Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Nedir bu Merkez Sağ hikayesi?

Nedir bu Merkez Sağ hikayesi?

Merkez sağ ya da merkez sol, ortanın solu veya ortanın sağı gibi tarifleri kimler yapmıştır bilinmez ama fikir ve ideoloji partilerini aşırı uç olarak nitelendirenler herhalde kendilerini merkezin sağ ve solunda olarak tarif edenler olmuştur. Fikir ve ideoloji partilerini aşırı uç olarak niteleyerek toplumu korkutup bu partilerden kaçırarak kendi çevrelerinde toplamanın bir taktiği olarak uzun yıllar aynı söylemi sürdürmüşlerdir. Son yıllarda bu merkez söylemi eski heyecanını yitirmiş, toplum nazarında da ciddi olarak itibar kaybetmişti.

Denebilir ki toplum, merkezin renksizliği ve fikirsizliğinden bıkmış, onları siyaset sahnesinden tasfiye etmişti. Bunun sonucu olarak kendilerini merkez olarak tanımlayanlar bir süre dinlenmeye çekildiler ve kendilerini unutturarak yıpranan yüzlerini yeni gibi sunmanın fırsatını kolladılar. Netice olarak şimdilerde bu merkez söylemini yeniden ısıtıp piyasaya sürdüler. Sıkça tekrarladıkları iddiaları da, "Merkezde boşluk oluştuğu, bu boşluğun doldurulması gerekir"di. Elbette bu iddiayı doğru kabul edenler bulunabilir. Ancak, siyasette merkez boşluğundan ziyade alternatifsizlik vardır. Aslında iktidarın alternatifi de vardır ama bazı çevreler ille de alternatif olmadığını ileri sürüp, alternatifi gizleyerek hayalini kurdukları uzunca bir zamandan beri tarihe karışmış olan renksiz, kokusuz merkez partiyi oluşturmak, daha doğrusu diriltmenin peşindeler.

Halbuki bu ülkeyi uzun yıllar kendilerini merkez olarak tarif eden sağ ve sol partiler yönetmiştir. Aslında merkezin sağının da solunun da birbirinden farkı yoktu ama topluma ikili bir alternatif sunabilmek için kendilerini sağ ve sol olarak tarif etmiş ondan sonra da merkeze oturtuvermişlerdi. Ne var ki, bu merkez sağ ve sol partilerin ülke sorunlarına fikri bir çözüm bulamamış, ülkeyi hep dışa bağımlılığa mahkum etmeleri sonlarını çabuklaştırmıştı. Onların yerini giderek fikir ve ideoloji partileri almıştı. Ne var ki sisteme hakim olanlar merkezciler olduğu için fikir partilerinin sık sık önleri kesilmiş, bu partiler bir takım zorlama gerekçelerle kapatılmış, kısacası sık sık budanmışlardır. Böylece merkez partilerinin önünün açılacağı düşünülmüştür.

Gündemden düşmüş olan merkez söylemi Süleyman Soylu'nun genel başkanlıktan istifa ederek DP'yi olağanüstü kongreye götürme kararının ardından yeniden gündeme geldi. Neticede DP Genel Bakanlığını Süleyman Demirel'in desteği ile Hüsamettin Cindoruk'un kazanmış olması merkez sağdaki boşluğun doldurulması olarak nitelendirilmeye başlandı. Cindoruk'un listesine bakıldığında yıllar önce siyasetten çekilmiş eski Adalet Partilerin oluşturduğu görülüyor. Öyle anlaşılıyor ki Cindoruk ve çevresi merkez sağ deyince eski Adalet Partisi'ni ya da Doğru Yol Partisi'ni anlıyorlar.

Bu arada Cindoruk'un listesinden DP GİK üyeliğine seçilen eski bir Adalet Partili Bakan, "30 sene sonra parti yönetimine girdik. Bir 30 sene sonra da bakan oluruz galiba" sözleri dikkat çekicidir. Belli ki Cindoruk ile hareket edenlerin bazıları da bu tablodan iktidar çıkmayacağını görmektedirler. Sadece yıllarca yol arkadaşlığı ettiklerini kıramadıkları için kendilerini verilen rolü oynamaya mecbur hissediyorlar.

İşin bu yönü elbette kendi bilecekleri iştir. Ancak siyasette şu merkezin tarifinin ne olduğunun net bir şekilde belirlenmesi gerekiyor. Gerekiyor ki, kendilerini merkez olarak tarif edenlere oy verenler neye ne için oy verdiklerini bilsinler. Aslında bu merkezin ne olduğunu Erbakan Hoca 40 yıl önce yapmıştı. Sağı ve solu ile merkezde yer alan partilerin birbirlerinden hiçbir farklarının olmadığını sadece milleti kandırmak için farklı gibi gösterildiklerini meydan meydan millete anlatmaya çalışmıştı. Bunu yaparken de merkez partilerini renksizler olarak tarif etmişti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi