Avrupa utanmadı, utanmaz da!..
İsviçre'de yapılan minare referandumundan "Minare görmek istemiyoruz" sonucunun çıkması ülkemizdeki Avrupacıları biraz şaşırtmışa benziyor. Çıkan sonuca yönelik eleştirilerin İsviçre ile sınırlı kalması, bunun dışında diğer Avrupa ülkelerini de içine alacak bir karşı kampanya oluşmasını istemeyenler öylesine ince taktikler geliştirmeye başladılar ki şaşırmamak mümkün değil.
Bazı Avrupa yandaşları kararın hemen ardından, "İsviçre AB üyesi olsaydı böyle bir sonuç çıkmazdı" başlığı attılar. Böylece hem AB'yi kurtarmaya hem de muhtemel hatırlatmaların önünü kesmeye çalıştılar. Bir bakıma "İsviçre'deki referandum sonucuna bakarak tüm Avrupa'yı içine alacak bir karalama kampanyası başlatmayın, yeniden Haçlı Ruhu'nun hortladığını dillendirmeyin" demeye getirdiler. Aslında kimsenin Haçlı Ruhu hortlasın diye bir beklentisi yok... Olamaz da... Ne var ki, bazıları istese de istemese de Avrupalının davranışlarını hâlâ İslam Dünyası'na karşı yüzyıllar öncesinden gelen Haçlı Ruhu şekillendiriyor. Bunun günümüze yansıyan örneklerini tek tek sıralamanın anlamı yok. Müslümanların vicdanında silinmeyecek yaralar açan pek çok davranış var. Ne var ki bu olayları her gün hatırlatarak düşmanlıkları körüklemenin de bir anlamı yok.
Bu arada İsviçre'deki referandum sonucu ile ilgili olarak atılan "Avrupa Utandı" başlığının altını merak edip okuyanlar gördüler ki utanan Avrupa değil, sadece "Sağ duyulu Avrupalılar utanmış". Bunların sayısı ne kadardır, Avrupa'yı temsil etme durumundalar mı bu ayrı bir konu.
Avrupa Utandı başlığı altında yer alan haberin detayında çeşitli Avrupa ülkelerinden yükselen alkışlarda yer alıyor. Söz gelimi Danimarka'daki bir partinin genel başkanı, "Yaşasın İsviçre" diyor... Hollanda da yine bir partinin yetkilileri "Referandum çalışmalarına başladıklarını, bunun için yasa tekliflerinin hazır olduğunu" açıklıyor. Bu arada Avusturya da Avusturya'nın Geleceği Birliği Partisi'nden yapılan açıklamada "Komşu ülkelerin aldıkları benzer kararlara çok sevindiklerini" belirtiyorlar. Bu arada Avusturya Eski Başbakanı Jörg Haider'in seçim bölgesi Corinthia'nın Valisi Dörfler, "Dini özgürlük, Hristiyanlıktan başka bir dinin ibadethanelerinin yapılmasına kadar uzamaz" diyerek sadece minarelerin değil, camilerinde yasaklanması gerektiğini ifade ediyor. İtalya'da ise hükümet ortağı Kuzey Ligi Partisi milletvekili Mario Borghezio ise İsviçre'deki referandum sonucunu şu sözlerle değerlendiriyor:
"İslamlaşan Avrupa'nın üzerinde şimdi cesur İsviçre'nin bayrağı dolaşıyor"
Aynı partiden bir başka milletvekili ise referandum sonucunu, "Demokrasinin ve aklı selimin" göstergesi olarak nitelendiriyor.
Hemen belirtelim ki İsviçre'deki referandum sonucu ile ilgili olarak atılan sevinç çığlıkları bunlardan ibaret değil. Böyle olunca da referandum sonucunu "Avrupa Utandı" şeklinde vermek gerçeğin ifadesi olmaktan çok uzaktır. Buna karşılık "Sağ duyulu Avrupalılar utandı" değerlendirmesi gerçeğe daha yakındır.
Elbette İsviçre'deki referandum sonucuna bakarak savaş çığlıkları atmanın anlamı yoktur ama kendimizi de kandırmak anlamına gelebilecek yorumlardan kaçınmak gerekir. Ülke olarak bizim istikametimiz belirsiz olabilir ama Avrupalıların istikameti çok nettir. Görmek isteyenler bunu her an görebilirler. Görmek istemeyenlere bir şey diyecek değilim ama hiç olmazsa toplumu yanlış yönlendirmemeleri gerekir.
Son bir hususa daha dikkat çekmek istiyorum.
Bazı Avrupalılar ise İsviçre'nin kararına "Ya Müslümanlar da Kiliseleri yasaklarsa" endişesiyle karşı çıkıyorlar. Bana göre haklı bir endişe... Elbette cemaati olan kiliselerin kapatılması düşünülemez. Bu bizim inancımızı da aykırı. Ancak, bizim ibadethanemize tahammül edemeyenlerin yüzyıllar önce yıkılıp gitmiş kiliselerini ayağa kaldırarak sanki bu ülkede Müslümanlar değil de Hristiyanlar yaşıyormuş görüntüsü vermenin de anlamı yoktur. Hatta, aptallık olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.