İktidar partisi eksiksiz iş yapamaz mı?
İktidar partisi Meclis çoğunluğuna dayanarak yaptığı her yasal düzenlemenin ardından bir takım tartışmalar başlıyor. CHP'de Meclis'teki varlığını çıkan yasaları Anayasa Mahkemesi'ne götürmek olarak algılayınca hemen her yasa için Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor. Anayasa Mahkemesi'ne gidilmesi her yasanın iptal edileceği anlamına gelmiyor ama bazen öyle sonuçlar veriyor ki, bir takım gerekçelerle uygulanan dayanaksız yasaklar kaldırılacak derken bir de bakıyorsunuz o yasak Anayasa Mahkemesi kararı ile kalıcı hale getirilmiş. Söz gelimi başörtüsü yasağının kaldırılacağı iddiası ile yapılan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi bunun son örneğidir.
Lafı uzatmanın anlamı yok... Ülkenin gereksiz yere yaşadığı sıkıntıların kaynağını yürürlükte olan darbe anayasası oluşturmaktadır. Bu anayasa kökten değiştirilip halk oyuna sunularak kabul edilip yürürlüğe girmeden bazı yasa değişiklikleri ile sıkıntıların giderilmesi, demokratikleşmenin önündeki engellerin aşılması zor görünüyor. Bu bakımdan gerçekten demokrasinin önündeki engellerin kaldırılması isteniyorsa vakit geçirilmeden yeni bir Anayasa'nın hazırlanması gerekiyor. Çünkü, demokrasinin önündeki en önemli engel yürürlükte olan Anayasa'dır. Bu bakımdan önce yeni bir Anayasa yapılmalı ve daha sonra da mevcut yasalar bu yeni Anayasa'ya uygun hale getirilmelidir. Diyebiliriz ki iktidar, AB'ye uyum konusunda gösterdiği gayretin birazını da bu yönde gösterse Türkiye demokrasiye uyum yönünde ciddi adımlar atabilecektir.
Askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin ardından başlayan tartışmalar Cumhurbaşkanı Gül'ün onaylamasına rağmen sona ermiş değil. Belli ki bu tartışmalar daha uzun bir süre devam edecek. Çünkü, bazı hukukçular söz konusu yasal düzenlemenin Anayasa'nın 145. maddesine aykırı olduğu görüşünü savunuyorlar. Buna karşılık AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş yaptığı açıklamada çıkardıkları yasanın Anayasa'ya uygun olduğunu, çünkü Anayasa Mahkemesi'nin daha önce oluşturduğu içtihatlarının bulunduğunu belirterek, "Muhalefet kabul ederse Anayasa'nın 145. maddesinde de netleştirme olabilir" diyor. Bu yaklaşım bir uzlaşma arayışımıdır yoksa yaptıkları hatanın farkına varıp bunu telafi etme gayretimidir bilemem ama bir tereddütleri olduğunu gösteriyor. Sanıyorum bu tereddütlü tavır bile bu ülkede toplumu rahatsız eden bir takım olayların kesinlikle önüne geçilmek isteniyorsa bunun yolunun yeni bir sivil Anayasa'dan geçtiğini iktidar partisi mensuplarının kabul etmesi gerekiyor. Önce yasal düzenlemeyi yapıp ardından Anayasa değişikliği için muhalefet ile işbirliği arayışlarına girmek suyu tersine akıtmaya çalışmak demektir. Çünkü, anayasalar yasalara değil, yasalar anayasalara uygun hale getirilir. Temel yasa Anayasa'dır. Ancak, ülkemizde temel yasa niteliğindeki Anayasa öylesine çarpıklıklarla doludur ki, birkaç maddesinde yapılacak değişiklik ile çarpıklıkların giderilmesi mümkün değildir. Mevcut Anayasa, darbe döneminde ve darbeleri meşru gösterme ön kabulünden hareket edilerek ve darbecilerin yargılanamayacağı esası üzerine bina edildiğinden bu Anayasa var olduğu sürece demokratikleşme yönünde atılan adımlar sürekli bir takım engellerle karşılaşacaktır. Hele bir de ülkemizde bazı kesimlerin varlıklarını ve konumlarını darbe anayasalarına borçlu oldukları düşünülecek olursa istenen hedefe varılamaz. Elbette istenen hedefin tüm kurum ve kuralları ile işleyen bir demokrasi olduğunu söylemeye bile gerek yok.
Her fırsatta ülkemizde rejimin önündeki en önemli engelin Anayasa olduğuna, bunun için de ısrarla yeni bir sivil anayasa hazırlanması gerektiğine dikkat çekiyorum. Çekiyorum ama iktidar partisinin yeni bir anayasa yapılması konusunda fazlaca istekli olmadığı görülüyor. Kendilerince bunun çeşitli sebepleri olabilir. Söz gelimi ortamı germeden bir takım düzenlemeler yapmak gibi. Ortam gerilsin, insanımız ve ülkemiz sürekli gerginlik yaşasın kimse istemez. Ancak, ülke eğer gerilecekse bir defa gerilmesini göze alıp yeni bir anayasa yapmak ve ondan sonrada mevcut yasaların bu yeni anayasaya uygun hale getirilmesine çalışılmalıdır. Mevcut durumda iktidar partisinin attığı her adım ortamı geriyor ve karşı çıkanların gerekçesini de çıkartılan yasaların anayasaya uygun olmayışı oluşturuyor. Bunu görerek aynı yolda ısrar ülkeye sadece zaman kaybettiriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.