İsrail’e silahta da “bir dakika” dedik!
Milli Savunma Sanayi’ne olan özel ilgimi biliyorsunuz.
Yerli silahla ilgili pek çok haber ve köşe yazım yayımlandı.
Bu yüzden gözlerim Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Endonezya ziyaretinde heyette yer alan Milli Savunma Sanayi Müsteşarı Murat Bayar’ı özellikle aradı.
Fırsatını bulmuşken Cakarta’da uzun uzadıya sohbet ettik Bayar’la...
Kendisi de haber ve köşe yazılarımı ilgiyle takip ettiğini söyledi.
Bayar’a Savunma Sanayi ile ilgili aklıma ne geldiyse sordum.
Sağ olsun o da sorularımı tüm içtenlikle cevapladı.
Ortaya uzunca bir söyleşi çıktı.
Bayar’la Endonezya ile imzalanan anlaşmalardan tutun da, yerli insansız hava aracı, savaş gemisi, zırhlı araçlar, tank, helikopter, savaş uçakları, ASELSAN’daki sır intiharlar, milli kuruluşlara sızma girişimleri, beyin göçü, Savunma Sanayi İcra Komitesi’ndeki asker ve sivil kanadın tutumlarına kadar pek çok kritik konuyu konuştuk.
Sohbetin bende iz bırakan kısmı ise artık kendi silahlarımızı üretir hale gelmiş olmamız ve İsrail’den silah alımına son vermiş olmamız oldu.
Bayar, burada açıkça “İsrail’le sorunlarımız var” dedikten sonra ekledi: “Artık İsrail’den silah almıyoruz. İsrail’e silah konusunda da ‘one-minute’ dedik. Aramızda sorun olduğu da doğru. Bağlantı kurmak istiyorlar. Ancak başka ülkelerle bağlantılarımız genişledi. Birçok ülke ile çalışmamız var ama İsrail ile yok.”
Savunma Sanayi alanında geldiğimiz noktayı da ayrıntılı biçimde paylaşan Bayar, İcra Komite’sindeki Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Koşaner arasındaki uyumu anlattıktan sonra Savunma Sanayi’ndeki kayıp yıllardan söz etti.
Bu alanda geciktiğimizi, yıllarımızın darbeyle geçtiğini kaydeden Bayar, şunları ifade etti: “Vakit kaybetmeden birçok ülke 1970’lerde atılıma başladı. Bizim o yıllar darbelerle geçti. On yıllar hep kayıp. On sene kaybettiniz mi nereye yetişeceğiz? Herhangi bir ürünü ortaya çıkarmak 10 yıl alır. Gemi, tank veya hava aracı... Bir proje başladı mı sonuca ulaştırmak yıllarca sürer. İrade ile sürdürmek gerekir. Ama biz geç başladık. Net olarak 2004’te başladık diyebilirim.”
Bugün ulaştığımız noktaya işaret eden Bayar, İsrail’den almak zorunda kaldığımız Heronlar’ın yerine yerli İHA’ların deneme uçuşlarına başladığını, Almanlara tane başına 250 milyon Euro ödediğimiz savaş gemisinin yerlisini temmuz ayında denize indireceğimizi, teknoloji alanında da beyin göçünün tersine döndüğünü vurgulayarak şunları söyledi: “ABD ve Avrupa’ya gidişler azaldı. Yani beyin göçü azaldı. Dünyanın çok önemli ülkelerinden, çok önemli üniversitelerinden Türkiye’ye büyük ilgi var. Oksford’dan bile Türkiye’ye gelenler var. Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz. Araştırma ekiplerimiz var. Ciddi atılımlar sürüyor. Üniversitelere araştırma için öğrenciler gönderiyoruz. Çok üst seviyede projeler üretiliyor. Doktora öğrencilerimiz çok iyi durumda. Gelişim başarıyı beraberinde getirecek.”
Evet bir hayli önemli bir alan Milli Savunma, yerli üretim, yerli yazılım ve yerli silah...
Tabii Bayar’la konuştuklarımız bunlarla sınırlı değil.
Cakarta’daki Milli Savunma söyleşimizi tüm ayrıntılarıyla gazetemizden ilgiyle takip edeceğinizi umuyoruz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.