Vakit farkıyla ilk biz yazmıştık...
Kılıçdaroğlu’nun “genel başkanlığa aday değilim” açıklamasından bir gün sonra kritik İstanbul ziyaretinin perde arkasını...
O zaman Gürsel Tekin’le durum değerlendirmesi yaptığı yazılıp çizilmişti ancak, Kılıçdaroğlu İstanbul’da daha ziyade gizlice “bir şey” yapmıştı Doğan Grubu yetkilileri ile bir araya gelerek.
Orada “bir şeyler” konuşulmuştu kapalı kapılar ardında.
Ayrıntıya girmeyeceğim ancak Baykal’la görüşmesinde “aday olmayacağım” diyen Kılıçdaroğlu’nun İstanbul dönüşünden hemen sonra adaylığını açıklaması birlikte düşünüldüğünde görüşmenin ne anlama geldiği, bugün daha net anlaşılıyor.
Biz, Kılıçdaroğlu’nun “Parti Medyası”ndan “kesintisiz tam destek” sözü alınca aday olmaya karar verdiğini daha o gün yazmıştık.
Şimdi İstanbul İl Başkanlığı görevine Doğan Grubu’nun CEO’su Nebil İlseven’in getirilmesi ve Oktay Ekşi’ye de rozet takılmasını birlikte düşünürsek, bu görüşmenin sentezini daha iyi yapmış oluruz.
Bu konuyu değerlendiren Başbakan Erdoğan, “İl başkanlığına getirdikleri şahıs, 2001-2004 yılları arasında TMSF’de görev almış. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, bu şahısla ilgili yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle yargılanması için rapor hazırlamış. Raporun altında kimin imzası var biliyor musunuz? O dönem CHP Milletvekili olan, TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu üyesi olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun” demişti.
Haberlerimizi gördünüz...
Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul İl Başkanlığı’na getirdiği Doğan Grubu’nun CEO’su İlseven’in “TMSF görevlisiyken usulsüzlük yaptığı” gerekçesiyle yargılanmasını istediğinin belgesi bu...
Raporda İlseven hakkında yaklaşık 15 sayfalık yolsuzluk ve usulsüzlük iddiası bulunuyor.
Altında da Kemal Kılıçdaroğlu’nun imzası...
Önceki gün TBMM arşivlerindeki o imzaya ulaştık.
Komisyonun diğer CHP’li üyeleri gibi Kılıçdaroğlu da, İlseven’in “usulsüzlük” suçundan yargılanması için imza atmış.
Hatta “yargılansın” demekle kalmamış, İlseven’in yaptığı usulsüzlüğün böyle bir raporla ortaya konmasından ötürü dönemin TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Başkanı AK Partili Azmi Ateş’e teşekkür dahi etmiş.
Aynen şöyle demiş Kılıçdaroğlu:
“Komisyonumuz büyük bir uyum içinde çalışmış, Türkiye’nin karşılaştığı bu büyük sorunla mücadelede, kararlı bir tutum izlemeye çaba harcamıştır. Özellikle komisyonumuz Başkanı’nın yansız tutumu ve komisyonun uyumlu çalışmasındaki katkısını vurgulamayı bir görev biliriz.”
Peki Kılıçdaroğlu’nun “büyük sorun” olarak addettiği İlseven’le ilgili o raporda İlseven neyle suçlanıyor?
Bakın o da şöyle:
Medya gruplarının batık bankalardan kullandıkları kredilerin faizlerini düşürdüğü, borçlar hakkında takip başlatmadığı, kredileri canlı gösterdiği, batık bankaların gayrimenkullerini bedelinin çok altında sattığı filan...
Meseleyi dönemin Komisyon üyesi Fahrettin Poyraz ve Başkanı Azmi Ateş ile görüştüm.
Her iki isim de ilginç şeyler söylüyor.
Poyraz, daha çok Kılıçdaroğlu’nun çarklarına vurgu yaparken; Ateş, “Bin küsur sayfalık iddianame Ergenekon iddianamesi gibi...” şeklindeki tespitime şöyle karşılık veriyor:
“Bu rapordaki iddialar Ergenekon iddianamesinden daha beter.”
Anlaşılan Ekşi’ye takılan rozet ve CEO İlseven’in CHP İstanbul İl Başkanlığı’na getirilmesi daha çok konuşulacak.
Daha çok tartışılacak Kılıçdaroğlu’nun “büyük sorunu”.