Ülkemizde bir garip siyaset anlayışı yıllardan beri sürüp gidiyor. Bu anlayış özellikle de birşeyler yapmaya kalkışanlara karşı CHP'nin yürüttüğü engelleme şeklinde tezahür eder. Bunun bir kaç örneğini vermek istiyorum. 1994-1999 yılları arasında Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi olarak görev yaptım. Büyük bir heyecanla göreve başlamış, Ankara'nın özellikle trafik sorununa çare bulmak için kolları sıvamıştık. Başkanımız Melih Gökçek, yoğun çalışma temposu içinde Ankara trafiğinin sıkıştığı hatta tıkandığı noktaları alt ve üst geçitlerle akar hale getirmek için pek çok uygulamayı hayata geçirmeye başlamıştı. Bu arada Ekşehir yolu genişletme çalışmaları başlamış ve Akay Kavşağı projesi gündeme gelmişti. Belediye Meclisi'nde CHP'liüyeler her fırsatta Akay Kavşagı projesinin Millet Meclisi'nin görünümünü bozacağı gerekçesi ile bu projeye karşı çıkıyorlardı. Olay sadece eleştiriden ibaret kalmamış çeşitli sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla CHP'li Çankaya Belediye Başkanı'nın da desteği ile proje mahkemeye taşınmış, bu sebeplede Akay Kavşağı projesinin hayata geçirilmesi bizim 5 yıllık dönemimizde mümkün olmamıştı. Bu arada Eskişehir yolu genişletme çalışmalarına da CHP'ninbazı Meclis üyeleri her fırsatta yeşili katlediyorsunuz diye karşı çıkmış, çalışmaların durdurulmasını istemişti. Aradan 15 yıl geçti şimdi geriye dönüp baktığımda Sadece Eskişehir yolu değil, İstanbul, Konya ve Samsun yolları da genişletilmiş, orta refüjler yeşillendirilmiş, Ankara'ya hangi istikametten girilirse girilsin modern bir görünümle insanlar karşılaşır olmuştur.

Elbette iş başında bulunanlar da yanlış kararlar alabilirler, yaptıklarının eleştirilecek yanları olabilir... Bu yanlışları sadece muhalefetin değil, iş başında bulunan parti mensuplarının da dile getirmesi gerekir.

Maksadım Akay Kavşağı ile ilgili olarak ortaya çıkan gelişmeler üzerinde durmaktı... Çünkü, geçtiğimiz hafta başında Ankara 3. İdare Mahkemesi Akay Kavşagı'nın kapatılmasına karar vermiş ve Ankara Büyükşehir Belediye Belediye Meclisi de Akay Kavşağı'nı kapatma kararının 31 Temmuz'dan itibaren uygulanması kararı almıştı. Bunun anlamı sadece Akay Kavşağı ve çeversinin değil tüm Ankara trafiğinin alt-üst olması demekti. Kendi kendime bu iş nasıl olacak? Buna bir çözüm bulmak mümkün değil mi? diye düşünürken Ankara 12. İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma, yani kapatmayı durdurma kararı aldığını gazeteden okuyunca biraz olsun rahatladım. Yürütmeyi durdurma kararı alınmamış olsaydı sanıyorum kavşaktan trafiğin akışı durdurulacak ve uzun vadede de kavşak tamamen eski haline getirilerek alt geçitler devre dışı kalacaktı.

Bu noktada CHP'nin 15 yıl önceden beri tekrarladığı Millet Meclisi'nin görünümünün bozulacağı iddiasının kavşağın bugünkü hali ile doğru olmadığını anlamak için şehircilik uzmanı olmaya gerek olmadığını düşünüyorum.

Kavşağın son hali ile hizmete açılması o noktadaki tüm trafik sorunlarını çözdü mü? diye sorulacak olursa buna kesinlikle evet demek mümkün değil. Ancak, bu kavşağın gereksiz olduğu anlamına gelmez. O noktada trafiğin akışını ciddi oranda hızlandırmıştır. Ankara'nın trafik sorununun tümden çözülmesi de kolay değildir... Çünkü, yıllar önce açılmış, sokak, cadde ve bulvarların genişliği bellidir... Bunları yeteri kadar genişletmek mümkün değildir. Bunun yapılabilmesi için pek çok binanın yıkılması gerekir. Ancak yapılan çalışmalarla trafik akışı hızlanmış, Ankara daha modern bir görünüm kazanmıştır. Bundan sonrası için yapılması gereken yeraltı raylı sistemin yaygınlaştırılması, insanların şehir merkezine arabaları ile gitmek yerine metroyu tercih etmelerinin sağlanmasıdır. Çünkü artık Ankara caddeleri trafikte seyreden vasıtalara yetmiyor. Bu açık gerçek.

Akay Kavşağı'nın kapatılmasının durdurulması kanaatimce bir yanlışın engellenmesi olmuştur. Bir başka ifade ile kendileri birşey yapmadan dönemlerini tamamlayanların başkalarını engellemesine dur demek anlamına gelmiştir.