Hasan Aksay

Hasan Aksay

Yeni anayasa ve kirli atmosferin tasfiyesi

Yeni anayasa ve kirli atmosferin tasfiyesi

Kimyasal atıklar dökülen derede hayat olmaz. Çirkinliğin, kötülüğün “özgürlük” diye savunulup teşvik edildiği; hakkın, edebin-ahlakın mahalle baskısı olarak kınandığı yer, insani değerler için kimyasal atık dökülen dereden daha felakettir. Kaldı ki ahlak ve erdemler çiçek gibi bakım ve itina ister. Zevkçilik, çıkarcılık gibi yolu uçuruma çıkan çirkinlikler, dikenler gibi kendiliğinden doğar ve ürer. Ahlaksızlığın, düzen, imkan ve yetkilerce teşviki, ilacı gümrükleyip, hastalığın salgınına davetiyedir.

Yeni anayasa memleket üzerine çöken kirli atmosferi temizlemede önemli fırsattır. “Yiğit bin yaşar, fırsat bir düşer.” Bu fırsat, çoktan bekleniyordu. Bahar için kışı; şafak için geceyi yaşamak gerekiyordu. Yaşandı. Çile ve felaketler, ibretle ehliyet ve irade doğurursa, imkanlar fırsat olur. Fırsata körlük felakettir.

Çıkarcı diktatörler, milletin gönül desteğinden mahrumdur. Düşmanına dayanmak zorundadır. Onun için darbeciler başlangıçtan itibaren; diğer diktatörler bir müddet sonra düşmanın izinde, kendi milletinin ruh yabancısı olurlar. İslâm ülkelerindeki kirli hava ve İslâm düşmanlığı böyle doğar. Kirli havada insan; temiz havada zalim, nefes darlığı çeker. İnsan için samimiyet, açıklık; zalim için gizlilik, çok yüzlülük gerekir. İnsan gün ışığını; yarasa geceyi bekler.

Hitler dünyayı; Hüsnü Mübarek Mısır’ı; Haliç kirliliği İstanbul’u; “yetmiş sente muhtaç düşmek” Türkiye’yi darlattı. Fırsat doğuran çile, çare üreten bilinç ve iradeye dönüşür. Tehlike, şafak vakti uyumakta. Fırsat kaçar. Gece karanlığı kapıda. Mısır halkı, Tahrir Meydanı’yla; milletimiz “Kısmi anayasa oylaması” ile fırsat doğurdu. Şimdi yeni anayasa. Fırsat kullanılacak. Meselemiz iyi kullanmak.

Fırsatı iyi kullanmanın temeli, insani değerlerin, edebin, ahlakın, manevi değerlerin atmosferini sağlamaktır. Çıplaklık teşvik edilirken örtünmek fişlenirse; içki içmemek hayret doğurur, trafikte dahi içki nispeti korunursa; İslâmi öğrenim tehlike görülür hale gelmişse, atmosfer kirliliği ahlaki yaşam için tehlike zili çalmaktadır.

Anayasa en güzel maddelerle inşa edilse, kapısı kirli atmosfere bir santim aralıksa, ilk esintide sonuna kadar açılır. Sermayeye, “yeşil” der, devlet gücüyle imha eder. Erkeği, şapka giymiyor diye asar; kadına, başını açmıyor diye insan hakkı tanımaz. Böyle kanun yok. Atmosfer varsa zulüm doğar. Bu atmosfer, vicdanı şaşı eder. Ahlaksızlığı, “özgürlük”; ahlakı, insani değerleri “tehlike” görür, gösterir.

AB kriterleri uğruna, kendi medeniyetimiz tahrip edilmemelidir. Aile, ahlaki değerleriyle korunmalıdır. İdam, adam öldürene olmalı, seri katil üretilmemeli; Osmanlıca, Arapça garip kalmamalıdır. İçki felakettir. Sigara gibi, ciddi mücadele şarttır. Farkına varamadan zehirleyen manevi atmosfer kirliliği önemle ele alınmalıdır.

İngiliz The Economist dergisi, mesleğini bıraktı. CHP’ye oy tahsildarı oldu. Neden? Fransız masonları, Türk locasına, “Halkın % 80’i istese de başörtüsüne izin vermeyin” demişti ya. Sıra İngiltere örgütünde. Economist’ten, PKK’dan, BDP ve Ergenekon’a kadar CHP safında bir dayanışma. Nasıl bir atmosfer ama.

Yeni anayasanın sağlığı, temiz atmosferle olur. Üç temel şartı var:

1) Manevi ve ahlaki hayat önemle ele alınmalıdır.

2) Yeni anayasa. Yani değişmiş. Eskisi değil. Millete, “Müsaade bu kadar. Şunlar değişmez” diyen kim? Huzur bozma imkanı bulan her fitneci “o saklanan derin irade benim” der. Değişmezler tamamen kaldırılmalıdır.

3) Laik olmayan devlet, dine laiklerden saygılı. Global çağda dine baskı olamaz. İslâm, 15 asırdır, “Din özgürlüğü!” diyor. Batı ve tetikçilerinin İslâmofobisinden başka dine baskı kalmadı. Yani baskı yok, laikliğe gerek yok. İslâm düşmanlığı ise, yeter artık. Her iki halde de anayasada yer almamalıdır. Suç işleyene genel düzen yeterlidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hasan Aksay Arşivi