Salgın ve tereddütler
Domuz gribi salgını Meksika'dan sonra ülkemizde de bir göründü ama kısa zamanda kaybolmuştu. Ne var ki okulların açılmasının üzerinden bir ay geçmeden bir anda ülkemizin değişik illerindeki okullarında yeniden ortaya çıktı. Bu defa öylesine çıktı ki münferit olayların ötesinde salgın şeklinde kendisini gösterdi. Aslında görülen olay sayısını tehlikeli olarak nitelendirmek doğru mudur bilemiyorum. Ama bu sorunun cevabının ilgililer tarafından verilmesi gerekiyor. Cevap verilmesi gereken bir başka husus ise salgının adının 'domuz gribi'nden 'okul gribi'ne çevrilmesi daha mı uygun olur? Sorudur. Çünkü, nedense başlangıçta yurt dışından gelenlerde tespit edilen bu hastalık şimdilerde birden bire öğrenciler arasında yaygınlık kazanmaya başladı. Artık yurt dışından gelenler arasında domuz gribi hastalarının olduğuna dair haberler medyaya hiç yansımıyor.
Bu bakımdan salgın niçin birden bire okullarda ortaya çıkmıştır? Bunun sebepleri nelerdir? sorularının cevabının verilmesi şart görünüyor. Bir başka tereddüt konusu da domuz gribi aşısı etrafından sürdürülen polemiktir. Çünkü, pek çok kişi aşı yaptırıp yaptırmama hususunda çekingen bir tavır sergiliyor. Bu ise resmi makamların açıklamalarına duyulan güveni azaltıyor. Eğer ortada ölümcül bir salgın varsa ve aşı da bu salgına karşı tesirli olacaksa bunun etrafından polemik oluşturmak çok yanlıştır. İnsan hayatı ile oynamak anlamına gelir. Bu bakımdan farklı görüşleri olanlar bunu bir taktım delillere dayandırmyor sadece bir takım tahminlerini ve şüphlerini dile getiriyorlarsa salgının yayılmasına ve daha da tehlikeli boyutlara ulaşmasına destek vermiş olmazlar mı?
Bazı illerde salgının görüldüğü okullar tatil edilirken Ankara'da tüm ilk ve ortaokullar ile dershane ve diğer kurslar tatil edilmiştir. Bunun anlamı salgının çok ciddi ve tehlikeli boyutlara ulaştığıdır. Bu noktada bir takım kimselerin kendilerini tatmin adına özellikle aşıya karşı tereddüt uyandıran konuşmalardan vazgeçmeleri gerekmez mi? Bu arada grip aşısına güvensizlik belirtenler arasında bazı ilim adamları da bulunuyor. Böyle olunca ister istemez kafalar karışıyor. Şimdi her evde aşı etrafında tartışmalar yapılıyor. Aile fertlerinden birisi aşı olunması gerektiğini söylerken bir başkası aşının tehlikeli olduğu söylentilerinin tesiri altında karşı çıkmaktadır. Bu ise ev içinde tartışma ve sürtüşmeleri gündeme getiriyor. Doğrusunu söylemek gerekirse insanlar salgınla mı yoksa bu tür olumsuzluklarla mı mücadele edecek bilinmiyor. Bu arda aklıma gelen ve cevap bulmaya çalıştığım bir başka soruyu da ifade etmek istiyorum. Geçtiğimiz yıllarda kuş gribi salgını gündeme geldiğinde kümes hayvanlarının kökünü kurutacak bir katliam söz konusu olmuştu. Halbuki şimdi domuzlardan insanlara geçtiği belirtilen grip salgını karşısında nedense hastalığın kaynağını oluşturan domuzlara dokunmak kimsenin aklına gelmiyor, niçin acaba?
Bu arada önümüzdeki günlerde salgın ile ilgili olarak uyarıcı ve eğitici yayınlara TRT'de başlanacağı en yetkili ağızlar tarafından duyuruldu Bu vesile ile salgın ile başa çıkmanın ilk şartı haklı ya da haksız oluşturulan şüphelerin öncelikli olarak izale edilmesi gerekiyor. Bu tereddüt ve şüpheler devam ettiği sürece salgın ile mücadelede istenen sonucun tam olarak alınması mümkün olmayacaktır. Çünkü her kafadan bir ses çıkınca insanlar ne yapacaklarını, kime inanacaklarını bilemez hale geliyorlar. Yukarıda belirttiğim gibi bir aile içinde bile karşı görüşler ortaya çıkıyor. Bu tereddütlerin devam etmesi salgınından çok daha tehlikeli olacaktır.
Özellikle aşı ile ilgili bir taktım menfi görüşlerin toplumun kafasından silinmesi gerekiyor. Milyonlarca ünite aşının laf olsun diye ve hiçbir araştırma yapılmadan ithal edilmediğinin delilileri ile izah edilmesi gerekiyor. Çünkü, ithal edilen aşılar günler süren testlerinin yapılıyor oluşu devletinde aşı konusunda tereddüdü olduğu havasını estiriyor. Şahsen kampanya başlar başlamaz aşı olacağım. Ama bu benim tamamen bilimsel verilerden uzak kişisel yaklaşımım olacak. Halbuki bir toplumu bütünü ile ilgilendiren bir konuda kesin, net bilgilere ihtiyaç vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.