiyaç vardır. Bu gerçeği birtakım gerekçelerle red edenler bugüne kadar insanlığı gerçek huzura ve saadete kavuşturabilmiş değillerdir. İnsanlık bu farklı doğrular sebebiyle sürekli çatışma halinde olmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi