Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Ver 'Saadet'e, er saadete

Ver 'Saadet'e, er saadete




Seçim kampanyası boyunca söylenen ve yaşananları biraz olsun takip ediyorsanız "Ne günlere kaldık" demekten kendinizi alamayacağını sanıyorum. Çünkü, medyanın topluma sunduğu üç partinin sözcüleri konuşup duruyorlar ama ortaya derde derman olabilecek bir çözüm koymuyorlar. Kaset yarışları, okyanus ötesi laf atmalar, "Senden bir şey olmaz" buna karşılık "Ben binlerce kişinin girdiği sınavı kazandım" şeklinde karşılıklı bir takım laf yarışı...

Buna karşılık ABD'den Mavi Marmara'nın Gazze'ye yönelik ikinci yardım seferinin durdurulmasını isteyen bir mektup geliyor, ABD Ankara Büyükelçisi yaptığı açıklama ile Mavi Marmara'nın ilk seferine yönelik İsrail'in giriştiği saldırı konusunda adeta İsrail'i destekler konuşma yapıyor, AB'den Türkiye'nin ev ödevini tam olarak yapmadığı, bunun için kapıda bekletildiği yönünde açıklamalar geliyor. Libya'ya yönelik adı NATO müdahalesi dense de Fransa ve İngiltere'nin saldırıları sürüyor. Hedef Kaddafi'nin öldürülmesi ve isyancı güçlerin yönetimi ele geçirmesi. Suriye kaynıyor, gösterilerde insanlar öldürülüyor, cari açık almış başını gidiyor. Bu yılın ilk üç ayında 22 milyar dolar cari açık gerçekleşmiş.. Tüm bunlar milletten oy isteyen AK Parti, CHP ve MHP'nin gündeminde bile değil. Gerçekten siz rastladınız mı söz konusu 22 milyar dolarlık cari açık ile ilgili olarak özellikle CHP ve MHP cenahından gelen yoruma? Bu konuda söyleyecek sözleri yok mu?

Kısacası ülkenin karşı karşıya bulunduğu ve aşması gereken iç ve dış sorunlar sözünü ettiğim üç partinin henüz gündemine girebilmiş değil. Onlar için tek konu birbirlerine hiçbir anlamı olmayan, ülke sorunları ile ilgisi bulunmayan laf yetiştirme yarışı önemli..

Diyelim ki partiler meseleyi böyle geçiştirip oyları almayı planlıyorlar... Peki milletin istediği bu mu? Millet bu laf yarışından memnun mu?

Söz gelimi eğitimin ihtiyacı olan yüz binlerce öğretmen açığının bir kısmını karşılamak için seçim öncesi ataması yapılacak olan 30 bin öğretmen iktidar partisine yüz binlerle ifade edilen oy getirecek mi? İktidar bu atama ile lütufta mı bulunmuş olacak? Bir hükumetin yapması gerekeni yapmış olması bu kadar basit bir mantık ile oya mı dönüşecek?

Medya günlerce sınavlardaki şifre olayını tartıştı, daha doğrusu şifre iddiaları ile kamuoyunu meşgul etti, bazı ilgililer linç edilmeye kalkışıldı. Sınavla ilgili soruşturma açıldı ve sonuçta takipsizlik karı verildi. Ama laf karmaşası arasında işin özünün ne olduğu kesinlikle anlaşılamadı. Zaten maksadında olayların özünü ve doğrusunu millete ulaştırmak oluşturmuyor. Siyasi liderlerin laf salatasına medya da malzeme yetiştiriyor. Kısacası bir kumpas kurulmuş bu kumpasta bulandırılan illetten başkası değil. İsteniyor ki millet olayların doğrusunu öğrenmesin... Medya ve onların arkasındaki yönlendiricilerin istediği istikamette millet kanaat oluştursun ve ona göre davranış sergilesin. Millet uyuşturulsun, perde arkasındaki güçlerin dediği olsun.

Bu arada Saadet Partisi gibi ülkenin tüm sorunlarına çözüm üreten siyasi kadrolarda var. Ama nedense medya Saadet'i görmek ve göstermek istemiyor. Çünkü onlar için önemli olan ülke sorunlarının çözülmesi değil, kurulu düzenin devam edip gitmesi. Toplum mutsuz, gelir dağılımı dengesiz, milyonlarca insan işsizmiş bunları pek fazla ilgilendirmiyor, bu sorunlar üzerinde toplumun yoğunlaşması da istenmiyor.

Söz gelimi sadece ekonominin geçen yıl yüzde kaç büyüdüğü millete sunuluyor da bu büyümeden toplumun hangi kesimleri ne ölçüde pay alıyor, bu noktayı görmezden geliyorlar. Halbuki milli gelirden toplumun tüm kesimlerinin pay alması gerekir. Bir taraf bir yılda milyar dolarla ifade edilebilen bir zenginleşme sağlarken toplumun önemli bir kesimi asgari ücrete razı olduğu halde bunu bile bulamıyorsa o toplumda huzur ve saadetin temini mümkün olabilir mi?

Toplumda huzur ve saadetin yolu Saadet Partisi iktidarından geçiyor ama bunu topluma göstermenin bir yolunu bulmak gerekiyor. Bunun yolu ise Saadet'e gönül verenlerin gece gündüz demeden koşturmaları, yorulmaları ve terlemelerden geçiyor. Kısacası, "Oyunu ver Saadet'e, er saadete" gerçeği ile toplumu yüzleştirebilmek önem taşıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi