Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Kendi gündemimize dönmek

Kendi gündemimize dönmek

Amerikan belgelerinin tefrika edilmeye başlanılması ile Türkiye'de gündem tek maddeden ibaret hale geldi/getirildi. Dünkü yazımda yayınlanan belgelerin fazla ciddiye alınacak bir yanı olmadığını, tek bir merkezden kaleme alınıp servis yapıldığı gibi bir izlenim oluştuğunu belirtmiştim. Ne var ki medya olayı gereğinden fazla büyüterek ülkemizin gündeminin baş sıralarındaki çok önemli konular gündemin dışına itilerek tek maddelik gündem oluşturuldu.

Bu arada özellikle CHP açıklanan belgeleri, -aslında bunlara belge demek ne derece doğrudur o da ayrı bir tartışma konusu- iç politikada malzeme yapmak için çok hevesli görünüyor. Yani bazı ABD'li diplomatların bulundukları ülkelerden bilgi notu olarak gönderdikleri raporların Türkiye'nin iç politikasında malzeme olarak kullanılmasının ne derece doğru olacağı üzerinde hiç durulmuyor. Bu arada yine açıklanan belgelerde İran'a dönük notlar sanki bu ülkeye yönelik hazırlıkları yapılan bir müdahalenin ön adımları izlenimi veriyor. Çünkü, İran'ın İslam dünyasında yalnızlaştırılmasına yönelik bir takım bilgiler ısrarla tekrarlanıyor. İran ile diğer Müslüman ülkeler arasındaki ilişkilerin gerginleşmesi, hatta karşı karşıya getirilmesinin bölge açısından bir tehlike oluşturduğu buna karşılık ABD ve İsrail'in işini kolaylaştırdığını sanıyorum hatırlatmaya bile gerek yok.

Bu arada iktidar partisi içinde de İran ile diğer Müslüman ülkeler arasında oluşturulmaya çalışılana benzer sürtüşme ve çatışmaların tetiklenmeye çalışıldığı görülüyor. Kısacası ABD'nin izniyle servis edilen bilgiler ve notlar ile dünya gündemi sanki tek bir maddeye indirgenmiş vaziyette. Halbuki ülkemizin ana gündem maddelerinin başında ekonomi geliyor, terörün sona erdirilmesi hususunda yapılması gerekenler, demokratikleşme ve füze kalkanı projesinin tartışılması gibi konular bir kenara itilmiş varsa da yoksa da bazı Amerikalı görevlilerin derleyip toparladıkları dedikodular belge olarak lanse ediliyor.

Halbuki AB'de Yunanistan'ın ardından İrlanda'daki ekonomik kriz ülkemizdeki etkilerini göstermeye başlamıştır. Bunlara bir de Portekiz ve İspanya'nın eklenmesi halinde ülkemizin bundan ciddi yara alacağını unutmamak gerekiyor. Bir yandan sefalet rakamına razı oldukları halde iş bulamayan milyonlar, iş bulabilmiş olanların yaşadığı sıkıntı ile boğuşan ülkemiz insanı AB'den gelecek yeni bir kriz karşısında çok daha kötü günlerle boğuşacakken bizim bir takım diplomat notlarının peşine takılmış, kendimizden geçmiş olmamız gerçekten dikkat çekici ve düşündürücüdür.

Bu arada yayınlanan bilgi notlarının sanki iktidar partisine seçim desteği anlamına gelebilecek bilgiler içeriyor olması da ayrı mesele. Başbakan Erdoğan'a sıralanan övgü cümleleri, sanki Türk halkının değerlendiremediği ama buna karşılık bazı Amerikalı diplomatların fark etmiş olduğu(!) AK Parti hakkındaki kapatma davasının "Yargı darbesi" olarak nitelendirilmesi hep iktidar partisine seçim desteği olarak değerlendirilebilecek hususlardır.

Aslında bunlar da çok önemli değildir. Önemli olan hususlarda şu ana kadar yayınlanan belgelerde bir şey yok. Söz gelimi Amerika'nın ülkemizdeki terör olaylarına ve terör örgütüne bakışı, Füze Kalkanı projesinin bir ayağının neden ülkemize konuşlandırılmak istendiği gibi sorular cevapsız kalmaktadır. Bir diğer ifade ile terör örgütüne Amerika ve İsrail'in verdiği destek bilinmesine karşılık bölgede nedense İran'a karşı bir cephe oluşturulmak isteniyor. Böylece İsrail'in saldırganlığına yönelmiş olan dikkatin başka noktalara çekilmesi, İran'ın yalnızlaştırılması, kısaca İran'a düşünülen müdahaleye zemin hazırlanması gibi hususlar yayınlanan notlar arasında öncelikli sırayı alıyor. Bu oyuna gelmemek, esas sorunlarımıza yoğunlaşmak gerekiyor. Kaldı ki Türkiye kendi sorunlarını kendisi çözebilecek güçtedir. Bunun için bir takım yönlendirmelere ihtiyacı yoktur. Çünkü, benzer yönlendirmeler sadece yönlendiren ülkelerin çıkarlarını korurken ülkemizin zararına sonuç vermektedir. Bir an evvel bu belge sarhoşluğundan kurtulmak gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi