Yener Dönmez

Yener Dönmez

Maskeler düştü

Maskeler düştü

Darbe Anayasası’na ilk ciddi neşterin vurulması Türkiye’de maskelerin önemli bölümünü aşağı indirdi.
Anayasa paketi kabul edilirse 12 Eylül’de, yargıdaki diktatoryal yapılanmayı yok edecek ve vesayetten beslenen statükonun en önemli ayağını kıracak.
Ayaklarının altındaki zemin kayacak olan ve varlıklarını bu statükoya borçlu olanların hepsi birden, takındıkları maskeleri düşürme pahasına aynı çizgiye “ip” gibi dizildiler.
CHP&İP&BDP&MHP&HSYK&YARSAV aynı noktada; “Red Cephesi”nde buluştular.
MHP ile BDP’nin aynı noktada buluşacağı kırk yıl düşünülse akıllara gelmezdi. Ama ikisinin de beslendiği statükoya neşter vurulunca diğer bütün farklılıklarını bir tarafa bırakarak bir araya geldiler.
Aslında burada önemli bir ayrım yapmak gerekiyor. Bu iki partinin de tabanlarıyla tavanları arasında büyük zıtlıklar var. Beyaz Türklerin “devlet”i ele geçirmesi gibi bu kadrolar da bu iki partiyi ele geçirmiş.
Zaten Türkiye’yi yıllarca yöneten sivil ve resmi Beyaz Türklere bakıp Türkiye’yi yorumlayamazdınız. Çünkü halkla yönetenler arasında büyük zıtlık vardı ama bu bir türlü kırılamıyordu. Son yıllarda büyük zorluklar sonucu yavaş yavaş kırılabildi.
Mesela MHP tabanının neredeyse tamamı muhafazakar, dindar insanlardır. Ama MHP’li bazı yöneticiler nedense parti meselelerini rakılı-şaraplı sofralarda konuşuyorlar. Partinin yöneticilerinden birinin Ankara’nın en lüks “şarap şatosu”na sahip olmasıyla bir ilgisi var mı bu durumun bilmiyoruz ama bunun hem MHP’deki muhafazakar yöneticileri hem de tabanı yaraladığı kesin.
MHP tabanının, Ülkücüleri işkencehanelerden geçiren 12 Eylül yönetimine darbe vuracak, yargıyı mezhepçilerin elinden kurtaracak Anayasa Paketi’ne evet vereceği biliniyor. Ama MHP yönetimi hayırcı…
BDP’ye gelince,
Mekanizmasını Kürt kanı üzerine kurmuş bu parti yöneticilerinin eğer varsa söyleyecek bir sözleri; işte onlar için referandum sözün bittiği yer değil, bilakis sözün başladığı hayati bir noktadır.
Ancak partileri en çok kapatılan ve bunun mağdur edebiyatını yapan BDP yöneticileri, AYM’nin yeni yapısıyla birlikte parti kapatmayı zorlaştıracak bu referandumu boykot ediyor.
Bu parti Diyarbakır Cezaevi’ndeki tarihe geçen 12 Eylül işkencelerini de hep istismar etti. Ama 12 Eylül’le hesaplaşma fırsatını boykot etme kararı aldı.
Şemdinli’de Umut Kitabevi’ni bombalayanları kurtaran, savcıyı yok eden yargı sisteminde reform yapacak büyük askeri yargı düzenlemesi de bu pakette. Ama Şemdinli’yi istismar eden BDP boykotçu…
Çünkü BDP de tıpkı CHP ve MHP’nin yönetici kadrosu gibi vesayetçi statükodan besleniyor. Bu düzenin devam etmesini istiyor.
Bu düzen devam etsin, PKK varolsun, partimiz kapatılsın, mağduru oynayalım ve milletvekili olabilelim istiyorlar. Mevcut kan ve çatışma ortamı biterse BDP’de siyaset yapanların hangisi milletvekili seçilebilir?
KCK operasyonlarında iç yüzlerini gördüğümüz emir eri belediye başkanlarından hangisi halktan oy alabilir?
Kürtlerin kanı aktıkça, bölgede terör devam ettikçe bu çapsız kadrolar milletvekili olabilirler. Yoksa bölge halkının derdine derman olamayacak kadar kabiliyetsiz bu güruha, barış ortamında kim oy verir?..
Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle ilgili referandumda yüzde 90’lara varan “evet” oyu veren Güneydoğu halkı, statükonun belini kıracak asıl değişikliğe BDP’nin provokasyonlarına boyun eğmeden sandığa giderek “evet” diyecektir.
Maskeler düştü, halk gerçeği gördü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yener Dönmez Arşivi