Millet, hükümet ve yüce Meclisimizin en acil meselesi
ülke gezileri ve programlar bırakılmalı, millet iradesini iptale, milletçe zaman, imkan ve itibar kaybına yol açan dava konusu üzerinde çalışıp “millet iradesi” korunmalıdır. Meclis dengelerini, millet iktidarını değiştirmeyi, millet oylarını değersiz kılmayı hedefleyen, huzur, sükun ve ülke imkanlarını tahrip etmekte olan dava bir an önce sonuçlandırılmalıdır. Davanın aylarca sürmesi değil bir gün uzatılması dahi, devlet, millet ve hukukun itibarı yönünden olduğu gibi, ülke huzuru, bütünlüğü, ekonomisi, terörle mücadelesi ve her bakımdan zarar demektir.
Hükümet ve yüce Meclisimizin, meseleyi acil olarak ele almasıyla bu felaket, hayırlı neticelere dönüşecektir. Karşılıklı söz düellosu, çözüm getirmez. “Ebed müddet” bir devletin, hükümetsiz, Meclissiz ve Cumhurbaşkanını yıpratmaya ve azle dönük bir davanın netice almasına gerek yoktur. Dava, varlığıyla huzursuzluk ve zarardır. Bu huzursuzluğun bir anda bütün dünyadan ses getirdiği yaşanan bir gerçektir. Bu utanç ne kadar süratle hukuk zeminine oturtturularak önlenirse, devlet ve millet olarak, siyasi çözüm gücümüz, dünya çapındaki itibarımızı bir kere daha başarıyla teyit etmiş olacaktır.
SüRATLE YAPILMASI VE DEVAMI GEREKEN BEŞ İŞ:
A) HüKüMET VE YüCE MECLİSİMİZDEN ACİLEN BEKLEDİĞİMİZ:
1) Siyasi partiler için savcının bir dava açabilmesi, yüce Meclis'in iznine bağlanmalıdır. Bu konu mutlak bir zaruret haline gelmiştir. Nasıl ki Güneş Motel milletvekili transferleriyle hızlanan demokratik yozlaşma, (hukuka ve akla aykırı da olsa) anayasa ile frenlenmek istenmiştir. Kaldı ki burada mesele son derece mantıki ve hukukidir. YöK’ten izin almadan rektörü, Meclis'ten izin almadan milletvekilini, bir memur hakkında dava açıp itibarını sarsamayan savcı, bütün millet iradesini, Meclis yapısını, hükümeti ve Cumhurbaşkanını değiştirme gibi bir teşebbüse geçmektedir. Olacak iş değil. Dünyayı hayrete düşürdük. Hukukumuzdan kuşku duyurduk. Bu davadan bir netice alınması ne kadar ihtimal dışı olursa olsun, dünya kamuoyu tepkileri de açıkça gösteriyor ki, devlet ve milletimiz, adalet teşkilatımız bu davadan zarar görmüştür. Siyaset, yüce Meclis, böyle fevkalade haller karşısında acil çözümlerle millet zararını kısa yoldan önlemek için vardır. Meselenin önemi ve aciliyeti, anayasa ekseriyetini kolaylıkla sağlayacak niteliktedir.
2) Olur olmaz her konunun Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi yüce mahkemenin yükünü ağırlaşmıştır. üye sayısını artırmak bir ihtiyaç haline gelmiştir, artırılmalıdır.
3) Millet ekseriyetini teşkil eden partilerin bir hamlede yok edilme teşebbüsüyle sarsılan millet iradesi ve dünya kamuoyu, zaten yakınlaşmış olan mahalli seçimler, sonbahara alınmak suretiyle tazelenebilir.
4) Sayın Cumhurbaşkanım,
Sayın Başsavcının, Cumhurbaşkanlarına isnat edilebilmesi mümkün olmayan şeylerle yüce makamı siyasi yasaklı kılma davası, devlet ve millet itibarına zarar vermiştir. Gereğini arz ederim.
Yakın bir zamanda, dava dosyasında yüksek bir bürokratımızın ismini zikretmesi nedeniyle bir savcımız, avukatlık hakları dahil kaybetmiş, görevden alınmıştı...
5) Millet hadiseyi yakından takibe devam etmelidir..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.