Hasan Aksay

Hasan Aksay

Anayasa değişiminde beş nokta

Anayasa değişiminde beş nokta

1) USUL:
Partiler arası iyi ilişkiler elbette gereklidir. Fakat, “partiler arası mutabakat”, kulağa hoş gelse de devamlı gündemde kalması yanlıştır. Zaruret zannı doğurur. Olmaması, eksiklik olarak görülmeye başlanır. Normal bir durumu, eksik olarak değerlendirmek ciddi bir yanlıştır. Devlet çarkını duraklatır. İttifak temennidir. Şart zannetmek, icrayı, imkansıza mahkum etmektir. Hizmet aksar. Mesela CHP:
İnancı gereği örtünen Müslüman’ı, okuma hakkından, “kamusal alan” adı verilen fetişist sınırlamalara, tedavilerinin dahi engellenmesine kadar her zulme destek veren CHP, Sayın Bakan, “Eşcinsellik bir hastalıktır” dedi diye soru önergesi; arkadan yüce mecliste basın toplantısı yapmak. “Eşcinseller Genelkurmay Başkanı da olabilmeliymiş” gibi sözler. Oysa değil Türkiye’de, bütün dünyada, eşcinsellerin büyük kısmı dahil, insanlığın binde dokuz yüz doksan dokuz, onda dokuzu, bakanı onaylar. Bu parti ile nasıl uzlaşıp, mutabık kalacaksın? Millete boşa zaman kaybettirilmemeli.
2) GEREKEN BÜTÜNÜYLE YENİ ANAYASADIR AMA:
İstenen ve beklenen tutarlı ve bütün bir anayasadır. “Değiştirilemez maddeler” ne demek? Millete, anayasasını geliştirme imkanı tanımayan bir ilkellik. Bu ilkellik devam edecek demek, bin yıl sonra bile neslimiz, 5 kişilik Kenan Evren darbe ekibinin kafasına ve çizdiği şartlara mahkum mu kalacak? Böyle bir millet olamaz. Onun için “değiştirilemez” denen maddeden başlayan bir değişim şart.
Fakat TBMM şimdi, “değişim için bir kapı” açıyor. “Madem hepsi yok. Biz kapı da istemiyoruz” denemez. Bu teklifin müspete atılmış bir adım olmadığını iddia edebilecek kimse var mı? Yok. O halde kabul diyeceğiz. “Milletler layık oldukları şekilde idare edilir.” Kısmi iyileşmeyi kabul ederek, tümüne liyakatimizi göstereceğiz.
3) YETER OY BULUNSA DA, MİLLETE GİDİLMELİ:
Yargıdan dönme veya bir kuşa çevrilme endişesi, millete gidilmezse tehdit olarak ortada kalır. Millet, zaman, imkan ve huzurunu kaybeder. Horoz dövüşü doğar.
4) MİLLETE GİDİLİRSE, HEP ÇALIŞIR REDDETTİRİRİZ TEHDİDİ:
Milletten korkan, kendilerini milletin üstünde sınıf zanneden, şahsi emelleri için başka yol bulamayan birkaç küçük grup, anayasa değişikliğinin reddi için var güçleriyle çalışacaklar. İddianın bu kısmı doğru. Darbelerle iktidar ele geçirmek için, ne planlar yapılıp ne cinayetler işlendi. 1960’tan beri bunu dinliyor ve yaşıyoruz. Denizden, karadan fışkıran silahları görüyor, tankın zırhını delen lav silahının “boru” olduğuna dair nutuklar dinledik. Daha dinleyeceğiz demek. Aynı mutfak çalıştıkça olacak.
Önemli olan millet ne diyecek? Bindirilmiş kıtalardan başka dinleyici bulabilecekler mi? “Çarıklı erkan-ı harp” diye boşa denmemiş bu millete. Hakkı batıldan ayıran iman ve basiret sahibidir de ondan. İkinci olarak, böylesine önemli bir konuda, hiçbir parti bütün mensuplarına, vicdan engelini aştıramaz. Konuştukça kaybederler.
5) YÜCE MECLİSE BİR DİLEKÇE:
Tasarı böyle geldi. Yüce meclis bir önergeyle, yüksek yargı üyelerinin görev sürelerini 4 yıla indirmeli, tekrar seçilebilme hakkı tanınmalıdır.
Milletlerin en yetkili makamlarında ömür boyu krallık devri bitmiştir. Yeni Diyanet tasarısında da başkan süresi demokratik ufuk dikkate alınarak beş yıl olarak yer almıştır. Kaldı ki Diyanet kuvvetler ayrılığı içinde yoktur. Kuvvetler ayrılığı içinde yer alan yüksek yargının görev süresinin 4 yıl olması, tekrar seçilme hakkı bulunması, kraliyet rejimine son vermenin, tabii, zaruri ve ilk gereğidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi