DTP açılıma destek değil köstek!..
Başbakan Erdoğan açılım konusunda ne kadar istekli ve kararlı görünüyorsa DTP de o nispette karşı bir tavır sergiliyor. MHP Genel Başkanı Bahçeli, üslup olarak açılıma çok sert bir şekilde karşı çıkarken DTP sözcülerinin açıklamaları da MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye o ölçüde halklılık kazandırıyor. Diyebiliriz ki DTP açılımdan yana görünüyor olmasına karşılık yapılan açıklamalar kesinlikle açılama destek niteliğinde olmayıp köstek mahiyetinde.
Ahmet Türk'ün kongre konuşmasında İmralı'nın ve Öcalan'ın muhatap alınmasını istemesi doğrusunu söylemek gerekirse DTP'nin açılım konusunda iktidara destek olmak gibi bir derdinin olmadığını gösteriyor. Bu arada kongre salonunda yapılan gösteriler, açılan pankart ve posterler karşısında ilgililerin kayıtsız tavrı da DTP ile bir açılımın gerçekleştirilemeyeceğini gösteriyordu. Meseleye bu açıdan bakınca Ahmet Türk, iktidarı cesur ve kararlı olmaya çağırırken DTP'nin İmralı'dan bağımsız hareket edemediğini gösteriyordu. Sanki "Bizden size hayır yok. Siz bize rağmen açılımı gerçekleştirin" anlamına geliyordu.
Başbakan'a "Risksiz alanlara kayma, cesur ve kararlı ol" çağrısında bulunan Türk'ün hiçbir risk üstlenemeyişi, ille de açılım yapacaksanız Öcalan'ı muhatap olarak kabul edin çağrıları biraz başkasının kesesinden bonkörlük yapmaya benziyordu.
Kısacası görünen o ki, DTP, İmralı'dan bağımsız hareket edemeyeceğini ya da etmeyeceğini bu kongrede bir kez daha ortaya koymuştur. Bu bakımdan DTP'nin siyasi bir parti olarak soruna destek verme noktasında olmadığı görüldüğüne göre bu açılım burada biter.. Çünkü taraflardan birisi ben oynamıyorum demektedir. İki kişilik bir oyunda bir taraf kendini sahanın dışına atıyorsa neyin açılımını, nasıl yapacaksınız. DTP'nin çatışmanın devamında siyasi yarar umduğunu düşünmek istemiyorum. Ancak, çaresizlikleri de görülüyor. Sanki kendilerine verilen rolün dışına çıkamaz bir tavır sergiliyorlar. O zaman da DTP kendisini Öcalan ile, bir diğer ifade ile terörle aynileştirmiş olmuyor mu? Bu tavır barış getirebilir mi? Toplumun bir kesimi DTP kongresindeki konuşmalar ve sergilenen gösteriler karşısında ister istemez öfkeye kalırken iktidar nasıl olacakta tek başına açılımı sürdürecek?
Bu arada sanıyorum Türk'ün en doğru nitelendirmesi çeşitli kereler tekrarladığı gibi kongre konuşmasında da ifade ettiği "Yeni bir anayasa yapılmadan demokratik açılım gerçekleşmez" sözleriydi.
İktidarın yeni bir anayasa yapma niyetinin olmayışı ile DTP sözcülerinin her fırsatta Öcalan'ın muhatap alınması ve elinde silah bulunanlar diyerek PKK terör örgütünü gündeme taşıma çabaları birleşince bu demokratik açılım defterini bir daha açmamak üzere kapatmak gerekiyor. Hatta giderek bu bir mecburiyete dönüşüyor.
Demokratik açılım defteri kapatılsın denildiğinde akla, "Terör devam mı etsin istiyorsunuz?" sorusu gelebilir. Aklı başında kimsenin terörün devamından yana olması düşünülemez. Ancak, görünen o ki, DTP bazı dayatmalardan vazgeçmiyor, strateji olarak bu dayatmaları uyguluyor. DTP'nin dayatmalarını bırakın bugünkü iktidarı hiçbir siyasi parti göze alamaz. Bu gerçeği kimsenin aklından çıkarmaması gerekiyor. Bugün artık laf cambazlığına ve bir takım siyasi oyunlara değil samimiyete ihtiyaç vardır. Samimiyetin de tek taraflı beklenmemesi gerekir. Çünkü tek taraflı cesaret ve kararlılık talebi dayatmaların kabul edilmesini istemek, bunlara boyun eğmeye çağırmak demektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.