Önceki akşam TRT’nin Arı Stüdyosu’ndaydık. TRT5-Anadolu Kanalı’nın açılış töreni için...

Konuklarını kapıda karşılayan TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in mutluluk ve heyecanı görülmeye değerdi.

TRT’ye Anadolu’nun nabzının atacağı 14. kanalı kazandırmanın kıvanç ve hazzıydı bu.

Burada Şahin’in ortaya koyduğu işleri tek tek hatırlatmaya gerek yok sanırım...

TRT Türk’den tutun da TRT Haber’e, TRT Çocuk Kanalı’na kadar takdire şayan bir dizi hizmet gerçekleştirdi Şahin...

TRT Çocuk Kanalı mesela...

Öz imkanlarımızla kendi öz kültürümüzün, değerlerimizin, öz varlıklarımızın, en büyük mirasımız olan çocuklarımıza, gelecek kuşaklara aktarılışı...

10 yıl öncesine kadar hiç yoktu.

Bugün yayınlanan çizgi filmlerin yüzde 80’i yerliymiş.

Ne güzel.

Doğrusu her seferinde işine dört elle sarılan ve bende de iş azmini artıran bir İbrahim Bey görüyorum.

Şimdi de 14. Kanal... Dile kolay...

Kendisini yürekten kutluyoruz...

¥

Tören öncesi TRT’den de sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la sohbet imkanımız oldu.

Tıpkı Şahin gibi Arınç’ın da tebessüm yüzünden hiç eksik olmadı tören boyunca.

Türkiye’de belli bir kesimin TRT ne yaparsa yapsın, menfi ve olumsuz bir gözle baktığını hatırlatan Arınç, “Anadolu’nun sesi çok daha güçlü çıkacak. Anadolumuzun, topraklarımızın, kültürümüzün sesini bu kanaldan çok daha güçlü şekilde duyuracağız” diyor.

¥

Devlet Bakanları Faruk Çelik ile Mehmet Aydın ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in de katıldığı programda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha çok Anadolu’ya vurgu yaptı konuşmasında.

Şahin’in “mozaik”, Erdoğan’ın ise “çiçek demeti” olarak nitelendirdiği TRT Anadolu’nun açılışında kullanılan yöresel müzikler, Anadolu motiflerinden oluşan muhteşem görseller görmeye değerdi.

Kapadokyasıyla, Palandökeniyle, Erciyesiyle, Mevlanasıyla, Trakyasıyla, Akdeniziyle, Karadeniziyle; doğusuyla batısıyla gerçekten harika bir görsel ziyafetti bu.

Tüm renklerin yansıması arasında Erdoğan her zamanki gibi birlik ve beraberliğe vurgu yaptı yine.

“Horon bizim horonumuz, halay bizim halayımız, zeybek bizim zeybeğimiz, zılgıt bizim zılgıtımız. Biz bu topraklar üzerinde ekmeğimizi bölüştük. Biz bu topraklar üzerinde; Anadolu’nun, Trakya’nın toprakları üzerinde kahramanlığı, zaferi, şehadeti paylaştık. Anadolu, analar yurdunun 73 milyon vatan evladının toprağıdır. Nasıl ki bu toprakların ezgilerini birbirinden ayırmak imkansızsa, nasıl ki bu ülkenin ağıtlarını, şarkılarını, türkülerini birbirinden ayırmak imkansızsa; bu ülkenin insanlarını da birbirinden ayırmak, birbirine hasım eylemek işte o kadar imkansızdır” diyen Erdoğan’ın Cumhuriyet vurgusu da bir o kadar dikkat çekiciydi:

“Bu toprakları biz şehitlerimizin kanlarıyla olduğu kadar, hakla, aşkla ve sevda ile yoğurduk. 87 yıl önce cumhuriyeti de işte bu sevdanın bu aşkın ortak ideallerimizin üzerine hep birlikte inşa ettik. Cumhuriyet ne kadar Çankayalının rejimiyse, o kadar da Bahçesaraylının rejimidir. Cumhuriyet ne kadar Ankara’nınsa, o kadar da Yozgat’ındır. Cumhuriyet İstanbul’a, İzmir’e ne kadar yakınsa Kayseri’ye, Konya’ya, Artvin’e, Tekirdağ’a, Van’a da o kadar yakındır. Çünkü cumhuriyet Trakya’dır, çünkü cumhuriyet Anadolu’dur.”

Erdoğan’ın bu vurgusu şunu gösteriyor: Cumhuriyet artık bir avuç zengin azınlığın elindeki argüman değil, 73 milyonun güven duyduğu bir rejim haline geliyor.

Bunda da hiç kuşkusuz Erdoğan’ın kararlı tutumunun büyük payı var.

Son 8 yılda bu ülkede her alanda büyük hamleler gerçekleştirilmişse bunun sebebi tabiî ki güçlü ve kararlı bir siyasi iktidarın varlığıdır.

Bir de İbrahim Şahin gibi çalışkan bürokratların...