Zulme karşı insanlık vicdanı
“Rotamız Filistin, Yükümüz İnsani Yardım” gemileri “Vira Bismillah” deyip demir aldı. Mazlumun derdine ortak olmak, hakkı tutup kaldırmak… Bu kalkış, o kalkış. İsrail vahşetine, kimyasal silahlarına, atom bombaları ve tehditlerine karşı iman dolu göğüslerini siper ederek, tüfeksiz, tehditsiz gidiyorlar. Hak için, gayr için vicdanın, ahlakın, insanlığın sesini yükseltiyorlar. Bu gemilerdeki insanlık yükünün her gramında erdem ve diğerkâmlığın güzelliği vardır. Yolcuları, yardımcıları ve duacıları, ne güzel, ne büyük ve ne tarihi bir nasibe sahiptirler. Allah, bu nasipleriyle mecur etsin. Mazlumun ahını duymak ne büyük nasip.
50 devletten insanlar katılıyor bu harekete. İnsanlık yüreği budur.
Türkiye’den üç gemi gidiyor. İstanbul-Sarayburnu 22 Mayıs’ta miting meydanına dönmüş. Aynı heyecanı biz de K.Maraş’ta yaşadık. Sadece uğurlamaya gelebilenler değil. Herkes bu iman, şuur ve fedakârlığın heyecanını yaşadı. Sarayburnu’ndan kalkan gemi, 40 saat yolculukla Antalya’ya vardı. Antalya’dan da yolcu alacak. Bugün tekrar yolda. Kıbrıs açıklarında 9 gemi buluşacak. Filoyu organize eden sivil toplum kuruluşları ve katılacak gemiler:
İnsani Yardım Vakfı (İHH); Free Gazze; Ship to Gazze gibi insani yardım kuruluşları ve katkıda bulunan birçok yardım kuruluşu.
İlk 9 gemi: Türkiye’den 3, İngiltere’den 2, İrlanda’dan 1, Yunanistan’dan 1, Cezayir’den 1, Kuveyt’ten 1.
Bu sefere katılabilmek için binler, on binler müracaat etti. 60 yaş üzerini baştan almadılar. İmkan, 750 kişi ile sınırlandırıldı.
İnsanlığın acısını duyup, fedakarlıkla yardıma koşmak insanlıkla olur. İnsan olan, “ekmel-i ve eşref-i mahluktur”. Siyonizm, Ortadoğu’yu yangın yerine; Filistin vatanını hapishaneye çevirdi. Bu vicdan hareketi, zulüm duvarında gedik açacak.
İsrail, “insani yardım” olan bu harekete, vahşetle karşı çıkarsa, hareket büyür ve yayılır. Zulüm vicdan çatışır, zalim zulmünü artırırsa, yangın, kendi aleyhine büyür. Hitler vahşeti, sonunda Hitler’i yuttu. Hitler, Musolini, Napolyon, Haccac, başarı zannettikleri zulümlerle, kendi güç ve yandaşlarını yok ettiler.
Silahın gücü sınırlıdır. Maddi tehdit gücünü ayakta tutup devam ettirmek, külfetlidir, çürür. İnsan olan insan, mahlukatın en üstün değeri ve gücüdür.
KAHRAMANMARAŞ’TA UĞURLAMA:
22 Mayıs 2010 Cumartesi günü, Siyonizm’in düşmanlıklar ve hapishaneye çevirdiği Ortadoğu’da barışa kapı açmak için yola çıkan gemiler için gönül seferberliği limanlarla sınırlı değildi. Anadolu’nun her yerinde ve birçok ülkede yaşandı. Herkes kendi bölgesinde bu harekete fedakarlıklarla, coşku ile katıldı. Benim de katıldığım K.Maraş’tan iki satırla bir örnek:
İHH Kahramanmaraş teşkilatı yöneticilerinden Av. Yusuf Bülbül’ün evinde misafir edildim. Sohbet gece saat 2’ye kadar sürdü. Sabah kalktığımızda gördük ki, evin hanımı beş dakika uyumamış. Maraş’tan 2 hanım, 5 erkek kazanmış gitme hakkını. Onları uğurlarken bir de kermes yaparak destekleyelim istemişler. Börekler-çörekler, pastadan gemiler yapmış. Bu iman, bu vicdan, bu heyecanla, zulüm yarışamaz.
Anadolu’da bu günlerde sabaha kadar yanan ışıklar içinde kim bilir kaç tanesi bu fedakarlığın ve duanın ışığıdır. Bu ne güzel bir Anadolu’dur..
Mustazaflara, zulüm altında kalmış olanlara yardım yolunda koşarken Afganistan dağlarındaki uçak kazasında şehadet şerbeti içen Bahaddin Yıldız ve Faruk Aktaş’a Allah’tan rahmet, ailesi ve bütün ümmete başsağlığı diliyorum.
Bülent Yıldırım’ın saçı sakalı bu kadar ak değildi. Güzel bir yolda tez ağarttı. Yıldırım başta olmak üzere, bütün İHH’lılara, bu yardım ve özgürlük yolunda emek ve gayret gösteren herkese şükranlarımı sunuyor, Allah’tan başarılar niyaz ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.