Daha önce çok konuşuldu...
7 askerimizi şehit eden “dost mayını” olayı...
O yüzden tekrara düşmeden bana gelen yeni özel bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum...
Bu olayla ilgili yürüyen bir dava var.
Biliyorsunuz Hakkari Çukurca’da patlayan “dost mayınını” döşeyen komutan olarak bilinen Jandarma Tuğgeneral Zeki Es’in tutuklanmasından sonra gözler “olur böyle şeyler” diyen Tümgeneral Gürbüz Kaya’ya çevrilmişti.
Bakan Vecdi Gönül tarafından görevden alınan Kaya’nın AYİM’deki davası devam ediyor...
Tabii Balyoz’daki yargılaması da...
Kaya’nın dost mayınındaki rolüne gelince...
Askeri yargı çevrelerinden bana gelen özel bilgilere göre; Askeri savcılığın geniş çaplı yürüttüğü soruşturmada ilginç durumlar ve soru işaretleri var.
Şöyle ki; olayın yaşandığı anlarda operasyona çıkan Kayseri Komando Tugayı 1. ve 3. taburlarının Gürbüz Kaya tarafından an be an takip edildiği ve operasyonun yapılacağı bölgede bulunan Tuğgeneral Zeki Es’i sık sık arayarak “Niye geç kalındı”, “Niye varılamadı” şeklinde taciz ettiği belirtiliyor.
Kaya’nın sıkıştırması üzerine ellerindeki krokiler üzerinden gitmeyi bırakarak, kestirme bir yola giren taburun teröristler için döşenmiş olan mayına bastığı ifade ediliyor.
Ayrıca 7 şehit vermemize neden olan mayına basma olayından 3 ay kadar önce yine Gürbüz Kaya’ya bağlı olan Hakkari Dağ Komando Tugayı’na ait 2. Tabur’da da bir faciadan dönüldüğü ve bu durumun Gürbüz Kaya tarafından örtbas edildiği de gelen bilgiler arasında.
Peki Kaya’nın örtbası bunlarla sınırlı mı?
Hakkari Dağ Komando Tugayı 2.Tabur’a bağlı birliklerin intikali esnasında bir teğmenin yine patlayıcı madde uzmanları tarafından el yapımı olarak yapılıp döşenmiş olan mayınlardan birisine bastığı ve düzeneğin tam olarak patlamaması üzerine teğmenin hafif yaralandığı, bu olayın da Gürbüz Kaya’nın talimatı ile kayıtlara geçirilmeyip örtbas edildiği söyleniyor.
Bütün bunların yaşanmış olmasına rağmen “teröristleri çoban zanneden komutan” olarak da bilinen Gürbüz Kaya’nın yaşananlardan ders çıkarmadığı ve kendi onayı ile döşenen, yasal olmayan bu mayınlar konusunda gerekli tedbirleri almadığı ortaya çıkıyor.
Bunların üzerine Askeri savcılığın ise, “mayınların nerelere döşendiğine dair krokiler sıralı komutanlar kanalıyla Tümgeneral Gürbüz Kaya’ya ulaştırıldı” bilgisinin üzerine bu konuya eğildiği ve incelemeleri derinleştirdiği belirtiliyor.
Skandal mayının patlaması üzerine savcılığa durumun geç bildirildiği ve bu arada Tuğgeneral Zeki Es tarafından olay yerine mayın temizleme timine bağlı patlayıcı madde uzmanlarının giderek mayınları temizlediği kaydediliyor.
Ve yine uluslar arası antlaşmalara aykırı olduğu halde bölgede birçok el yapımı mayın döşendiği, bunlardan büyük bir kısmının bu mayın patlaması olayından sonra temizlendiği, ancak halen uzaktan kumandalı mayınların bölgede bulunduğu iddia ediliyor.
Mustafa ve Taylan isimli patlayıcı madde uzmanlarının olay yerinde temizlik yapması sonrasında askeri savcılığın bilgilendirildiği, Zeki Es’e bağlı bulunan ve Askeri savcılığın yönlendirdiği olay yeri inceleme ekibinin yapılmış olan temizlik üzerine mevcut raporu tanzim ettiği biliniyor.
Ayrıca olay sonrasında hangi mayının nereye yerleştirildiğine dair kayıtların imha edildiği ve bu şekilde delillerin karartılmaya çalışıldığı iddiası da yürüyen davayı daha da önemli kılıyor.
Bakalım bu konuyla ilgili karartılmak istenen başka hangi önemli ayrıntılar ortaya çıkacak.
Bekleyip göreceğiz...