Bir üzüntüm sona erdi
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararı ile 9 Kasım 2005'te meslekten ihraç edilen Ferhat Sarıkaya'nın yine HSYK kararı ile göreve dönme yolunun açılması yıllardır yüreğimde taşıdığım bir üzüntünün sona ermesine vesile oldu. Bu arada Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in gözaltına alınması üzerine özel yetkileri kaldırılan Erzurum Başsavcıvekili Tarık Gür, savcılar Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı ve Osman Şanal'ın da özel yetkilerinin iadesine karar verilmesi kanaatimce bir haksızlığın düzeltilmesidir. Öte yandan yüksek yargı üzerindeki bürokratik baskının kalkmış olduğunun ifadesidir. Çünkü, geçmişte Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihracı ile Osman Şanal'ın özel yetkilerinin kaldırılmasına karar veren HSYK olduğu gibi eski kararların iptaline karar veren de HSYK'dır. Elbette bu değişimde halk oylaması ile anayasada yapılan değişikliğin kabulünün önemli vardır.
Elbette HSYK'nın söz konusu kararlardaki gerekçesi önemlidir. Bu bakımdan işin bu boyutuna dikkat çekmek istiyorum.
Kurul Ferhat Sarıkaya'nın hazırladığı Şemdinli iddianamesinin "Hukuki kanaati olduğu, görevi nedeniyle hazırladığı iddianameden dolayı ceza verilmemesi" gerektiği görüşüne vararak ihraç kararını kaldırmış. Ayrıca HSYK Ferhat Sarıkaya'ya herhangi bir disiplin cezası verilmesine gerek olmadığına da karar verdi. Bu arada HSYK Ferhat Sarıkaya'nın hazırladığı Şemdinli iddianamesini Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hukuka uygun bularak kabul etmiş olmasını da dikkate almıştır.
Kısacası geçmişte Sarıkaya sadece görevini yaptığı için meslekten ihraç edilmek suretiyle cezalandırılmış iken yine aynı kurul bu defa bir savcının görevi gereği hazırladığı iddianame sebebiyle meslekten ihraç edilemeyeceğine karar vermiştir ki sanıyorum hukuka da mantığa da uygun olan bu karardır.
Bu arada HSYK eski DGM savcısı Hüseyin Altın'ın eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'la ilgili yazdığı yazılardan dolayı görevden alındığı görüşüne vararak meslekten ihraç cezasını kaldırdı.
Ferhat Sarıkaya'nın Şemdinli iddianamesinde eski Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'ı suçladığı, eski DGM savcısı Hüseyin Altın'ın da eski Adalet bakanı Seyfi Oktay hakkında yazı yazdığı için görevden uzaklaştırılmışlardı. Bu ihraç kararları da gösteriyor ki bu ülkede bazılarının dokunulmazlığı var ve bunlara dokunmaya kalkanlar yanıyor, daha doğrusu yanıyorlarmış. Geçmişte yaşanan bunu gösteriyor. Dileriz bundan böyle bu tür uygulamalar olmaz... Ancak hemen belirtelim ki ülkemizde bazı dokunulmazlıklar hala sürüyor. Başörtüsü gibi hiçbir hukuki dayanağı olmayan uygulamalara son verilebilmiş değil. Demokratikleşmenin önündeki önemli engel de zaten anayasada herkesin eşit olduğu hükmüne rağmen bazılarının diğerlerine göre daha eşit olduğu uygulamada sürüyor. Bu yanlış uygulamalarda maalesef yetkilerini darbe dönemlerinde oluşturulmuş kurumlardan alıyorlar. Buna bir de siyasi ve ideolojik mensubiyetler eklenince ortaya kişiden kişiye değişen uygulamalar ve hukuki sonuçlar çıkıyordu. Zaman zaman yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını yitirmemesi isteklerimiz bu tür uygulamalara dayanıyordu. Çünkü, hukuk herkese lazımdır. Bugün gücü ellerinde bulunduranlar "Biz istediğimiz karar veririz" dedikleri takdirde yarın da bir başkaları ortaya çıkıp benzer uygulamalara yönelirse bu defa da başka bir kesime karşı haksızlık gündeme gelecektir. Bu bakımdan yargının kılı kırk yarması, kararında kesinlikle siyasi mensubiyet ve ideoloji belirleyici olmaması gerekir. Çünkü insanın olduğu her yerde farklı düşünceler olacaktır. Bunu önlemek, hatta önlemeyi düşünmek bile mümkün değildir ama yargıçlar yargıç olduklarını düşünerek kanunları herkese aynı şekilde uygulamak durumundadırlar.
Bu bakımdan geç de olsa bazı yargı adamlarının geçmişte hazırladığı bir iddianamede Genelkurmay Başkanı'na yönelik bazı iddialarda bulunduğu için meslekten ihraç edilmesi değil takdir edilmesi gerekirken tersi olmuş görevini yaptığı, yani yargı karşısında herkesin eşit olduğunu unutmadığı için cezalandırılmasının telafi edilmesi geç de olsa hakkın tecellisi olmuştur. Bu sebeple de anayasa değişikliğine evet diyerek bir haksızlığın giderilmesine katkıda bulunmuş olmaktan mutluluk duyuyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.