Bayram muhasebesi
Bir Ramazan ayını daha Allah'ın (cc) izniyle geride bıraktık ve Bayram'a ulaştık. Bu arada geçen Bayram namazında birlikte olduğumuz pek çok kardeşimizi Ahiret'e uğurladık. Hepimizin sonunda gideceği yere yüzümüzün akıyla ulaşabilmek için elbette her fırsatta nefis muhasebesi yapmamız gerekiyor. Eksiklerimizi tespit edip onlardan kurtulmaya çalışır, elimizden geldiğince Rabbimize şükrümüzü eda edebilirsek ne mutlu bizlerde.
Elbette Bayram tüm akrabalarımızın hatırlanması gereken günlerdir. Sadece akrabalarımızın hatırlanmasının yeterli olmadığını bilerek komşularımızdan başlayarak tüm Müslüman kardeşlerimizi düşünmek, onların dertlerini ve sevinçlerini paylaşmak insan oluşumuzun ve inancımızın gereğidir. Bunları tüm okuyucularımın bildiğinden şüphem yok. Sadece zaman zaman dünya telaşı ile içine yuvarlandığımız unutkanlık gafletinden uyanışa vesile olsun istedim.
Ülkemizde yaşadıklarımız, kavga ve gürültü, insanların birbirine karşı dostça olmayan yaklaşımı, toplumuzda görülen cinnet hali aslında yaşamayı zorlaştıran hususlar. Ancak, nasıl bu dünyaya gelmek bizim elimizde değilse bu dünyadan gitmekte bizim elimizde değil. Her türlü şarta rağmen Allah'a karşı kulluk görevimizi yerine getirmek, acılara sabretmek ve Allah'ın verdiği nimetlere şükretmek durumundayız. En önemlisi de Allah'ın bize lütfettiği nimetleri kardeşlerimizde paylaşabilmeliyiz. Yer yüzünde hakim olan materyalist, bencil anlayış ve emperyalist güçlerin söz sahibi olması ister istemez dünyanın çeşitli köşelerinde yüz milyonlarca kardeşimizin yokluk içinde acı çekmelerine yol açıyor. İmkanımız nispetinde yakın çevremizden başlayarak dalga dalga dünyanın en uzak köşelerinde kadar yardıma muhtaç kardeşlerimizi hatırlamanın da bir ibadet olduğu bilerek hareket edebilirsek sanıyorum onlarında biraz daha rahat nefes almalarına yardımcı olabiliriz. Bu hususta fert olarak belki biz ulaşamayız ama başta Cansuyu Yardımlaşma Derneği olmak üzere bazı yardım kuruluşları bu işi yıl boyu dünyanın neresinde olursa olsun yoksulun yardımına ulaşmaya çalışıyorlar. Buralarda emeği geçen tüm kardeşlerimden Allah razı olsun.
Ülkemizin ve dünyanın huzur içinde olmadığını görüyor ve biliyoruz. Özellikle İslam dünyasını kuşatmış olan bir kara bulut var. Bunun sebeplerini düşünmek ve bunda kendi payımızın olup olmadığını düşünmek durumundayız. Elbette materyalist dünyanın tüm ülkelere dayattığı bir vahşi kapitalizm bunca acının ve zulmün kaynağını oluşturuyor. Ancak böylesi bir dayatmaya karşı bizim tavrımız nedir, biz gereken tepkiyi ve direnişi gösterdik mi? Yoksa bir takım beklentilerle ya da bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığı ile felaketin gelişini sadece seyretmekle mi yetindik?
Afganistan, Irak, Filistin, Pakistan kısacası tüm İslam Dünyası'nda yaşananları seyretmenin ve sadece üzülmenin ötesinde ne yaptık? Yapabileceklerimiz vardı da bizim elimizden bir şey gelmez deyip işin kolayını mı seçtik?
Bütün bunları Bayram gününde içinizi karartmak için hatırlatıyor değilim... Ramazan'ı Allah'ın emirlerine uygun olarak yaşamış olan Müslümanların Bayram etmek elbette hakları. Başlıkta da bahsettiğim gibi istedim ki akrabalarımızı, çevremizi, ülkemizi, dünya Müslümanlarını ve tüm mazlumları bu vesile ile hatırlamış olalım. Ve hep birlikte acıların dindiği, daha huzurlu ve müreffeh bir dünyada bayramlara ulaşabilmek için Allah'a dua edelim. Mümin olabilmenin bir şartının da Müslüman kardeşlerimizi sevmek olduğunu unutmayalım.
Bu duygularla Bayramınızı tebrik ediyor, mutlu ve huzurlu bir dünyada nice bayramlara kavuşmayı Allah'tan niyaz ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.