CHP artık halk odaklı olacakmış!..
CHP'nin yeni genel başkanı partisinin değişen anlayışını ve yaklaşımını medya mensuplarına anlatırken CHP'nin bundan böyle devlet değil, halk odaklı olacağını söylemiş. Dileriz böyle olur. Bu sözün içi gerçek anlamda doldurulur, halkın istek ve temayülleri dikkate alınarak buna göre politikalar belirlenir. Dileriz laiklik elden gidiyor saplantısından kurutularak halkın inancı ile mücadeleden vazgeçilir, halkı ille de kendileri gibi düşünmeye ve inanmaya zorlama alışkanlığını terk ederler.
Bu dileklerimizi belirttikten sonra Kılıçdaroğlu'nun sözleri ile bir itirafta da bulunduğunu söylemek durumundayım. 'Bundan böyle CHP devlet değil halk odaklı olacak' sözünün içinde CHP'nin şimdiye kadar devlet odaklı olduğu anlamı da vardır. Hemde bu anlam öyle gizli saklı da değildir.
Böyle bir değişimin en azından değişim vaadinin medyada destek bulduğunu söylemek gerekiyor. Çünkü dünkü gazetelerde bu konu gerek haber gerek köşelerde geniş yer bulmuştu.
Kılıçdaroğlu'nun bu yaklaşımı demokrasi ve özgürlükler adına memnuniyet verici olsa da akla pek çok soru gelmektedir. İşte Can Dündar'ın dünkü köşesinde dillendirdiği soru:
"Devleti kuran parti' bir gün 'ben devletin değil toplumun partisiyim' derse inandırıcı olabilir mi?"
İlk anda aklıma gelen bazı sorular:
Devlet ile toplum birbirinin karşıtı mıdır? Devlet toplumun huzur ve güvenliği için toplum tarafından oluşturulmuş değil midir? Öyle ise nasıl oluyor da bazıları devleti kutsayıp toplumu yıllardan beri devlet için devlet adına bir kenara ittiler? Bunun hesabı verilmeden aklanmak, ben değiştim demekle değişmek ve inandırıcı olmak mümkün müdür?
Derdim CHP'nin bundan böyle halk odaklı olmasını engellemek ya da olmasına direnmek değil. Ancak, CHP geçmişinde ile bu ülkede demokrasinin yerleşmesi, temel insan hak ve özgürlüklerinin teminat altına alınmasının önündeki engel olmuştur. Bugün bile geçmişteki bazı demokrasi dışı oluşum ve eylemler ve eylem hazırlıkları konusunda başlatılmış olan soruşturmalara karşı mücadele veriyor, soruşturma ve yargılamaya karşı kampanya yürütürken nasıl olacakta artık halk odaklı olunacak? Sorusunun cevabını bulmaya çalışıyorum. Bulduğum takdirde de sevineceğim. Kaldı ki CHP'yi halk odaklı değil de devlet odaklı hale getiren kişilerin anlayışlarıdır. O partiye hakim olanlar toplumu ille de değiştireceğiz diye devleti kutsamış, kutsal devlet için insanın feda edilmesinde bir sakınca görmemişlerdir. Kısacası politikalarına yıllardan beri insanı değil devleti odaklamışlardır. Gerekirse binlerce insan ölebilir anlayışı işte bu devlet odaklı zihniyetin ürünüdür. Böyle olunca da insanların düşüncelerinde değişim sanıldığı kadar kolay olmaz. Bunun için Kılıçdaroğlu'nun bundan böyle CHP'nin devlet değil halk odaklı olacağı, bunun sonucu olan din karşıtı olma algısını yıkmayı hedeflemesinin altındaki sebep yaklaşan beçimler olabilir mi? sorusunu haklı olarak akla getiriyor. CHP bu değişimi neden şimdiye kadar hiç düşünmediler de seçime üç ay kala hatırlandı? Kaldı ki inançlara karşı saygılı olduklarına dair bir süre önce bazı görüntüler verdiler ama bu görüntüler kısa sürdü. Sanki partinin bazı üye ve yöneticileri ile yeni gelenler arasında bir kan uyuşmazlığı yaşandı.
Dileriz bundan sonra CHP insanı esas alan, ön planda tutan devleti insanlara hizmet için oluşturulmuş bir tüzel kişilik olarak kabul eden anlayışı gerçek manada hayata geçirir. Bundan öncelikli olarak ülkemiz kazançlı çıkar. İnsanımızın özgürlükleri yaşamasının önündeki engeller sınırlı da olsa azalır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.