Ganimet önündeki haramiler! Türkiye’ye Fransız kalan Avrupalılar!
STRAZBURG
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AKPM Genel Kurulu’na katılmak üzere geldiği Strazburg’daki temaslarına biz de eşlik ediyoruz.
Strazburg’daki ilk durağımız Rhenus Sport Kapalı Spor Salonu’ydu. Erdoğan, burada on binin üzerinde yurttaşımıza hitap etti. Burada da tıpkı 28 Şubat’taki Düsseldorf buluşmasına benzer, son derece duygusal anlar yaşandı.
Akşam saatlerinde Strazburg Rhenus Sport’u hınca hınç dolduran yurttaşlarımız ellerindeki Türk bayraklarıyla hiç susmadan Türkiye ve Erdoğan lehine tezahüratta bulundular, memnuniyet ve teşekkürlerini ilettiler.
Belki de gurbetin etkisiyle salonda Türkiye’dekilerden çok daha farklı duygu sağanağının yaşandığı bir atmosfer vardı. Erdoğan da daha konuşmasının başında, yurttaşlarımızın on yıllar önce evini, barkını, toprağını, anne babasını, eş ve çocuklarını geride bırakarak gurbet ellere geldiklerini hatırlatarak, “kalbi gurbette çarpanın, gönlünün sılada yandığını” ifade etti.
Evet gurbet ve sıla burada hayatın bir parçası.
Bu yüzden olsa gerek Erdoğan yurtdışında bulunan Türklerle her fırsatta sık sık bir araya geliyor.
Geçen yıl Nisan’da Paris’e gelen Erdoğan’ın girişimleri netice vermiş ve Bordo ve Nant şehirlerine de konsolosluk açılarak Fransa’da 4 olan konsolosluk sayımız 6’ya yükselmiş.
Yine burada Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu, ilk defa bir Türkün bu makama seçilmesinde etkin rol alan Erdoğan’ın yaptığı güçlü lobiye vurgu yaparak şu ifadeyi kullandı: “Bu makamda bir Türk varsa Başbakanımızın sayesinde... Artık BM’den İKÖ’ye kadar etkin rol alabiliyorsak, Türkiye ile gurur duyabiliyorsak Erdoğan sayesinde. Başımız dik, alnımız ak. Türk olmaktan gurur duyuyoruz.”
İşte bu kadar...
Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi inancın ve gayretin bir sonucu bu...
Ne yalan söyleyeyim hem Düsseldorf’da, hem de Strazburg’da yaşadığımız tablo karşısında insanın tüyleri diken diken oluyor, adeta boğazı düğümleniyor. Hüznü de, coşkuyu da, heyecanı da, sevinci de, acıyı da, vefayı da, kederi de en derin şekilde yaşıyorsunuz...
İşte bu atmosfer altında konuşmasını yapan Erdoğan zor günlerin geride kaldığını belirterek, şu tespitlerde bulunuyor: “Zor şartlarda tutunma mücadelesi verdiniz. Sılaya hasret bir yana, yabancı olmanın, Türk olmanın, Müslüman olmanın, emekçi olmanın ağırlığını yüreğinizde hissettiniz. Ekmek parası için alın teri dökerken kulağınız ana vatanda, gözünüz, gönlünüz ana vatanda, özleme, hasrete göğüs gerdiniz. Şundan lütfen emin olunuz ana vatandaki kardeşleriniz sizlerle her zaman gurur duydular. Sizler asla ve asla yalnız değilsiniz. Arkanızda Türkiye Cumhuriyeti var kardeşlerim. Sizin arkanızda güçlü ekonomisiyle, etkin dış politikasıyla itibarlı bir ülke var. Sizin arkanızda şanlı bir tarih, köklü bir medeniyet, zengin bir kültür var.”
Bugün gelinen noktaya da vurgu yapan Erdoğan, AK Parti iktidarı döneminde Türkiye’nin katettiği mesafeyi anlatarak, şu ilginç ifadeyi kullanıyor: “Bizden önce Türkiye’de tünel nedir bilinmezdi. Yolları yapmak için dağları deldik. Biz Ferhat’ız, siz Şirin’siniz. Dağları deldik size ulaştık.”
İstanbul Boğazı’na yapılan tüp geçitten tutun da, yerli yapım ağır silaha, bölünmüş yollara, ekonomiyle ilgili rakamlara varıncaya kadar tüm göstergeleri ayrıntılı biçimde yurttaşlarımızla paylaşan Erdoğan, özgüvene özel vurgu yaparak şunları dile getiriyor:
“Sizlerden kimliğinizi, pasaportunuzu gururla göstermenizi istiyorum. Gururla, göğsünüzü gere gere ‘Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım’ demenizi istiyorum. Büyük bir ülkenin, bir medeniyetin mensupları olarak başı dik, alnı ak olarak bulunduğunuz her yerde özgüvenle kendinizi ifade etmenizi istiyorum. ”
Konuşmasında İslamofobi’nin insanlık dışı bir söylem olduğunu da dile getiren Erdoğan’ın belki de bu buluşmada en önemli mesajı yine batılılara oluyor. Erdoğan, Libya’dan hareketle Fransızların ve Batı’nın asla unutamayacağı şu can alıcı göndermeyi yapıyor: “Tarihin bize yüklediği sorumluluktan asla kaçamayız. Bizim tavrımız ganimet önünde harami tavrı değildir. Bizimkisi sorumlu devlet tavrıdır. Orada yeni bir Irak, yeni bir Afganistan olsun istemiyoruz.”
Ve Erdoğan, AKPM Genel Kurulu’na da damgasını vurdu.
Konuşmasıyla göz dolduran Erdoğan, soru cevap bölümünde de sözünden hiç kaçınmadı.
Türkiye’de azınlıkların ibadet özgürlüğünün olmadığını iddia eden Fransız parlamentere Başbakan Erdoğan’ın cevabı aynen şöyle oldu:
“Türkiye’yi yakından takip etmiyorsunuz. Duyduklarınızla hareket ediyorsunuz. Ama arkadaş Fransız galiba. Türkiye’ye de Fransızsınız.”
İşte bu kadar.
Bakalım bunların altından nasıl kalkacaklar..
Bence bu “Harami” ve “Fransız kalmışsınız” çıkışı da tarihe geçer...
Tıpkı Davos’ta ki “Bir dakika” gibi...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.