İktidarı ve muhalefeti ile ülke, çözümü olmayan partilerin elinde kaldı. İktidar partileri, başta CHP olmak üzere Meclis’te temsil edilen diğer partilerin de bu ülkenin sorunlarına bir çözüm önerileri var mı? Bu ülkeyi lider ülke haline getirmek için hazırlamış oldukları programları, millete sundukları bir teklifleri var mı? Karşılıklı polemiği aşmayan birtakım laf atmaların ötesinde millete ne sunuyorlar?

Tüm bu soruların cevabı kocaman bir “Hiç”ten ibaret.

Laf ile peynir gemisinin yürümediğini, boş lafın karın doyurmadığını birilerinin hatırlatması gerekiyor. Elbette en önemlisi karşılıklı olarak sürdürülen laf yarışının insanımızın sofrasındaki ekmeği büyütmediğini, işsizimize iş bulmadığını, cari işlem açığının her yıl artarak büyümesini engellemediğini hem iktidar hem de muhalefet partilerine ve bir de laiklik krizine yakalanmış olanlara sık sık hatırlatması gerekiyor. Bu ülkenin ana sorununun laiklik olmadığını, laikliğin tehlikeye düştüğü gibi birtakım iddialarla toplumda çatışma ortamı oluşturmaya çalışanlara bu gerçeği göstermeliyiz.

Ortada bazı kızlarımızın başını örttüğü için laiklik ve cumhuriyetin tehlikeye düştüğü gibi bir durum yok ama bu ülke giderek borç bataklığında boğuluyor. İnsanımız üretmeden çok, tüketmeye yönlendiriliyor. Yabancı ülkelerin pazarı haline gelmiş bir ülkenin fertleri olarak ekmeğimiz giderek küçülüyor.

Son yapılan bir resmi açıklamaya göre ülkemizde işsizlik oranı yüzde 10’u geçmiş durumda. Buna bir de gizli işsizleri, boş oturuyor demesinler diye asgari ücretin altındaki bir rakama çalışanları da eklerseniz ükemizde işsizlik oranının yüze 12’yi geçtiğini söylemek abartma olmaz.

Yine resmi rakamlara göre geçen yıl gerçekleşen cari işlemler açığı 38 milyar dolar. Son 5 yıllık açık ise 118 milyar dolar.

Son bir not daha; son 5 ayda 7.8 milyar dolar sıcak para çıkışı gerçekleşmiş durumda.

Ekonomik göstergelerden bir kaçı böyle. Bu rakamlar işlerin hiç de iyiye gitmediğini gösteriyor. Buna karşılık iktidar partisi mensupları ülkeyi dikensiz gül bahçesi gibi göstermeye çalışırken, başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin gündeminde ciddi olarak ekonomik durum yok. Bu ülkeyi güçlü ve lider konumuna getirmek gibi bir heyecan da yok. Yüksek faiz oranı sebebiyle ülkemize gelecek olan sıcak parayla bazı dengeleri şimdilik koruyabiliyor olmayı marifetmiş gibi takdim ediyorlar.

Dikkat edilirse hükümetin gündeminde yatırım diye bir şey hiç yok. Yatırım olmayınca üretim artışı söz konusu olmuyor. üretim artışı olmayınca istihdamda sıkıntı oluşuyor. İşsizimize iş bulmak mümkün olmuyor. Bu arada gerçekleşen büyüme rakamları millete gösterilerek ekonomi çok iyi gidiyormuş havası verilmeye çalışılıyor. Kimse de çıkıp, “Madem ekonomimiz söylediğiniz gibi büyüyorsa niçin cari açık azalmıyor, işsizlik oranı düşmüyor?” sorusuna inandırıcı bir cevap vermiyor/veremiyor.

Sürekli olarak aylık ihracat rakamları yayınlanıyor, rekor üstüne rekor kırdığımız ileri sürülüyor. Bu arada nedense ithalatta kırdığımız rekorlar gizlenmeye çalışılıyor. İhracat artışından çok daha fazla ithalat yaptığımız gerçeği topluma gösterilmek istenmiyor ve bu hususta iktidara yardımcı olan da muhalefet. çünkü, CHP’nin ekonomik büyüme, refah, güçlü ve lider ülke gibi bir derdi yok. Onların tek derdi var laiklik.. Hayali bir tehdit oluşturmuşlar tabanlarını bu tehdit ile korkutarak çevrelerinde tutmaya çalışıyorlar. Buna karşılık sergiledikleri tavır sebebiyle toplumun büyük bir kısmını karşılarına aldıklarının ya farkında değiller ya da kendilerine böyle bir görev verilmiş olduğundan bunu bilerek yapıyorlar.

Sıkça tekrarladığım bir cümleyi bir daha hatırlatmak istiyorum; AKP’nin şansı CHP muhalefeti, ülkenin şansızlığı ise AKP iktidarı.