Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Şüphelerin uçuştuğu ülkede huzur olmaz

Şüphelerin uçuştuğu ülkede huzur olmaz

Bir ülkede şüphelerin uçuşması, belirsizlikleri gündeme getirir. Şüphe ve belirsizlik kol kola girdiğinde huzurun yerini huzursuzluk alır. Özellikle aydınlatılamayan ölümler toplumu gerer, yarın ne olacak beklentisi ve endişesi gündeme hakim olur. Bir takım ölümlerin bilinmezliğe terk edilmesi, devletin bazı kurumlarının ya görevini yapmadığını ya da bu ölümlerin arkasında bir gizli elin olduğunu, bu elin kırılamadığını gösterir. Her iki halde de ülke ve insanımız için karanlık bir gelecek söz konusudur.

Özellikle önceki gün yaşanan ve aynı günün akşamı televizyon haberlerine dün de gazetelere yansıyan sırlarla kaplı şüphe yumağı içindeki ölümler karşısında endişeye kapıldığımı belirtmek istiyorum.

Elbette sır ya da şüpheli olarak nitelendirilen ölümler ve olayların aydınlatılması görevi bizden çok emniyet güçleri ile yargıya aittir. Bir ülkede şüpheli kalmış ölümler ve olaylar arttıkça o ülkede belirsiz bir noktaya doğru sürüklenildiğini düşünmek yanlış

olmaz. Özellikle bu sır ölümlerin daha doğrusu aydınlatılamayan ölümlerin TSK mensubu olmaları şimdiye kadar hiç alışık olmadığımız bir gelişmenin ifadesidir.

Bir günde gazete sayfalarına yansıyan şu haberleri okuyan insanın "Ülkemde neler oluyor?" diye sormaması mümkün olabilir mi. Aynı gazetenin birinci sayfasında yer alan haberleri hiçbir yorum eklemeden alt alta sunmak istiyorum.

İlk haber:

Arınç'ın sokağında şüpheli araç gözaltısı..

İhbar üzerine durdurulan iki otomobilde bulunan albay ve binbaşı gözaltına alındı.

İkinci haber:

Tutuklama kararını aldı intihar etti.

Amirallere suikast soruşturmasında sorgulanan Albay Ali Tatar, ikinci tutuklama kararı çıkınca intihar etti. Haberin detayında son iki yılda Deniz Kuvvetlerinde sır dolu daha 5 intihar ve ölüm olayının meydana geldiği belirtilerek hatırlatma yapılıyor.

Üçüncü haber:

Levent Ersöz'e uyarı ateşi mi?

İstanbul Tıp Fakültesi'nde tedavi gören Ergenekon tutuklusu Tuğgeneral Ersöz'ün tedavi gördüğü katta çevreye ateş açan eski astsubay yakalandı.

Dördüncü haber:

Karakolda şüpheli ölüm..

Dağıtım iznine çıkan askerin, tinerci diye gözaltına alındığı karakolda bot bağlarıyla kendini astığı belirtildi.

Şüpheli ölümler bunlarla da sınırlı değil. Ancak bu kadarını yeterli buluyorum. Yalnız dikkat çekmek istediğim husus hepsinin de TSK mensubu olmalarıdır. Tüm bunlar birer tesadüf olabilir. Görevleriyle de ölümleri arasında bir bağ olmayabilir ancak, bu kadar tesadüfün bir araya gelmesi normal mi? Gerçekten siz normal görüyor musunuz? Yoksa bir takım toplumun bilmediği olaylar mı cereyan ediyor? Toplumun bilmediği olaylar varsa bunları toplumun bilme hakkı yok mu?

Her olayı tolumun bilmesinin gerekmediğini düşünenler olabilir. Ancak, bu tür sır ölümler arttığı takdirde toplumun tedirgin olmasını engellemek mümkün olmaz. Toplumun tedirginliğinden yarar umanlar olabilir mi? İşin o boyutunu pek bilemiyorum. Bir takım gizli örgütlerle ve çalışmalarla hiç ilgim olmadı. Özellikle kendilerini bir takım gizli güçlerin sahibi gibi gören ve takdim edenlerle işbirliğim olmadı. Genellikle açık toplumdan yana oldum. Bunun için de herkesin kendisini olduğu gibi tarif edebilmesini savunuyorum. İçi başka dışı başka kişi ve oluşumlara hiç güven duymadım. Çünkü, geçmişte kendilerini radikal olarak takdim eden ve bir takım ilişkilerin içinde olanlar bir süre sonra çok farklı noktalarda olabildiler. Hatta, bazı izinli gösteri ve toplantıları bir takım sloganlarla ajite eden o toplantıyı düzenleyenleri sistemden yana olmakla itham edenlerin sonraki yıllarda ne noktalara geldiğini de biliyorum. Bu bakımdan ülkenin bir takım bilinmezliklere ve sırlara boğulmasını gelecek açısından rahatsız edici buluyorum. Bunun için de tüm olayların anında olmasa bile zaman içinde resmi kurumlar tarafından topluma iç yüzünün açıklanması gerektiğine inanıyorum. Böyle olmazsa insanlar hayal dünyalarında olayları yorumlayacaklar demektir ki hayallerin sınırı yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi